'Barış Mimarı' İdris Barzani’nin vefatının üzerinden 36 yıl geçti
Ölümsüz lider Mele Mustafa Barzani'nin büyük oğlu İdris Barzani, 36 yıl önce bugün vefat etti. Başkan Mesud Barzani, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin birliği ve parti içerisinde farklılıkların temsiline verdiği önem nedeniyle İdris Barzani’nin “barış mimarı” olarak tanındığını söylemişti.
Hayatını Kürt halkının ulusal kurtuluş mücadelesine adayan İdris Barzani’nin vefatının üzerinden 36 yıl geçti.
İdris Barzani, 1944 yılında “Üçüncü Barzan Devrimi” olarak bilinen dönemde, Kürdistan Bölgesi’nin Barzan köyünde dünyaya geldi.
Babası ölümsüz lider Mele Mustafa Barzani, 1946’da Kürdistan Cumhuriyeti'nin kuruluşuna katıldığında İdris Barzani henüz 2 yaşındaydı.
O yıllarda, dönemin Irak rejimi, Barzani ailesini Irak’ın güneyine sürgün ederek, zorunlu kamplara yerleştirdi. Yaklaşık 11 yıl süren sürgün hayatı döneminde İdris Barzani ve ailesi sırasıyla Basra, Bağdat ve Musul’da gözaltında tutuldu. Bağdat'ta eğitimine başlayan İdris Barzani, Mele Mustafa'nın Sovyetler’den dönüşüyle 1958 yılında Güney Kürdistan'a geri döndü.
Eylül Devrimi’nin öncülerinden biri oldu
İdris Barzani, 1961'de başlayan Eylül Devrimi'nin etkili isimlerinden biri olarak ön plana çıktı. Özellikle Hindirin Dağı Savaşı'nda Irak ordusuna karşı alınan zaferde önemli bir rol üstlendi.
Mele Mustafa Barzani 1964 yılında, Ranya ve Kandil civarlarındayken İdris Barzan’yi askeri idari işleri için Barzan’a gönderdi. İdris Barzani orada Peşmerge komutasını üstlendi.
Başkan Mesud Barzani, kaleme aldığı, “Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesi” kitabının “Şoreşa Gulan” (Mayıs Devrimi) adlı dördüncü cildinde, Eylül Devrimi liderliği ile Baas Rejimi arasında imzalanan 11 Mart 1970 anlaşmasına da değiniyor.
8 Mart 1974’te İdris Barzani’nin Iraklı yetkililerle görüşmek üzere gittiği Bağdat’a iki öneri götürdüğünü yazan Başkan Barzani, Irak’ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin ile kardeşi İdris Barzani arasında geçen diyaloğu da anlatıyor:
“Birincisi, her iki tarafın ortak bir anlaşmaya varabilmesi için otonomi yasasının bir yıl ertelenmesi. İkincisi, Kerkük için ortak bir yönetimin oluşturulması.
Fakat kendisini zorba ve güç sahibi gören Saddam Hüseyin, Kak İdris’e, “Yasa hiçbir şekilde ertelenmeyecek, zamanında ilan edilecek. Kerkük için de ortak bir yönetim olmayacak” demiş.
Saddam’ın kendi şartlarını kabul ettirmesi için Devrim yönetimine 15 gün süre tanıdığını anlatan Barzani, Iraklı diktatörün İdris Barzani’ye şu sözleri sarf ettiğini de yazdı:
“Babanıza söyleyin eğer mecbur kalırsam İran Şahı’nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde Şat’ul Arab’dan vazgeçerim ve bedelini siz ödersiniz!”
Bu sözlere karşı İdris Barzani’nin de, “Başkasına verdiğiniz tavizi kendi halkınız için vermelisiniz” dediğini ancak Saddam’ın bu sözleri dikkate almadığını yazan Barzani, daha sonraki süreçte Cezayir Anlaşması’nın devreye girdiğini belirtti.
İdris Barzani, o süreci şu sözlerle ifade ediyor:
“Mele Mustafa Barzani temiz bir niyetle 11 Mart anlaşmasını imzaladı. Bir ay sonra Baas güçleri Musul’da karargâhımızı bombaladığında, daha duyarlı ve temkinli hareket etmemiz gerektiğini anladık.”
Arkadaşları İdris Barzani’yi anlatmıştı
Rûdaw, 2020 yılında İdris Barzani’yi hayatta kalan silah arkadaşlarına sormuştu.
1961 yılında Eylül Devrimi’nin başlaması ile birlikte devrime Peşmerge olarak katılan Xanemir Mustafa, 1969 yılında Balekayeti bölgesindeki Dilman köyünde İdris Barzani’nin komutası altındaki birlikte yer aldığını anlattı.
O dönem Peşmerge ile Irak askerleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını belirten Xanemir Mustafa, “O dönem İdris Barzani, Zozik, Hindirin cephesi komutanıydı. O her zaman savaşın ön saflarındaydı. Tek saniye bile gelişmelerden uzak durmuyordu. Peşmerge arkadaşları ile arasına hiç mesafe koymaz, her zaman bir eksikleri var mı diye yoklardı” diyor.
Xanemir, önemli bir anıyı şöyle anlatıyor:
“11 Mart 1970’te Irak hükumeti ile sürdürülen müzakereler döneminde Saddam Hüseyin, Navpirdane’ye gelerek Mele Mustafa Barzani ile görüştü. İdris Barzani, dışarıdaydı. İçeriye çay servisi yapan Peşmergeye, ‘Git Mele Mustafa’ya toplantıya katılmak için müsaade istediğimi söyle’ dedi. Mele Mustafa bu isteği kabul etti. İdris Barzani toplantıya katıldı ve bir konuşma yaptı. Saddam şok olmuştu.”
Eylül Devrimi’ne 16 yaşındayken Rojhılat’ın Urmiye kentinden katılan Eşqi Hüseyin de, “Güney Kürdistan’a geldiğimizde hazırlığını yaptığımız eylem için bana çok önemli bir görev verdi. O askeri taktikleri iyi biliyordu. Ayrıca Peşmerge arkadaşlarının isteklerini dikkate alır, asla geri çevirmezdi” diye belirtiyor.
İdris Barzani ile birlikte kalan Bahaddin Abdullah da, “Irak’ın güneyinden sürgünden döndükten sonra artık okumadı. Ama o bilinçli bir insandı. İyi dil biliyordu, Arapça, Farsça ve İngilizce konuşabiliyordu. El yazısı çok güzeldi” diyor.
Kürtler arasındaki birliğe önem verirdi
Devrime öncülük eden şahsiyetler de onun mütevazı ve sade bir kişiliğe sahip olduğunu anlatmıştı.
2013 yılında yaşamını yitiren Kürt siyasetçi ve yazar Felakeddin Kakeyi, arkadaşı İdris Barzani hakkında şunları söylemişti:
“İdris Barzani okuyan, aklıselim bir şahsiyetti. Bağdat’ta eğitim aldı ve oldukça başarılıydı. Felsefe, şiir ve dünyadaki siyasi hareketlere dair bilgi sahibiydi. Oldukça fedakâr ve derviş bir şahsiyetti. Kürt hareketinin dervişi idi. Her daim ‘1975 yılından sonra bize bir emanet verildiğini ve Kürdistan halkının yerlerine dönmesi gerektiğini’ söylerdi. Yani Güney’de ve yurt dışında olanların Kürdistan’a dönmesi gerektiğini söylerdi. Kürdistan’ın inşa edilmesi gerektiğini söylerdi. Bu bakımdan Devrim sonrasında gerçekleşenler onun hayaliydi.”
İdris Barzani, her zaman Kürdistani partilerin birliğine vurgu yaptı. “Kürt partiler birlik olursa Kürdistan halkı daha kısa sürede amaçlarına ulaşır” görüşünü savunurdu.
Kakayi, Kürtler arasında ilk birliğin temelinin İdris Barzani’nin girişimiyle atıldığını anlatmıştı:
“İlk kez Mam Celal ile Tahran’da görüştü. Büyük bir hoşgörüyle tüm partilerle güzel ilişkilere sahipti. İlk kez 1980 yılında Sosyalist Partisi ile görüşme gerçekleştirdi. Dr. Mahmud Osman, Politbüro adına katılmıştı. İdris Barzani karşıladı bizi. İdris Barzani Kürdistani Cephenin temelini atmıştı. Ne yazık ki Kürdistani Cephe’nin oluşturulması kararı alındığında İdris Barzani yaşama gözleri yumdu.”
Felakeddin Kakeyi, İdris Barzani’nin kardeşi Başkan Barzani ile güçlü ilişkilere sahip olduğunu, iki liderin sürekli görüş alışverişinde bulunduklarını söylemişti:
“1979 yılında 9’uncu Kongre yapıldığında durum çok kötüydü. Parti (KDP) Kürdistan ve dışında kuşatılmıştı. Askeri kuşatmanın yanı sıra siyasi olarak da kuşatılmıştı. Kongrede uygun bir kararla Mesud Barzani parti başkanı seçildi. Ali Abdullah ağabey partinin sekreteri seçildi. İdris Barzani ağabey de tüm inceliğiyle partinin politbüro üyeliğini kabul etti. Saygıdeğer biriydi. Mesud Barzani başkandı ancak İdris Barzani her zaman siyasi, toplumsal ve dış ilişkilerde kilit bir yere sahipti.”
İdris Barzani, sonraki süreçte Güney Kürdistan'daki partiler arasında Kürdistani Cephe’nin kurulması için ciddi çabalar sarf etti, Kürtler arasında yaşanan iç sorunları aşmayı hedefledi.
Kürdistan Komünist Partisi eski genel sekreteri Kerim Ahmet, Barzani’nin çabalarını şu sözlerle dile getiriyor:
“İdris Barzani Kürt partileri arasında ortak bir cephe konusunda, 'Kendim bu işin sorumluluğunu alacağım' dedi. 'Birkaç yıldır bir araya gelmeyen partileri tek tek ziyaret edeceğim' dedi ve gitti. Döndükten sonra da şunu söyledi; 'Herkesi kendi aramızdaki çelişkileri sonlandırma konusunda ikna ettim.”
İdris Barzani 1975’de başlayan devrim ardından Irak Kürdistan Ulusal Cephesi (CUD) ve partiler arası ulusal barış süreci çalışmalarında, özellikle de Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) yakınlaşmasında önemli rol üstlendi.
KDP Politbüro Sekreteri ve Barzani’nin silah arkadaşı Fazıl Mirani, o dönemi ve İdris Barzani’nin rolünü şu cümlelerle dile getiriyor:
“Kahraman ve değerli arkadaşımız İdris Barzani ulusal barışın mimarlarından biriydi. İran’da YNK ile gerçekleştirdiğimiz ilk görüşmelerde ben ve Feridun Abdulkadir ortak barış metnini hazırladık, sayın Celal Talabani ve İdris Barzani de bu metni imzaladı.”
Başkan Mesud Barzani de, “Kak İdris Barzani, Kürt kimliği ile Kürt ulusal kurtuluş hareketinin birliğine tamamen bağlıydı. Yine parti yaşamı içerisinde farklılıkların temsiline büyük önem verirdi. Bu iki faktör, İdris Barzani’nin ‘barış mühendisi’ olarak tanınmasına neden oldu” diye anlatıyor.
31 Ocak 1987’de Urmiye kentine bağlı Silvana köyünde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayata veda eden İdris Barzani, Rojhılat’ın Şıno Kent Mezarlığı’nda babasının yanına defnedildi.
İdris Barzani ve Mele Mustafa'nın naaşları 1991'daki Büyük Ayaklanma’dan (Raperîn) sonra, Ekim 1993'te Kürdistan Bölgesi’ne getirilerek Barzan’da toprağa verildi.