Türkiye'deki kürt illerinde koronada ciddi artış: Hastanelerde yer yok!

Türkiye'deki kürt illerinde koronada ciddi artış: Hastanelerde yer yok!

Çin'de ortaya çıktıktan kısa süre sonra tüm dünyaya yayılan koronavirüs pandemisi uzlaşı geçerken Türkiye'de özellikle Kürt bölgesinde ciddi bir artış yaşanıyor. 

Covid-19 vakalarının artış gösterdiği Diyarbakır’da, 370 kişinin günlük tedavi gördüğü pandemi hastaneleri doldu taştı. Kentte son iki günde 20 sağlık çalışanının korana testi pozitif çıktı. Van-Hakkari Tabip Odası’ndan Dr. Hüseyin Yaviç, “normalleşme” adımları sonrası bölge kentlerinde yaşanan vaka sayısındaki artışla birlikte pandemi hastanelerinin dolduğunu ve pozitif vakaların evlerine gönderildiğini söyledi. 

Koronavirüs vakalarının hızla arttığı kentlerin başında gelen Diyarbakır’da, her gün 100’ü aşkın kişinin virüse yakalandığı belirtiliyor. Kentte Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 180, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde 70, Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi’nde 75, özel ve ilçe hastanelerinde ise 50 olmak üzere günlük 370 hasta tedavi altında tutuluyor. Vaka sayısının artışıyla birlikte kentte pandemi hizmeti veren tüm hastanelerin dolduğu belirtildi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, sürecin başından bugüne kadar bilgilerine ulaşabildikleri sağlık çalışanı sayısının Diyarbakır’da 285 olduğunu kaydetti. Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde son 2 günde 20, son bir haftada ise toplam 30’ü aşkın sağlıkçının enfekte olduğunu belirten Güldiken, şöyle dedi:

“Özellikle son haftalarda artan bu durumun en temel sebebi 1 Haziran itibari ile yürürlüğe giren mevcut bakanlık yönetmelikleri ve ‘normalleşme’dir. Kovid servisinde çalışanlara izolasyon izni verilmemesi bu süreci tetiklemiştir. Kovid birimi ve yoğun bakımında çalıştıktan sonra karantina uygulanmadan başka servislere görevlendirme yapılmasının sonucudur. Biz, bu çalışma şeklinin hem sağlıkçıların hem de toplumun sağlığını tehlikeye attığını defalarca dile getirdik. Yine özellikle bu süreçte sağlık emekçilerinin sayısının arttırılması gerektiğini söylerken, bu süreci öngören bir noktadan yaklaşmıştık ve bugün gelinen noktada haklı çıktığımız aşikârdır. Hastanelerde her gün yeni arkadaşlarımız enfekte olurken bakanlık üç maymunu oynamamalı ve sorumluluğunu yerine getirmelidir."

Diyarbakır’daki vaka ve yaşamını yitirenlerin sayısının her gün bir önceki günün rekorunu kırdığını kaydeden Güldiken, “Türkiye geneli gösterilen tablonun inandırıcılığı kalmamıştır. Daha dün Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kovid-19’dan dolayı vefat eden bir hastanın ölüm sebebi, kayıtlara böbrek yetmezliği olarak geçirildi. Bunun gibi onlarca vaka biliyoruz. Ya bilmediklerimiz? Yöneticilerin sürecin başından itibaren oluşturmaya çalıştıkları ‘başarı öyküsü’ maalesef tutmamıştır. İlk başlarda 20 yaş altı ve 65 yaş üstüne yönelik kısıtlamalar, okul ve camilerin kapatılması önemli ve olumlu hamlelerdi. Ancak 1 Haziran sonrasındaki yetersiz planlama ve pazarın hareketlenmesi için yapılan hızlı hamleler, toplum sağlığını ekonomiye kurban etmiştir” dedi. 

Güldiken, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 9 katına ek olarak Genel Yoğun Bakım katıyla birlikte toplam 10 katı, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nin yedi katı, Kalp Hastanesi’nin dört katının Kovid birimi olarak kullanıldığını belirterek, bu hastanelerdeki birimlerin dolduğunu söyledi.

Yetkililere seslenen Güldiken, şöyle devam etti:

“Neden gerçek rakamları kamuoyuyla paylaşmıyorsunuz, Sermaye sahiplerinden mi çekiniyorsunuz? Gerçek rakamların ilk günden itibaren şeffaf bir şekilde paylaşılmasına yönelik talep ve önerilerimizi görmezden gelmeseydiniz halk bu kadar rahat davranır mıydı? Vaka sayısı bu kadar artar mıydı? Pandemi sürecini hala kontrol edebildiğinizi düşünüyor musunuz? Yoksa toplumu sürü bağışıklığına mı terk ettiniz?” 

Van-Hakkari Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Hüseyin Yaviç, “normalleşme” adımları sonrası özellikle bölge kentlerinde koronavirüs (Kovid-19) salgını vaka sayısında ciddi artış yaşandığını belirtti. Yaviç, yaşanan rehavet hali ve gerekli önlemlerin alınmamasının bu durumda etkili olduğunu söyledi. 

Sağlık Bakanlığı verilerinin “iç açıcı” olmadığını söyleyen Yaviç, özellikle Van ve ilçelerindeki sağlıkçılarda görülen vaka sayısına değindi. “Normalleşme” adımlarının ilan edildiği süreçte insanlarda eskiye dönüş algısının oluştuğunu belirten Yaviç, “Şehirlerarası otobüs araçlarının serbest bırakılması, AVM’lerin açılması, düğünlerin yapılmasına izin verilmesi ve daha bir çok durum yaşamı, salgınının olmadığı döneme evirdi. Bu süreç içerisinde tedbirler ciddi anlamda gevşetildi, sahada filyasyon çalışmaları neredeyse artık bırakıldı. Yaygın test uygulamasının bir türlü yapılamaması da farklı sıkıntılar doğurdu. Başkale örneğinde olduğu gibi; tesadüfen bulguları olan bir sağlık çalışanı testinin pozitif çıkması üzerine kurumda diğer sağlık çalışanlarına test uygulandı ve 10 sağlık çalışanında virüs tespit edildi. Bununla birlikte sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu malzeme boyutuyla eskisi kadar desteklenmediğini de görüyoruz” dedi.

Denetimlerin eskisi kadar sık yapılmadığını ifade eden Yaviç, denetlenmesi zor bir tabloyla karşı karşıya olduklarını kaydetti. “Bundan sonraki süreçte de vaka sayısının artma ihtimali olacak” diyen Yaviç, “Açıklandığı ifade edilen tedbirlerin teorik söylemlerde kaldığı, pratikte uygulanmadığı ve sonuç alınamadığını gösteriyor. Şu an Van’da pandemi hastanelerinin Haziran ayı başından beri tam doluluk oranında olduğunu, bu dönem pozitif vaka oldukları aydınlatılmış olanların imzayla evlerine gönderildiğini biliyoruz. Filyasyon çalışmalarının eskisi kadar geniş çaplı değil de daha dar bir çerçevede yürütüldüğü yönünde tespitlerimiz var” diye konuştu. 

Ekonomik ve mali adımların atılması gerektiğine vurgu yapan Yaviç, yine denetimlerin de çok sık yapılması gerektiği üzerinde durdu. Yaviç, şöyle konuştu:

“Biz sürecin en başından beri toplumun pandemi sürecini dikkate alması gerektiğini, özelikle sosyal mesafeye dikkat etmeleri gerektiği, maske kullanması noktasında dikkat edilmesinin zaruri olduğunu paylaşıyoruz. Bunu topluma tavsiye etmekle bitmiyor. Devletin bu yönde destekleyici politikalar ortaya koyması gerekiyor. İktidarın insanların evde kalmasını gerektirecek ekonomik ve mali koşulların yaratması gerekiyor. Özelikle yerelde bu denetimlerin çok ciddi bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. İkinci ve üçüncü dalgaların yaşanmaması, toplumun bu süreçte ciddi sağlık sorunları yaşanmaması ve atlatabilmesi için bu tür tavsiyelerde bulunabiliriz.”

 

(Mezopotamya Ajansı)