Washington Monthly: Orta Dogu'da Demokrasinin son ve en iyi umudu Kürtler

ABD’de yayın yapan Washington Monthly gazetesinde Joshua Alvarez, ‘Derin devlet geri dönüyor’ başlıklı bir analiz yayınladı.

Washington Monthly: Orta Dogu'da Demokrasinin son ve en iyi umudu Kürtler

ABD’de yayın yapan Washington Monthly gazetesinde Joshua Alvarez, ‘Derin devlet geri dönüyor’ başlıklı bir analiz yayınladı.

Yayımlanan Analiz Şu Şekilde: 

Aralık ayında, Başkan Trump Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.  Telefon görüşmesinin yazılı metni yok, ancak Erdoğan’ın Amerikan mevkidaşına aktarmaya çalıştığı şeylerin yoğunlaştırılmış bir versiyonu var.

TÜRKİYE VE SURİYE BÖLGESEL RAKİP İDİ

Türkiye ve Suriye tarihsel olarak bölgesel rakipler idi. 1998’de neredeyse savaşa girdiler. Ancak Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının başlarında Beşar Esad’la olan rekabeti arayı biraz düzeltti. Arap Baharı Suriye’de yaşandığında Ankara ve Washington barışçıl ve ekonomik açıdan canlı bir arkadaşlık sürecine girdiler. 2011 itibariyle Suriye’de iç savaş kötüleşti.

Erdoğan, Esad rejiminin uzun sürmeyeceğine inandı ve sonunda halka açık bir şekilde Esad’ın istifa etmesi çağrısı yaptı. Belli ki işler böyle olmadı. Aradan geçen yıllarda aynı anda birkaç şey meydana geldi.

‘KARGAŞADA OLAN KÜRTLERE OLDU’

Esad iktidara geldi. Bu kargaşada olan Kürtlere oldu. IŞİD, Esad ordusundan sonra Suriye’deki en güçlü askeri güç haline dönüştü ve rejim askerlerinin kaçmasına neden oldu.

Orta Doğu’daki laik demokrasinin son ve en iyi umudunu yaratan Kürtler, Rojava’da Demokratik Suriye Güçleri (DSG) şemsiyesi altında Araplar ile bir araya geldi.

Erdoğan umutsuz bir şekilde Esad’ın ya gitmesini ya da şiddetli bir şekilde zayıflamasını istedi. Erdoğan, Rojava topraklarda Kürtlerin bulunmasını kesinlikle reddetti. Bu nedenle, her ikisiyle de (Esad ve Kürtler) savaşacak tek gücü (IŞİD) gerek örtük gerek açıktan destekledi. Ayrıca, diğer milis örgütlere destek vererek, kendisine siyasi bir koruma sağlamaya çalıştı.

‘TRUMP, KARMAŞIK DURUMU TAKİP EDEMEDİ’

Trump, kendisine dünya liderleri tarafından sunulan karmaşık durumları takip edemediğini gösteriyordu. Erdoğan ile telefonda görüşerek, “Tamam, hepsi senin. Bizim Suriye’de işimiz bitti” dedi. Trump daha sonra IŞİD’in mağlup olduğunu ve ABD’nin Suriye’den çekileceğini açıkladı. Geri çekilme için ise hiçbir koşul belirtmedi.

ABD’nin Eski Savunma Sekreteri James Mattis, Trump’ın kararını tersine çevirmeye çalıştı ve başarısız oldu. Bu aşamada John Bolton’da Trump’a karşı çıktı ve Kürtlerin korunması gerektiğini vurguladı.

‘TÜRKLER NEFRET EDERSE, DOĞRU BİR ŞEY YAPIYORUZ’

Erdoğan Suriye’deki olaylara New York Times gazetesine bir makale yazarak cevap verdi.

Fakat Suriye ve Kürt müttefiklerimiz söz konusu olduğunda, kaba ancak genel olarak yararlı bir politik aksiyom şöyle olmalı: “Türkler bundan nefret ederse, doğru bir şey yapıyoruz demektir.”

Ancak Perşembe günü,  ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Kahire’de konuşarak ABD’nin Orta Doğu’ya daha fazla asker göndereceğini söylüyordu.

Pompeo’nun söylediği gibi, Amerika’nın yeni ve gelişmiş bir Orta Doğu politikası var gibi… Bu politika Obama’nın değil. Yeni bir sistem gibi görünüyor. Son dönemdeki açıklamalar derin devletin geri döndüğünü gösteriyor. Acaba Orta Doğu, önümüzdeki yıllarda aynı Orta Doğu olmayacak mı?

PeyamaKurd