Türkiye'de salgın kontrolden çıktı: Yoğun bakım ünitelerinde yer kalmadı
Tüm dünyayı sarsan, 18 milyonu aşkın kişiyi enfekte eden, 690 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine neden olan koronavirüste vaka sayılarında ciddi bir artış yaşanmaya başladı.
Türkiye'de şimdiye kadar 232 bin 856 kişide koronavirüs görülürken, 5 bin 728 kişi de salgın nedeniyle yaşamını yitirdi. Ancak kontrollü normalleşme sürecine girilmesi nedeniyle yaşanan rehavet, yaz tatili nedeniyle sahil illerine akın edilmesi vaka sayılarında artışa neden oldu.
Başta doğu ve güneydoğu illerinden gelen “yoğun bakım ünitelerinde yer kalmadı” uyarılarının ardından Sağlık Bakanlığı’nın her gün rutin bir şekilde paylaştığı yoğun bakım ve entübe hasta sayısının kaldırılması “salgındaki gerçek verilerin gizlendiği” tartışmalarına neden oldu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son olarak yaptığı açıklamada "Kurban Bayramı ve tatilde tedbir eksikliği, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak sonuçları açısından kaygı verici" ifadelerini kullandı.
Koronavirüste Türkiye’deki son durumu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, “Kamu ve şehir hastanelerinde aşırı derecede hasta var. Bazıları dışarıda bekletiliyor. Baktığımızda hızla bir artış var, ilk anlara geri dönmeye başladık” diye özetliyor.
Dr. Adıyaman şunları söylüyor.
“Yoğun bakımdaki hasta sayısını vermek istemiyorlar. Çünkü biz bunlara bakarak çıkarımlarda bulunabiliyorduk. Aktif hasta sayısını yoğun bakımdaki hasta sayısına bölüyorduk. Dünyada yüzde 1,5 civarındayken Türkiye’de yüzde 10’un üzerinde olduğunu üç dört gündür açıklıyorduk. TTB açıkladıktan sonra Sağlık Bakanlığı bu verileri ortadan yok etti. Sahadan gelen geri bildirimler de Sağlık Bakanlığı açıklamalarının üstünde bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Sağlık Bakanı İstanbul için Türkiye’nin Wuhan’ı demişti. Ancak Diyarbakır, Urfa gibi illerde inanılmaz bir hasta artışı var.”
Prof. Dr. Adıyaman’ın dikkat çektiği Urfa’da koronavirüs vakaları katlanarak artarken, kentte yoğun bakım üniteleri ve hastanelerde yatak sorunu baş göstermeye başladı.
Urfa Tabip Odası Başkanı Osman Yüksekyayla, kentte günlük 300-350 civarında pozitif koronavirüs vakasının tespit edildiğini belirterek, hastanelerde yer ve yoğun bakımı sıkıntısı yaşandığını söylüyor.
Salgın verilerini açıklamayı durduran İl Hıfzıssıhha Kurulu ise sessizliğini koruyor. Urfa Tabip Odası Başkanı Osman Yüksekyayla, şu uyarılarda bulunuyor:
“Bu şekilde devam ederse çok daha ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya kalabiliriz. Verilerin açıklanması, insanları olayı ciddiye almasında katkı sağlayabilir. Bu şekilde insanlar Kovid-19’un bitmediğinin farkına varabilir. Pandemi artık eskisi kadar gündemde değil. Buda toplumda salgının bitti algısı yaratıyor.”
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan da “Vaka sayıları arttıkça hastanede yer bulamıyoruz... Böyle giderse daha da artacak. Diyarbakır’da günlük 300 ortalama vaka sayısı var. Dün de Urfa’daydık. Orada da 300 ila 350 arası ortalama vaka sayısı var" diyor. Turan, “Bölgedeki hastanelerde ya biri ölünce ya da biri iyileşince yer bulabiliyorsunuz” ifadelerini kullanıyor.
Adana Valiliği de kentte koronavirüs vakalarında yaşanan artışa dikkat çekiyor. Valilik açıklamasında şu uyarılar yer alıyor:
“Valiliğimiz koordinesinde görevli denetim ekiplerimizce gerçekleştirilen denetimlerde vatandaşlarımızın; pazar yerlerinde, AVM’lerde, marketlerde, halka açık olan kalabalık alanlarda tedbirli olmadıkları görülmüş ve vatandaşlarımıza maske takmaları, sosyal mesafe kuralına uymaları ve el hijyenine dikkat etmeleri konusunda gerekli uyarılar yapılmıştır. Yapılan tüm uyarılara rağmen bu durumun sürmesi ve vaka sayılarındaki artışın devam etmesi halinde vatandaşlarımızın sağlığını korumak ve ilimiz genelindeki vaka sayısındaki artışı kontrol altına almak amacıyla Valiliğimizce ek tedbirler alınması kaçınılmaz olacaktır.”
Türkiye’de salgın hastalıklar üzerine araştırmalar yapan Boston College Biyoloji bölümünde çalışan, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emrah Altındiş “Durum çok vahim. Maalesef, salgın pek çok şehirde kontrolden çıktı” diyor.
Altındiş, “bu akıl tutulması artık durmalı” diyerek şunları söylüyor:
“Türkiye'de sağlık sisteminin muhtemelen en güçlü olduğu şehirlerden başkent Ankara'da, tüm yoğun bakımların dolu olması, artık yoğun bakıma hasta kabul edilememesi, hem akıl dışı salgın yönetiminin sonucu, hem de çok tehlikeli bir gelişme.
Eğer test sayıları bu komik sayılardan yükselmez, enfeksiyonun çok yayıldığı sehirlerde (Ankara, Diyarbakir, Bursa vb.) minimum iki hafta karantina uygulanmaz, topluma durumun vehameti anlatılmazsa, sonbahar/kış ağır geçecek! Bu akil tutulması artık durmalı!
Bakanlığın artık yoğun bakım hasta sayılarını paylaşmaması ve sansürlemesi salgının geldiği vahim noktayi gizleme çabalarından zira verdikleri yoğun bakım sayıları, hasta sayılarının doğru olmadığını çok açık gösteriyordu.”
Genetik bilimci Dr. Çağhan Kızıl da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Birinci dalga sahillere indi” açıklamasına şöyle yanıt veriyor:
“Yönetim, turizm geliri sağlamak için salgının ‘sahillere inmesine’ neden olan uygulamaları gerçekleştirdi. Üstelik okulların açılmasında ısrar ederek bu salgını daha geniş kitlelere yayma riskini de göze alıyor. Böyle giderse sonbaharda daha ağır önlemlere gerek duyulabilir.”
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, Covid-19 salgınında sonbaharda ikinci dalga beklendiğine dikkat çekiyor. Taşova, "Sağlık çalışanları çok yoruldu. Çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Normalleşme ya da hafif gevşeme kısmı derken tam anlamıyla normalleştik" diyor.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü de "Uyarıları sürekli yapıyoruz ancak halkta bir bıkkınlık oluştu. Sanki artık çok ciddiye alınmıyor. Özellikle tatil yerlerinden gelen görüntüler çok üzücü ve ürkütücü. Bayram nedeniyle de aile içi, akrabalararası tedbirler bırakıldı, herkes elele, sarmaş dolaş" ifadelerini kullanıyor.(Ahval)