Erdoğan: Süleymaniye'yi uyardık, gereken tepkiyi veririz
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler'in Erbil’e yaptıkları peş peşe ziyaretler hakkında, “Süleymaniye'nin bu olumsuz yaklaşımı ile ilgili defalarca uyarılar yaptık. 'Burada yeni yeni, farklı bazı oluşumlar görüyoruz, bunlara fırsat vermeyin, yoksa yalnız kalırsınız’ dedik” değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır ziyaretleri sonrası Türkiye'ye dönüşte uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
BAE'ye ve Mısır'a gerçekleştirdiği ziyaret dolayısıyla BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'ye teşekkür eden Erdoğan, BAE'yi ziyaretinde Dubai'de düzenlenen ve onur konuğu olarak davet edildiği Dünya Hükümetler Zirvesi'ne katıldığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dubai ziyaretlerinin ardından Kahire'ye geçtiklerini hatırlatarak, "Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi'nin daveti üzerine yaptığımız bu ziyaretimiz de oldukça samimi, verimli ve başarılı geçti. Sayın Sisi'nin refikalarıyla birlikte havalimanına bizzat gelerek bizi karşılamasından hassaten memnuniyet duydum” dedi.
“Sisi nisan ya da mayıs ayında Türkiye'ye gelecek”
Sisi ile görüşmelerinde son dönemde askeri ve savunma sanayi dahil, her alanda ivme kazanan ilişkileri ele aldıklarını dile getiren Erdoğan, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı'nı en kısa zamanda gerçekleştirme hususunda mutabık kaldıklarını söyledi.
Erdoğan, nisan ayı başında Sisi'nin yemin töreninin olduğuna işaret ederek, Sisi'nin nisan ya da mayıs ayında Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştireceğini bildirdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Mısır ziyaretinizde Devlet Başkanı Sisi ile görüşmeniz dünyada ilgiyle takip edildi. Artık Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni bir dönem başladı diyebilir miyiz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye ve Mısır bölgenin iki önemli ülkesidir. 12 yıldan bu yana irtibatlarımız kesilmişti. Dünya Kupasında Sayın Katar Emiri Şeyh Temim'in devreye girmesiyle orada bir araya geldik ve normalleşme sürecini başlatmış olduk. Mısır'a bu ziyaretimiz Sayın Sisi'nin çok ısrarlı davetiyle gerçekleşti. Ben de kendilerine Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımızın gerçekleştirilmesini, bu adımın atılmasını teklif ettim. Kendileri de bunu kabul ettiler. Dışişleri Bakanlarımız irtibatlarını devam ettirecekler. Büyük ihtimalle Sayın Sisi nisan veya mayısta Ankara'ya gelerek iadeiziyareti gerçekleştirmiş olacak. Mısır ile hem kültürel hem tarihsel anlamda birlikteliğimiz, köklü bağlarımız bulunuyor. Biz, Mısır ile sadece aynı tarihi değil, aynı denizi de paylaşıyoruz ve o denizin küresel denklemdeki önemi her geçen gün daha da artıyor. Diğer yandan dış politika, karşılıklı çıkar eksenli inşa edilir ve o zeminde yönetilir.
Dolayısıyla iki ülkenin birlikte ve aynı istikamette senkronize adımları kuşkusuz çıkarınadır. Bizler de Mısır tarafı da bu gerçekliğin farkında ve yeni dönem bu sağlam zemin üzerine bina ediliyor. Önümüzde çok kritik sınamalar var ve gelecekte dünyayı hangi öngörülemeyen zorlu süreçler bekliyor bilmiyoruz. Bu nedenle bugünden hem bölgemizde hem dünyada barışı ve huzuru korumak için bir arada olmak zorundayız. Önümüzde iki ülkeyi de kalkındıracak işbirliği alanları mevcuttur ve sırası geldikçe adımlar atılacaktır."
“Kuzey Irak'la ilgili adımların atılması noktasında güzel gelişmeler oldu”
"Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani ile görüştüğünüzü ifade ettiniz. Ankara bir süredir Süleymaniye'yi PKK/YPG terör örgütü konusunda uyarıyor. Fakat hem Süleymaniye hem Bafel Talabani terör örgütüne desteğini sürdürüyor. Süleymaniye'nin bu tutumuna Türkiye nasıl karşılık verecek? Son dönemde Sayın Hakan Fidan, Sayın İbrahim Kalın ve Sayın Yaşar Güler'in peş peşe ziyaretleri oldu. Bu ziyaretlerin perde arkasını merak ediyoruz. Barzani ile görüşmeniz çerçevesinde Irak’la birlikte terör örgütüyle ortak bir mücadele söz konusu olacak mı?" sorusunu Erdoğan, "Türkiye dosta dosttur. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler, MİT Başkanımız İbrahim Kalın arka arkaya seri bir şekilde Irak'a ziyaret gerçekleştirdiler. Bu ziyaretler Irak'taki bu olumsuz gelişmelerin oluşturduğu havayı yumuşattı ve Türkiye-Irak arasında gerek merkezi yönetim gerekse Kuzey Irak'la ilgili adımların atılması noktasında güzel gelişmeler oldu" diye yanıtladı.
“Kimse bizden farklı bir duruş beklemesin, gereken tepkiyi veririz”
"Dürüstlük ve mertlikten taviz vermedikten sonra, özellikle sınırlarımızın dibinde bir teröristan kurulmasına müsaade edilmedikten sonra, biz bu bölgede her türlü adımı komşularımızla beraber atarız” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğü noktasında bizim göstereceğimiz saygıyı kimse göstermez. Süleymaniye'nin bu olumsuz yaklaşımı ile ilgili defalarca uyarılar yaptık. 'Burada yeni yeni, farklı bazı oluşumlar görüyoruz, bunlara fırsat vermeyin, yoksa yalnız kalırsınız' dedik. Zira Süleymaniye her an her zaman elimizin üzerinde olduğu, soydaşlarımızın bulunduğu bir yer. Erbil yönetimiyle terörle mücadele konusunda yakaladığımız ivme olumlu bir istikamette ilerliyor. Fakat Süleymaniye, yani KYB yönetimi defalarca uyarmamıza rağmen terör örgütü PKK/YPG/PYD'ye kol kanat germeye maalesef devam ediyor. Şimdi yaptığımız görüşmede biz bu konuyu da gündeme getirdik ve uyarımızı yaptık. Kimse bizden farklı bir duruş beklemesin, gereken tepkiyi veririz. Bu meseleyi es geçemeyiz. Elimizden gelen adımları atıyoruz, atacağız. Birçok konuya tahammülümüz olabilir ancak konu bekamız ve milli güvenliğimiz ise müsamaha kapılarını sonuna kadar kapatır, gereği neyse yaparız. Amaç bize düşmanlık beslemek ise ona da verecek tepkimiz, alacağımız tedbirler vardır, daha sıkı adımlar atmaktan da çekinmeyiz."
“Bu konunun başaktörleri Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak olacak"
"Bu ziyarette Kalkınma Yolu Projesi'yle ilgili somut yani 'şu takvimle ilerleyelim' diye bir sonuç çıktı mı?" sorusuna Erdoğan, "Kalkınma Yolu Projesi BAE yönetimiyle Irak'ın ve bizim de içinde yer aldığımız dev bir proje. Bu projede Kuzey Irak'ın hassasiyeti var. Bizim hassasiyetimiz var. Onun için de adımlarımızı atıyoruz” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abu Dabi yönetimiyle bir araya geldiklerinde konu başlıklarından bir tanesinin mutlaka bu olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"İnşallah bunu da en ideal şekilde yoluna koyacağız. Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan bizim bir önceki görüşmemizde '60 gün gibi bir süre belirleyelim ve bütün arkadaşlarımız, ilgili birimlerimiz planlama çalışmalarından öteye geçip, projelendirme çalışmalarına başlasınlar' teklifini yaptı. Bizim de şu anda Ulaştırma Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu muhataplarıyla görüşmelerini devam ettiriyor. İnşallah bu çalışmalar projeden, plandan uygulamaya geçecek ve bu konunun başaktörleri Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak olacak. Bu şekilde çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Bu yol, bölgemizin yeni bir İpek Yolu haline gelecek ve bölgesel barışa da hizmet edecektir. Basra Körfezi’nin ve çeperindeki ülkelerin Türkiye üzerinden Avrupa pazarına erişimini sağlayacak bu yol, tam anlamıyla bir 'kazan kazan' projesidir."
Boris Johnson mı engelledi?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in iki yıl aradan sonra ilk defa Batılı bir gazeteciye verdiği röportajda, Türkiye'nin arabuluculuğunda Ukrayna ile yaşananları anlatırken "Tam anlaşmaya varıyorduk İngiltere Başbakanı Boris Johnson girdi devreye. Ukrayna'yı yanlış yönlendirdi ve barış olmadı" sözleri hatırlatılan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Putin'in bu açıklamalarında açık söylemem gerekirse samimiyet var. İstanbul süreci diye değerlendireceğimiz bu görüşmelerde bizler, her türlü samimi adımları attık. Bu konuda ilgili Bakan arkadaşlarım Rusya tarafıyla görüşmelerini yaptılar. Biz sonuç odaklı çalıştık ancak barış bir şekilde tesis edilemedi. Fakat biz, buradan netice alamadık diye bırakıp gidemeyiz. Barış arayışının peşini bırakmayacağız."
Barışın sağlanması için ellerinden ne geliyorsa yapmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, "İngiltere'nin eski Başbakanı Boris Johnson barış çabalarından elini çekmeden önce beraber çalışmalar yaptık, çabalarımıza devam ettik, olmadı. Geçenlerde İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron ziyaretimize geldi, onunla da bu meseleleri ele aldık. Sayın Putin'in bu süreç içerisinde bizimle birebir görüş alışverişi olur veya Rusya'nın ilgili bakanları burada ayrıca devreye girerlerse onlarla da bu süreci takip eder, netice almaya çalışırız” ifadelerini kullandı.
Türkiye-ABD ilişkileri: Olumlu gelişmeler var
"Türkiye'nin, İsveç'in NATO üyeliğine onay vermesinin ardından Ankara-Washington arasında olumlu bir atmosferden söz edebilir miyiz? Eğer öyleyse bu olumlu havanın FETÖ, PKK/YPG, S-400, F-35 gibi ihtilaflı meselelere de pozitif bir yansıması olur mu?" sorusuna ise Erdoğan, "ABD ile aramızda bu son attığımız adımlar neticesinde olumlu bazı gelişmelerden söz edebiliriz” yanıtını verdi.
Şu anda Kongre'deki havanın olumlu olduğunu, aynı şekilde Senato'dan da olumlu sesler geldiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"ABD ile benzer düşündüğümüz ya da üzerinde uzlaştığımız konuların sayısı artıyor diyebiliriz. Şu anda olumsuz bir gidiş yok, tam aksine olumlu bir gelişme var. Bu konuyla ilgili olarak ilgili bakanlar da bizdeki muhataplarına olumlu gelişmelerin olduğunu söylüyorlar. Gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a, gerek MİT Başkanı İbrahim Kalın'a, gerek Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanımız Akif Çağatay Kılıç'a bu konularda bu bilgileri veriyorlar. 'Biz elimizden geleni yapıyoruz. Sayın Biden'ın ıslak imzalı mektubunu burada gördünüz’ diyorlar. Biz de 'Bizim de ıslak imzalı onay belgesini gördünüz. Hepsinden öte parlamentomuzdan çıkan kararı duydunuz ve bize de teşekkür üstüne teşekkürler ettiniz. Biz bundan sonrasını sizden bekliyoruz' dedik ve yola devam ediyoruz. Aynı şekilde İsveç Başbakanının bizi arayarak bu konudaki teşekkürü, attığımız adımın olumlu istikamette gittiğinin işaretidir."
“FETÖ’yle irtibatlı oldukları” gerekçesiyle ihraç edilen 450 hakim ve savcının Danıştay 5. Dairesince göreve iade edilmesi ve Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararının Yargıtay tarafından tanınmaması hakkında da konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Anayasa Mahkemesi'nin almış olduğu bu kararları hazmedemiyorum. Danıştay zaman zaman yapıyor, bu tür kararlarla bizi rahatsız ediyor ama Anayasa Mahkemesi'nin sık sık bu tür kararları alması bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Mesela Anayasa Mahkemesi bir de BTK'yla ilgili bir karar almış. Hani bunun neresinden gireceksin? Nasıl böyle bir karar alınır? Biz de bu işin üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Danıştay'da da bu işin yine aynı şekilde takipçisi olacağız.”