ABD'de Trump'ın mektubuna tepkiler: Akıl tutulması!
ABD’de Trump’ın mektubunu “utanç verici” bulanlar olduğu kadar “tuhaf” yazışmayı şaka sananlar da çıktı. Bazı siyasetçiler “Trump’ın akıl tutulması yaşadığını” söylerken, tarihçiler bu tür mektupların aslında nasıl gönderilmesi gerektiğini izah etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 9 Ekim’de gönderdiği ve Amerikan basınında yeni paylaşılan mektup tepki çekmekle kalmadı, siyasi teamüller ve resmi yazışma prosedürünü de nasıl ihlal edildiğini gösterdi.
Amerikalı siyasetçiler ve uzmanların “utanç verici” ve “şaka” olarak nitelediği mektup, sosyal medyada da alay konusu oldu.
Fox News kanalından Trish Regan’ın “ABD Başkanı Donald Trump’ın Erdoğan’a gönderdiği mektubun bir kopyasını edindim. Trump, Erdoğan’ı ‘sert adam olma, aptal olma’ diye uyarıyor. Türkiye’nin Suriye meselesini insani bir yolla çözmemesi halinde Türk ekonomisini yok edebileceğini söylüyor” paylaşımıyla duyurduğu ve Beyaz Saray tarafından da doğrulan mektup tepkilere neden oldu.
Trump'ın azledilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarıyla gündeme gelen ve Cumhuriyetçi Parti’den ayrılma kararı alan Temsilciler Meclisi üyesi Justin Amash mektubu “Bu delilik” sözleriyle paylaştı.
Demokrat Kongre üyesi: “Bu, bir çeşit akıl tutulması”
Demokrat Kongre üyesi Mike Quigley, CNN’e yaptığı açıklamada, “Bunun gerçekten bir şaka olduğunu sandım. Bu Oval Ofis’ten çıkmış bir mektup olamazdı. ABD Başkanı, bir çeşit akıl tutulması yaşayarak, kafasında ne varsa onu öfkeli bir şekilde dikte etmeye çalışıyor gibi. Bunlar, olağanüstü derecede ciddi meseleler ve dünyanın olağanüstü derecede tehlikeli bölgeleriyle ilgili” uyarısını yaptı.
“Başarısız bir lise öğrencisi bile daha iyisini yazardı”
Business Insider’a konuşan Cumhuriyetçi Kongre üyesi Seth Moulton ise “Kelimenin tam anlamıyla içler acısı. ABD’nin başarısız liselerinden birinde ortalama bir öğrenci bundan daha etkili bir mektup yazabilirdi. Beyaz Saray’da, tüm dünyaya yabancı liderlerle nasıl yapılacağına dair hiçbir fikri olmayan bir başkanımız var” ifadelerini kullandı.
"Yabancı liderlere mektup gönderme süreci böyle işlemez"
Connecticut Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bradley Simpson, “Amerikan dış politikası üzerine çalışan bir tarihçiyim. ABD başkalarından yabancı liderlere gönderilmiş pek çok mektubu okudum, gel gör ki hiç bu kadar kaçık, bu kadar tehdit edici, bu kadar tuhaf ve tamamen temel ahlaktan yoksun bir mektup okumadım. Trump son derece, son derece rahatsız” dedi.
“Tarihçi olmayanlar için bu mektubun, deli saçması bir düz yazı olmanın dışında neden bu kadar tuhaf olduğunu” da izah eden Simpson şöyle devam etti:
Normal işleyişte bir ABD başkanının yabancı liderlere yazacağı bir mektubun taslağı ulusal güvenlik danışmanı ya da üst düzey başka yetkililer tarafından ve diğer ilgililerden alınan veriler de göz önünde bulundurularak hazırlanır. Hızlı gelişen olaylara cevaben olsa bile bir başkanlık mektubu komite tarafından yazılır ve düzenlenir (neredeyse hiçbir zaman başkanın kendisi tarafından değil), her kelimenin mevcut politikayla tutarlı olmasını sağlamak ya da kabul edilen bir politika seçeneğini ayrıntılı biçimde açıklamak için birden fazla taslaktan geçer. Yabancı devlet başkanlarına gönderilen başkanlık mektupları, politika sürecinin toplamıdır, ABD elçiliği ve diğer kuruluşlar hangi politika meselesine yöneltilmiş olursa olsun her türlü yeni girişime cevap vermek zorunda kalacağı için pek çok kişi bu mektubu imzalar. Görünüşe bakılırsa Trump mektubu doğrudan ABD dışişleri bakanına dikte etti ve Ulusal Güvenlik Konseyi, dışişleri bakanlığı, Pentagon ya da genelkurmay başkanlığının katkıları olmadan Erdoğan’a yolladı.
“Trump’ın hiçbir şeyden çekinmemesi bizi korkutmalı”
Mektubun “politika yapım sürecinin tam anlamıyla çöküşünü ve danışmanlardan hiçbir katkı almadan tamamen başkanın baştan savma yaptığı bir iş olduğunu” işaret ettiğini belirten Simpson, “Başkanlar normalde kendilerini, uzmanlıklarının ve deneyimlerinin en azından dikkate alınması gereken danışmanları tarafından sınırlandırılmış olarak görür. Trump kendini kimseyle sınırlandırılmış ve hiçbir şey söylemekten ya da bir şeyler yapmaktan çekinmiyor gibi görünüyor, bu hepimizi korkutmalı” diye ekledi.
“Çalışma kağıdına pastel boyayla yazılsa daha anlamlı olurdu”
Washington Post köşe yazarlarından siyaset bilimci Brian Klaas, “Dürüst olmak gerekirse Trump’tan Erdoğan’a yazılan bu mektup, Beyaz Saray’ın antetli kağıtlarından ziyade çalışma kağıdına pastel boyayla yazılmış olsa daha anlamlı olurdu” ifadelerini kullandı.
Eski CIA yetkilisi: Müttefiklerimiz ABD’ye daha az güvenecek
“General Mazlum seninle müzakere etmek istiyor ve geçmişte hiç vermediği tavizleri vermeye niyetliler” ifadelerinin de geçtiği mektubu değerlendiren eski CIA yetkilisi ve Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Ned Price ise şunları söyledi:
Beyaz Saray’dan gelen bu sözcükler tüm Amerikalıları utandırıyor ancak Trump’ın Suriye Demokratik Güçleri (DSG) komutanının (Mazlum Kobani) mektubunu “gizlice” iliştirmesi müttefiklerimize Amerika’ya güvenmeleri için daha az sebep sunacaktır.
Neocon Kristol: En korkunç olan, kimsenin bunu engellememiş olması
ABD’de neocon (yeni muhafazakar) çevrelerde Trump karşıtı duruşuyla tanınan, Demokrasiyi Birlikte Savunma (Defending Democracy Together) kuruşunun direktörü Bill Kristol, “Bu mektubun karikatür gibi tarzından bahsetmeye değer. Tabi bir hafta öncesine ait olmasından da. Öyle sanıyorum ki Erdoğan bu mektubu aldı ve görmezden geldi” dedi.
“Neoconların babası” olarak bilinen Amerikalı gazeteci Irving Kristol’un oğlu Bill Kristol, Twitter’da yaptığı paylaşımın devamında şu ifadeleri kullandı:
Beyaz Saray, Trump’ın Erdoğan’a gönderdiği mektupların kopyalarını dostluk ilişkisi içinde olduğu medya kuruluşlarına sunarken, aralarında geçen konuşmaların çözümlerini hangi gerekçeyle yayımlamayı reddediyor? Trump’ın Erdoğan’a yazdığı mektupta en korkunç olan, Trump’ın dikte etmesi değil; (hepsinin de mektubu gönderilmeden önce görmeleri muhtemel) ulusal güvenlik danışmanı, genelkurmay başkanı ve dışişleri bakanından hiçbirinin bu mektubu göndermeme konusunda Trump’ı ikna edememiş olmalarıdır. Denememiş bile olabilirler mi?
“Daha görmediğimi mektupları bir hayal edin”
Princeton Üniversitesi’nden Profesör Steven Strauss, “Düşünün: Trump’ın nükleer depolarımız üzerinde tam kontrol hakkı var” hatırlatması yaparken, eski cumhuriyetçilerden profesör Tom Nichols ise meseleyi 4 başlık altında topladı:
Birincisi, bu mektup tarif edilemez derecede utanç verici. İkincisi, Başkan’ın akıl sağlığının dengesiz olduğunu işaret ediyor. Üçüncüsü, işinin ehli hiçbir yetkili bu gibi bir şeyin binanın dışına çıkmasına izin vermemeliydi. Dördüncüsü, “daha görmediğimiz” mektupları bir hayal edin.
“Çocuksu” mektubu, karalama yazılar ve Star Wars’la tiye aldılar
Öte yandan sosyal medyada bazı kullanıcılar mektubu çocuksu bulup Trump’la alay geçti.
Karalama deftere yazılmış paylaşım yapan bir kişi, “Sevgili Türkiye Cumhurbaşkanı. Televizyondaki adamlar bir kez daha kabalaştı. Hiç adil değil. Yarın iyi bir savaş yapmanızı umuyorum. Sizi gerçekten seviyorum. Siz de beni seviyor musunuz? Sevgiler” notunu yazdı.