Esad'dan Kürtlere yeni teklif - Musa Özuğurlu
Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın adem-i merkeziyetçiliğin hayata geçirilmesi gerektiği ve bu anlayışın 'zengin ile fakir bölgeler ve kırsal ile merkez arasındaki eşitsizliğin kaldırılmasına imkan tanıyacağına' ilişkin açıklamasının, Suriye krizinin çözümünde önemli aktör olan Kürtler tarafından olumlu karşılandığı belirtildi.
Ağustos 24, 2021 - 13:53
Esad’ın açıklamalarının, Kürt cephesinde, şu andaki kazanımlarını koruyabilecekleri ve “ideal” olana ulaşabilecekleri sürece doğru atılan bir adım olarak değerlendirilirken, Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, adem-i merkeziyetçiliğin özerk yönetim projesinin esaslarından olduğunu vurguladı.
Esad’ın adem-i merkeziyetçilik çıkışıyla Kürtlere yeni bir teklif sunduğunu yazan Duvar yazarı Musa Özuğurlu, Esad’ın açıklamalarına ilişkin “Bu açıklamayı ‘Suriye’de yaşayan herkes için’ ama “Kürtler için’ diye anlamak lazım” dedi.
“İki taraf bu süreçte küçük, bireysel çatışmalar dışında karşı karşıya gelmekten kaçındı. Güvensizlik ve kontrollü iş birliği ise bazı alanlarda devam etti. Halen Kürt yoğun bölgelerin belli kesimlerinde bu işbirliği, devlet memurlarına Şam’ın maaş ödemeye devam etmesi, havaalanlarının devlet tarafından çalıştırılması, Şam - Kamışlı arasında uçak seferlerinin devam etmesi şeklinde devam ediyor” diye belirten Özuğurlu, Esad’ın ‘teklifi’ ve kendi bölgelerinde bir güç ve aktör olan Kürtlerin bu açıklamaya yaklaşımını şöyle yazdı:
“Adem-i merkeziyetçi bir siyasal - yönetsel yapıya imkan sağlayan 107 numaralı kanun savaştan önce çıkarılmıştı. Ancak savaşın başlaması ile diğer reform kararları ile birlikte rafa kalktı. Şimdilerde “yeni bir anlam kazandı” çünkü savaş öncesi tam otorite ile hareket eden bir yönetim vardı dolayısıyla Kürtlere herhangi bir siyasal hak tanımlamasını içermiyordu, ancak şimdi durum öyle değil, Kürtler bulundukları bölgede kazanımlar elde ettiler. Dolayısıyla adem-i merkeziyet konusu farklı bir bağlamda dile getiriliyor / algılanıyor. Bu nedenlerle bu açıklamayı “Suriye’de yaşayan herkes için” ama “Kürtler için” diye anlamak lazım.
2011 sonrasında yaşanan gelişmeler ile beraber oluşan boşluk Kürtlere yaradı ve kendi bölgelerinde güçlenmeye, boşluğu doldurmaya başladılar. Daha sonra ABD’nin de yardımı ile şimdiki “daha güçlü pazarlık yapabilen, kendi bölgelerinde devlet gibi hareket eden, uluslararası alanda muhatap alınmaya başlanan ve Şam’a karşı kimlik ortaya koyabilen” bir yapı ortaya çıktı.
İki taraf bu süreçte küçük, bireysel çatışmalar dışında karşı karşıya gelmekten kaçındı. Güvensizlik ve kontrollü iş birliği ise bazı alanlarda devam etti. Halen Kürt yoğun bölgelerin belli kesimlerinde bu işbirliği, devlet memurlarına Şam’ın maaş ödemeye devam etmesi, havaalanlarının devlet tarafından çalıştırılması, Şam - Kamışlı arasında uçak seferlerinin devam etmesi şeklinde devam ediyor.
Esad’ın açıklamaları Kürtler tarafından - ileride şu andaki kazanımlarını koruyabilecekleri ve “ideal” olana ulaşabilecekleri sürece doğru atılan bir adım olarak - olumlu karşılandı.
Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ehmed, Esad’ın açıklamalarını olumlu bulduklarını ancak “daha derin” tartışmalara ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Suriye’nin kriz öncesi duruma dönmemesi konusunda ısrarlı olduklarını ifade eden İlham Ehmed, adem-i merkeziyetçiliğin özerk yönetim projesinin esaslarından olduğunu savundu.
Suriye Demokratik Meclisi başkanı Riyad Darar da açıklamayı olumlu karşıladıklarını, Esad’ın adem-i merkeziyetçiliğin ekonomik eşitsizliğin giderilmesini sağlayacağı sözlerinin doğru olduğunu ancak meselenin sadece iktisadi olmadığını belirtti. (2)
Bu iki açıklama Kürtlerin meseleye dikkatli bir iyimserlik ile ancak nihai hedeflerinden uzaklaşmadan yaklaştıklarını gösteriyor.”
‘KÜRTLER VE ŞAM ARASINDAKİ GÖRÜŞMELER YENİDEN BAŞLAYABİLİR’
“Esad’ın açıklamaları sonrası Kürtler ile Şam arasında görüşmelerin yeniden başlayabileceği belirtiliyor. Ancak geçmişten gelen güvensizlik ve kırmızı çizgiler öylece duruyor.
Özet ile Kürtler, yönetimin tekrar tam otoriteyi sağladığında “eski reflekslerine” dönmesinden endişe ediyorlar. Şam ise siyasi özerkliği şu ana kadar kabul etmiş değil.”
BÖLGE DİNAMİKLERİ VE TALİBAN
Özuğurlu, Şam-Rojava görüşmelerine ilişkin, ABD, Rusya ve Türkiye bağlamında olası sonuçları üzerinde durarak, “Kürtler ve Şam gibi iki ‘laik’ dinamiğin güçlerini birleştirmesi Müslüman Kardeşler, El Nusra ve diğerleri ya da şimdilerde Taliban gibi modellere de darbe vuracaktır” ifadelerini kullandı.
Özuğurlu bölge dinamiklerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Görüşmelerin başlaması, olumlu sonuçlanması halinde ise yeni olasılıklar ortaya çıkabilir. Türkiye Kürtlerin Suriye’deki herhangi bir kazanımını kendi güvenliğine tehdit olarak görüyor. Olumlu sonuç ABD’nin de “misyonunun” tamamlandığı anlamına gelebilir, bu durumda Biden Irak ve Afganistan’dan sonra Suriye’den de çekilir mi? Rusya açısından sorun yok gibi görünüyor. Rusya zaten özerk yönetim kültürü olan bir devlet ve Kürtlerin Suriye içinde kalmaları şartı ile kazanımlarını sorun çözücü olarak görüyor.
Esad adem-i merkeziyetçilikten bahsettiği için konuyu belediyeler üzerinden gördük, peki meselenin parlamento boyutuna taşınması olasılığı var mı? Bu henüz belli değil, Kürtlerin bu yönde istekleri olmuştu ancak yönetim Lübnan benzeri ya da “federal bir Suriye” istemiyor. Parlamento boyutu ne olur belli değil ancak bir anlaşma olursa iç siyaset büyük oranda rahatlar ve ülke ekonomisi yeniden canlanmaya başlar. Diğer yandan Kürtler ve Şam gibi iki “laik” dinamiğin güçlerini birleştirmesi Müslüman Kardeşler, El Nusra ve diğerleri ya da şimdilerde Taliban gibi modellere de darbe vuracaktır.”