CHP heyeti Roboski’de

CHP'li Sezgin Tanrıkulu ve Levent Gök, 10 yıl önce Roboski'de hayatını kaybedenlerin aileleriyle bir araya geldi. Tanrıkulu, “Annelerin göz yaşları dinmedi” dedi.

CHP heyeti Roboski’de

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Ankara Milletvekili Levent Gök, 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak’ın Uludere ilçesine Roboski köyünde hava saldırısı sonucu hayatını kaybeden 34 kişinin mezarlarını ziyaret ederek aileleriyle görüştü.

Katliamda hayatını kaybedenlerin ailelerinin adalet arayışının şu ana kadar sonuçsuz kaldığına dikkat çeken Tanrıkulu, “Roboski’deyiz bugün. 10 yıl önce burada Türkiye tarihinin, hatta dünya yakın tarihinin en büyük katliamlarından biri yaşandı ve 34 yurttaşımız dünyanın en gelişmiş silahlarıyla maalesef bombalandı ve yaşamını yitirdi. Bunlardan 18’i çocuktu ve aradan 10 yıl geçti. Annelerin gözyaşı hiç bitmedi. Adalet gerçekleşmedi maalesef. Bütün amacımız katliamın sorumlularını yargı önüne çıkarmaktı. Bu toprak gözyaşına maalesef doymadı. Biz 10 yıl önce de buradaydık, burada olacağız. Bu adalet gerçekleşene kadar da burada olacağız” dedi.

Levent Gök ise, "Sevgili dostlarım, değerli Roboskililer ve özellikle sevgili anneler, ben yılbaşı gelsin istemem. Yılbaşı geleceği zaman biliyorum ki, 28 Aralık gelecek, biliyorum ki 28 Aralık'ta 10 yıl önce uçaklarca bombalanan her biri parça parça olmuş çocuklarımızın o gününü hatırlayacağız. Ben hep 28 Aralık'tan önce zamanın durmasını istiyorum. Zaman dursun ki, bombalar patlamasın, o bombalar patlamayınca da çocuklarımız koşarak evinize gelsin, size 'anne' desin, size sarılsın, siz de onlara sarılın. Ben her yıl böyle hayal ederim. Zamanı durdurduğumu hayal ederim ama zaman durmuyor” dedi.

Gök sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocuklarımız hayatını kaybetmiş ve yine acı Roboski'ye saplanmış. Ben her yılbaşından önce iki kız çocuğu babası olarak hep sizleri düşünürüm. Bir soğuk kış gününde, katırlarla mazot almaya gönderdiğiniz çocukların akşam eve dönüşünü, onlara sıcak yemek hazırladığınızı düşünürüm. O duygunun nasıl olduğunu anlamaya çalışırım. İçim parçalanıyor sizler gibi... Her 28 Aralık bizi parçalar, ölen Cemal, Vedat, Selim, Selahattin, Celal, Bilal, Şirvan, Nevzat, Salih, Mahsum, Muhammed, Hüsnü, Savaş, Erkan, Cihan, Fadıl, Şerafettin, Hamza, Aslan, Zeydan, Orhan, Hüseyin, Bedirhan, Serhat, Şivan, Selam Encüler... Özcan Uysal, Seyithan Enc, Nadir Alma, Osman Kaplan, Mehmet Ali Tosun, Salih Ürek, Yüksel Ürek, Adem Ant... Hep onları düşünürüm, son anlarını düşünürüm. Onların bombalar patlarken, 'Anne' diye çığlıkları kulaklarımda hala çınlar. Sizlerin onları beklerken ki duygularınızı düşünürüm, bir çare bulamam; çaresiziz... Çaresiziz onları size kavuşturamıyoruz. Onlarla sizi buluşturamıyoruz. Çaresiziz, bu acıyı önleyemiyoruz. Bu büyük acıyı ne yazık ki dindiremiyoruz.”

“Size 'karanlık dehlizlerde kalmayacak' sözü verenler, hepsi bu olayın içinde” diyen Gök, “Genelkurmayından MİT'ine, Silahlı Kuvvetlerin en üst kademesinden Milli Güvenlik Kuruluna, Devleti yöneten bütün üst kadrolara... Hepsinin ortaklaşa aldığı bir karar. Hepsinin içinde bulunduğu bir karar. Olay o kadar net ki, o kadar aydınlık ki. Zamana yayarak unutturmaya, karartılmaya, soğutulmaya ve toplumun gözünde bu olayın kapatılmasına çalışılıyor. Kapatacak mıyız? Hayır! Kapattıracak mıyız? Hayır! Çocuklarımızı unutacak mıyız? Hayır! Unutturacak mıyız? Hayır!” ifadelerini kullandı.