Dicle Belediye Başkanı Aygören: HDP ile olmuyordu

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Kürt parti ve oluşumlarıyla yaptığı ittifak çerçevesinde PDK-Bakur platformundan Dicle (Piran) Belediye Başkanı seçilen Felat Aygören, 13 Ağustos 2020’de partisinden istifa etmişti.

Dicle Belediye Başkanı Aygören: HDP ile olmuyordu

HDP öncülüğündeki Kürdistani Çalışma İttifakı, Belediye Başkan Yardımcısı Yasemin Üçer’i “sebepsiz” görevden aldığı için Aygören’i kınayan bir açıklama yaptı.

Felat Aygören, istifa sürecini, HDP ile ilişkilerini, belediyenin çalışmalarını ve Üçer’i görevden alma nedenini anlattı.

İstifa süreci ile ilgili hakkınızda birçok spekülatif haber paylaşıldı. Bazıları hükumetin baskılarından dolayı HDP’den ayrıldığınızı, bazıları HDP’nin baskılarına dayanamayıp istifa ettiğinizi iler sürdü. PDK Bakur listesinden seçime katılmıştınız. Neden istifa ettiğiniz?

Ne hükumetin ne de HDP’nin baskısı yoktu. Bir protokulümüz vardı ve ona göre istifa ettim. Kimsenin bir baskısı sözkonusu değildi.

Bazı taraflar, özellikle HDP bunu kendisine karşı bir “vefasızlık” olarak görüyor. Çünkü bir ittifak ile seçime katıldınız, bu nedenle onları yarı yolda bırakmamanız gerektiğine inanıyorlar. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?

Hayır, kimseyi yarı yolda bırakmadık. Zaten her iki parti arasında bir protokolümüz vardı. Ne zaman artık birlikte yürüyemeyeceksek ayrılabiliriz demiştik.

Peki neden devam edemediniz?

Biz birlikte yürüyemiyorduk.

Sebep neydi?

Hiçbir sebebi yoktu.

Çünkü çok kişi merak ediyor? Ayrılma sebebiniz ideolojik farklılık mı, siyasi sebepler miydi yoksa Dicle ilçesine de kayyum atanmasın diye mi istifa ettiniz?

Kayyum meselesi değil. Çünkü biz bugüne kadar kanunsuz hiçbir şey yapmadık. HDP’de olsaydık bile kayyum atanacağını sanmıyorum. Neden kayyum atanmazdı diyorum? Çünkü biz belediyede siyaset yapmıyorduk. Biz hizmet için buraya geldik, hala da o hizmeti veriyoruz. Biz halkın arasına nifak sokmuyoruz, falankes bu partiden filankes şu partiden demiyoruz. Biz herkese eşiş hizmet ediyoruz. Bu nedenle hizmet veya kayyum kaygımız yoktu.

Bunu söylerken sanki HDP’li diğer belediyeler halkın arasına nifak koymuş yada ayrımcılık yapmış diye kayyum atandı yorumu çıkıyor...

Hayır, böyle bir şeyi kastetmiyorum, bunu söylemiyorum. Şahsen bu güne kadar da kanunlara aykırı hiçbir şey yapmadım. Bugüne kadar Barzani çizgisinde siyaset yapmıştık. Ancak şunu her zaman da söylüyorum; belediye siyaset yeri değil, hizmet yeridir. Biz hizmet vazifesi için hazır olduk ve bu hizmeti de sürdürüyoruz.

Son olarak geçtiğimiz günlerde HDP hakkınızda bir açıklama yaptı ve sizi kınadı. Sizin PDK-Bakur ittifakından seçime katıldığınızı ve belediye Başkan Yardımcısını görevden aldığınızı, bu yaptığınızdan partinizin de haberi olmadığını açıkladı. Bu mesele doğru mu, bize bu konuda bilgi verebilir misiniz?

Doğru diyorlar, partimin de bundan haberi yok. Bu siyasi bir mesele değil, belediye içerisinde bir değişikliktir. Bu inisiyatif de bana aittir. Kim işini iyi yapıyor, kim yapmıyor buna bağlıdır. Belediye bünyesinde yapılan bir değişikliktir, sınırlarını aşan bir siyasi çalışma değil ki. Bu nedenle partimin de bundan haberi yok.

Peki ama Yasemin Üçer belediye başkan yardımcısı, yani eşbaşkan olarak seçilmişti. Kanuni olarak değil, ahlaki açıdan soruyorum; onu bu şekilde görevden alma hakkınız var mıydı?   

Ahlaki açıdan tabi doğru değildi ama biz birlikte çalışamıyorduk.

Neden peki?

Birbirinizle çalışamadığınız zaman mecburen bir yol bolmak zorundasınız. Biz de birlikte çalışamıyorduk ve ben bu nedenle bu yolu doğru buldum.

Birlikte çalışamamanızın nedeni neydi?

Bunlar sözle dile getirilemez ama şu kadarını söyleyeyim, biz birlikte çalışamıyorduk.

Yani size bir şeyler mi dayatıyordu, yada söylediklerinizi mi kabul etmiyordu?

Hayır, fikren anlaşamıyorduk, suyumuz aynı dereden akmıyordu.

Nasıl yani?

Dediğim gibi, bunu öyle açık bir şekilde söyleyemeyiz.  

Fakat bu ilerde sizinle HDP arasında daha büyük krizlere neden olmaz mı? Buna hazır mısınız?

Şahsen ben hazırım. Dediğim gibi PDK-Bakur’un bu işle bir alakası yok, bu benim kendi işimle alakalı.

PDK-Bakur olarak HDP listesinden seçime katıldınız. Belediye siyaset değil hizmet yeridir diyorsunuz. Bu süreçte ne tür hizmetler sundunuz, diğer belediyelerle aranızdaki fark neydi? “Biz örnek belediyeyiz” diyebileceğiniz somut bir çalışmanız var mı?

Farkımız şu; biz belediyeyi kayyumdan devraldık. Piran belediyesini diğer belediyeler gibi borç altında bırakmamışlardı. Geçen bu 2 yıl boyunca yaklaşık 20 milyon TL’lik hizmetimiz oldu. Bunu burada söylemek yetmez, halkın içerisine gidip görmek lazım. Sadece 120 bin metrekare 5-6 köyümüzün yoluna parke döşedik. Piran’ın çarşı ve pazar yerine yine öyle. Tabi bunu da belediyenin borcu olmadığı için yapabildik. Yani bize gelen para ile hizmet yaptık, belediye olarak şu an 3-4 milyon TL borcumuz var.

Belediye meclis üyeleri ile ilişkileriniz nasıl? Bu tavırlarınızdan ötürü kızgın değiller mi?

Hayır, ilişkilerimiz gayet iyi. Çünkü hepimiz Piranlıyız, Piran’a hizmet için varız demişiz. Bu nedenle herhangi bri problemimiz yok.

Peki bu şekilde sizi kim denetleyecek? Ne HDP’den, ne de PDK-Bakur’dansınız. Bir yanlış olursa bunu kontrol eden mekanizma nasıl olacak?

Devlet zaten belediyeleri kontrol ediyor. Hiçbir belediye denetimsiz değil. Yılda bir-iki defa devlet müfettişleri geliyor, valiler, kaymakamlar var. Zaten belediye sürekli kontrol altında. Partiler belediyeyi kontrol edemez ki, ya da hangi sıfatla beledyeleri denetleyecek?

Ama belediyeler parti listeleri dahilinde ve faaliyetleri bu partileri bağlıyor?

Bunu her zaman söylüyorum; mesele 31 Mart’ta seçim oldu ve belediye başkanı seçildiniz. O zaman sizin herhangi bir parti ile alakanız kalmıyor. Milletin tümüne hizmet etmek zorundasınız. Siz tüm partilere oy veren herkesin belediyesisiniz.

Peki HDP içerisinde kalsaydınız da bu hizmeti sunamaz mıydınız?

HDP içerisinde bunları yapmak biraz zahmetti. Çünkü hepiniz de biliyorsunuz, birçok belediyeye kayyum atandı. Hizmet için bir talepte bulunduğunuzda çabuk ulaştırılmıyordu.  Bu nedenle biz bu 5 yıl içerisinde halkımıza hizmet edelim dedik.

Felat Aygören kimdir?

Şeyh Said’in kardeşi Şeyh Mehdi’nin torunu olan Felat Aygören, 1971 yılında Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde doğdu.

İlk ve Orta öğrenimini Dicle ilçesinde tamamladı. 1991 yılından sonra ticaret hayatına atıldı. Yurt içi ve yurt dışında inşaat sektöründe müteahhitlik işleri yaptı.

Siyasi geçmişi ve belediyecilik deneyimi olan Aygören’in babası Hüsamettin Aygören, 1967’den 1989’a kadar, ağabeyi Behrun Aygören de 1994’ten 2004’e kadar Dicle Belediye Başkanlığı yaptı.

Aygören evli ve 4 çocuk babasıdır.

/ Rudaw