Akşener: Hükümetten biri PKK'nın 6 milyon destekçisi var diyor

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akşener: Hükümetten biri PKK'nın 6 milyon destekçisi var diyor
İYİ Parti lideri Akşener, HDP'ye verilen oylara beddua okumasıyla gündeme gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'ye de tepki gösterdi. Akşener, "Kırmızı bültenle aranan kardeşinin ayağına devletin televizyonunu gönderip röportaj yapacaksınız. Sonra çıkıp sırf size oy vermiyorlar diye bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız. Yazıklar olsun. Evet, Titanik batıyor, farkındayız ama ne olursa olsun böyle çıkışlar yapamazsınız. Sırf gündem yaratmak için bu memleketin toplumsal dokusuna böyle zarar veremezsiniz. Böyle azgınlık, böyle izansızlık olmaz. Kendinize gelin. O densiz genel başkan yardımcısını da hemen görevden alın partinizde mümkünse insan görmeyeceği, eline mikrofon verilmeyeceği bir yere koyun." dedi.
 
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
 
Hükümetten Biri Çıkıp Dünyayada Pkk'nın 6 Milyon Destekçisi Var Diyor: 
 
Aynı zihniyetin çok acı bir başka yansımasına da bir Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın akıl almaz sözleriyle şahit olduk. Bu yönetici çıktı bu ülkenin 6 milyon vatandaşına Allah belanızı versin dedi. Milletine bela okuyan bir siyasetçi. Bu Türk siyasi tarihinde bir ilk. Bu Türk siyasi tarihinde utançla hatırlanacak bir terbiyesizlik. Nereden nereye geldi Türkiye, değil mi? Dün kendinden olmayana terörist diyen bu zihniyet bugün işi iyice abartıp kendine oy vermeyene bela okur hale geldi. Bir yandan APO’nun mektubunu okutturup el birliğiyle teröriste güzellemeler yapacaksınız. Kırmızı bültenle aranan kardeşinin ayağına devletin televizyonunu gönderip röportaj yapacaksınız. Sonra çıkıp sırf size oy vermiyorlar diye bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız. Yazıklar olsun. İşin en acısı da ne biliyor musunuz? Bu şımarık, bu şuursuz davranışlarla, bölücü teröre hizmet ettiklerinin farkında bile değiller. Terör örgütünün yöneticileri şu an sırıtarak el ovuşturuyorlardır. Düşünsenize hükümetten biri çıkıp dünyaya PKK’nın 6 milyon destekçisi var diyor.
 
İşte size Ak Parti’nin devlet yönetimi anlayışı. İşte size Ak Parti yöneticilerinin gerçek yüzü. Çıktığım her televizyon programında her konuşmamda defalarca söyledim. Bu memleketin hiçbir vatandaşı herhangi bir partinin kulu, kölesi, marabası değildir. Oy vermek bir vatandaşlık hakkıdır ve kimse oy verdiği partinin politikalarından sorumlu değildir. Seçim olur milletimiz önündeki seçeneklerden birine oyunu verir ama sırf vatandaşlık hakkını kullandı diye kimseye suçlu muamelesi yapamazsınız. Böyle devlet yönetilmez.
 
Buradan başta Sayın Erdoğan’ı ve partisinin yöneticilerini ciddiyete ve sorumluluklarının farkına varmaya çağırıyorum. Evet, işler sizin için kötüye gidiyor biliyoruz. Evet, ateş bacayı sarmış, panik halindesiniz görüyoruz. Evet, Titanik batıyor farkındayız ama ne olursa olsun böyle çıkışlar yapamazsınız. Sırf gündem yaratmak için bu memleketin toplumsal dokusuna böyle zarar veremezsiniz. Böyle azgınlık, böyle izansızlık olmaz. Kendinize gelin. O densiz genel başkan yardımcısını da hemen görevden alın partinizde mümkünse insan görmeyeceği eline mikrofon verilmeyeceği bir yere koyun.
 
Biliyorsunuz, Gara’daki 16 şehit verdiğimiz kahreden olayın ardından milletimizin gerçekleri bilme hakkı olduğunu dile getirmiştik. Milletimizin bu hakkını hatırlatınca, devlet ciddiyetiyle gereğini yapmak yerine sözlerimizi devlete yapılmış bir saldırı olarak lanse ettiler. Talebin muhatabı ülkeyi yöneten hükümetti. Oysa onlar, muhatabı devlet saydılar. Çünkü kendilerini devlet sanıyorlar. Bakın, bu vesileyle önemli bir gerçeğin altını çizeyim. AK Parti ve matruşka gibi iç içe geçtikleri çeşitli boyutlardaki ortakları, devlet değildir. Devlet kanundur, devlet kurumdur. Siyasetçiler gelir geçer, Türk Devleti, Ebed Müddettir. O nedenle her geçen gün eriyen partilerinin, seçim kazanma stratejilerine devlet politikası denmez.
 
Çünkü, partizanlıkla devlet, tamamen farklı şeylerdir. Devletin yasaları vardır. Bu yasalara uyduğunuz sürece, hükümet olarak, ancak devletin bir organı olursunuz. Hükümet olarak eylemlerinizi, sözlerinizi yasa yerine koyamazsınız. Parti trolü gibi hareket eden atanmışlarınızın, abuk sabuk sözlerini devlet aklı diye satmaya çalışamazsınız.
 
Uyguladığınız her saçma sapan politikayı da, “devlet politikası olarak” meşrulaştıramazsınız. Yönetenlerin beceriksiz olması, devleti beceriksiz yapmaz. Yönetenlerin ciddiyetsiz olması, devleti ciddiyetsiz yapmaz. Yönetenleri kötü oluşu, devleti kötü yapmaz. Kurumların parti organı gibi davranması, devleti Ak Partili yapmaz. Makbul vatandaş olabilmenin tek şartının, Ak Parti’yi desteklemek sanılması devletin değil, iktidardaki partinin ne kadar sorunlu olduğuna ve devleti ne derece tahrip ettiğini gösterir. Bu kadar basit. İşte o nedenle, ibretle görüyoruz ki Sayın Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye, maalesef büyük bir yönetim krizi yaşıyor. Sözün özü, Ak Parti iktidarı Türkiye’yi yönetemiyor.