Amerikalı hukuk profesörü: Filistinliler için devlet isteyenler etik olarak Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıkamazlar
Amerikalı hukuk profesörü Alan Dershowitz, Kudüs merkezli Jerusalem Post gazetesine, bölge ülkelerinin yaklaşımını Kürdistan ve Filistin'in bağımsızlığına dair yaklaşımlarını karşılaştırmalı olarak değerlendirdi. Dershowitz, Filistin Yürütme Konseyi'nden Hassan Qreyşeh'in, "Arap, Fransız ve İngilizler gibi Kürtler de bir ulus ancak bu referandum masum bir adım değildir" sözlerini aktardı.
Dünya ülkelerinin Filistin davasına gösterdikleri ilgi ve desteğin Kürdistan'dan esirgemelerinin nedeni olarak, çok az Türkiye, Irak, İran ve Suriye'yi karşılarına almak istememelerini gösteren Dershowitz, aynı ülkelerin çoğunluğunun ise Yahudi halkını şeytanlaştırmaya çok istekli olduklarını ileri sürdü.
Kürtler, Filistinliler
Filistin halkının, Arap komşularıyla aynı gelenekleri, kültürü ve pratikleri paylaştıklarını, Kürtlerinse kendilerine ait dilleri, kültürleri ve geleneklerine sahip olduğuna değinen Dershowitz, tarih boyunca Filistinlilerin Arap komşularıyla kaynaşmış bir şekilde yaşadıklarını, Kürtlerin ise hakimiyetleri altında bulundukları ülkelere karşı sayısız kez ayaklandıklarına dikkat çekti. Kürtlerin, sınırları dahilinde bulundukları ülke yönetimlerince dil ve kültürlerinin yok edilmeye çalışıldığı, benzeri olmayan baskılara maruz bırakıldıkları da kaydedildiği yazıda şu görüşlere de yer verildi:
"Kürtlerin kendi devletlerine sahip olmaları için sayısız neden var. Birincisi, Irak Kürtleri'nin kendi kimlikleri, pratikleri, dil ve kültürleri var. Tarihsel olarak topraklarına derinden bağlı bir ulustur Kürtler. Onları komşularından ayıran kurumları, orduları, petrolleri ve enerji stratejileri var.
Devlet olma şartları
Nitekim, Devletlerin Hakları ve Görevlerine İlişkin Montevideo Anlaşmasının 1. maddesinde, uluslararası hukuka tabi bir devlet şu niteliklere sahip olmalıdır der: a. Kalıcı bir nüfus, b. belli bir toprak parçası, c. idari yapı, d. diğer devletlerle ilişkiye geçebilme kapasitesi. KBY tüm bu kriterlere, en az Filistinliler kadar sahiptirler.
O halde, neden ABD -Rusya, AB, Çin ve BM'nin yanısıra- bağımsızlığı bir Filistin devletini desteklerken, dünyanın en büyük devletsiz etnik gruplarından biri olan Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıkıyorlar? ABD Dışişleri Bakanlığı, referandumdan dolayı derin bir hayal kırıklığı yaşadıklarını söylerken, Beyaz Saray provokatif ve istikrarsızlaştırıcı buldu.
Şayet ABD, bölgedeki ortaklarını ve dostlarını -IŞİD'le mücadelede cephede savaşan- ihmal etmeye devam ederse, giderek daha fazla inandırıcılığını kaybedecektir.
Filistinliler ve Kürtlerin bağımsızlığı
Kendi devletlerine sahip olma mücadelesi veren Filistinlilerin de Kürtlerin bağımsızlığını desteklemeleri beklenirdi. Ancak aksine, Filistinliler de Arap Birliği ülkelerinin referandum ve bağımsızlık karşıtı tavrını onayladı.
Filistin Yürütme Konseyi'nden Hasan Qreyşeh şöyle diyordu referandumla ilgili: "Kürtler de, Arap, Fransız ve İngilizler gibi bir ulus ancak bu referandum masum bir adım değil. Arkalarında duran tek ülke İsrail. Arkalarında İsrail olduğu için, bence, dikkatli olmalıyız."
Üniversiteler de ikiyüzlü
Filistinlilerin devlet sahibi olma hakları için yüksek sesle gösteri yapan ama Kürtleri görmezlikten gelen ya da onlara karşı duran üniversite öğrencileri ve Fakülteler de ikiyüzlülükte sınır tanımıyorlar. Üniversite kampüslerinde ne gördünüz Kürtler lehine bir gösteri yapıldığını? Asla. Filistinliler için devlet isteyenler etik olarak Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıkamazlar. Ama karşı çıkıyorlar, çünkü İsrail-Filistin çatışması üzerine yürütülen tartışmalar çifte standartlı ikiyüzlülük ve etik değerlerden yoksunluk çerçevesi içinde cereyan ediyor.
yazının İngilizce aslı: http://www.jpost.com/Opinion/The-case-for-Kurdish-independence-506654