HAK-PAR: Kürd dili seçmeli değil, resmi eğitim dili olmalıdır
Hak ve Özgürlükler Partisi(HAK-PAR) Genel Başkanı Latif Epözdemir, Kürtçe’nin seçmeli ders olmasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Kürd dili seçmeli değil, resmi eğitim dili olmalıdır” dedi.
Kürtçe’nin okullarda seçmeli ders olmasına ilişkin bir açıklama da HAK-PAR Genel Başkanı Latif Epözdemir’den geldi.
Yapılan yazılı açıklamada Epözdemir, “TC Anayasası’nın 42’nci maddesine göre “Eğitim-Öğretimde Türkçeden başka hiçbir dilin anadil” olarak tanınmadığı” bilinmektedir. Bu madde Kürd dilinin statüsünü yok etmekte, Kürdçe’nin anadil olarak kabul edilmesini yasaklamaktadır. Ancak uluslararası hukuk ve Avrupa Konseyi kararları bu maddenin üstündedir. Türkiye Avrupa Konseyi’ne üye bir devlettir, Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesine taraf olmuş ve bu sözleşmeyi imzalamıştır. Bu nedenle Türkiye akademik özgürlüklerin korunmasının yanı sıra ifade, düşünce, gösteri ve toplanma özgürlüklerini korumak ve güvence altında tutmak zorundadır” ifadesine yer verdi.
Epözdemir, iktidarın vatandaşlık haklarını, eğitim hakkını ve akademik özgürlüğü koruma ve geliştirmekle yükümlü olduğunu belirtti.
Epözdemir açıklamasının devamında Kürtçe’nin eğitimde resmi dil oması gerektiğini belirterek şu ifadelere yer verdi:
“Esas itibari ile devletin, Türkçenin yanı sıra Kürdçeyi de ikinci resmi dil olarak tanıması ve Kürdçe eğitim-öğretim hakkını anayasal güvence altına alması gerekmektedir. Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşme taraf ülkeler için bu konuda buyurucu hükümler taşımaktadır. Buna göre Türkiye’de Kürdçe eğitim talebinin, öğrencilerin ana dillerin birinde eğitim- öğrenim görme hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Türkiye tüm bu edimlerden kaçınarak okullarda Kürdçeyi “seçmeli ders” kapsamına almıştır.
“Kürt velilere sesleniyoruz”
Kürd diline sahip çıkın, "seçmeli” de olsa eğitim-öğretimde kendi dilinizi tercih edin. Bu hakkınızı bulunduğunuz her yerde elde edin, koruyun ve geliştirin. Ortaokullardaki çocuklarımızın anadilimizle bir dönem için bile olsa temas etmesi, tanışması, anadilimizi ders kitabında görmesi ile ömrü boyunca dilimizi ve benliğini koruma şansını verecektir.
Devlet okulları ve Milli Eğitime bağlı özel okullarda seçmeli Kürdçe dersleri yetersiz de olsa ağır asimilasyon nedeniyle diline yabancılaşan çocuklarımız ilk kez Kürdçeyle tanışacak, dilimizi sahiplenecek ve birkaç kelime de olsa gündelik dilde kullanmaya başlayacak, hatta evde konuşulmasını bile sağlayabilecektir. Çocuklarımızın anadilimizi seçmeli ders olarak da olsa tercih etmesi güçlü ve uzun vadeli etkilerde bulunacaktır. Seçmeli Kürdçe derslerine talebin artması anadilimizde eğitimin de okul öncesinden başlamasını mümkün kılacaktır.
Bu yıl ortaokullarda ders seçme dönemi Ocak ayının son haftası sona erecek. Ortaokulların 5, 6, 7 ve 8. sınıflarında öğrenim gören öğrencileri olan ebeveynlerden Kırmançki (Zazaki) ve Kurmanci’yi tercih etmelerini öneriyoruz.
Hak ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR olarak, öğretmenlerimizi ve okul yöneticilerimizi seçmeli Kürdçe dersler konusunda öğrencilerimizi gerektiği gibi bilgilendirmeye davet ediyoruz.
HAK-PAR, olarak iktidara sesleniyoruz;
Bugüne dek “anti-demokratik” hükümler olarak tanımladığınız bir çok yasal hükümleri meriyetten kaldırmak için anayasayı defalarca değiştirmekte tereddüt etmemiş olan iktidarınız, bu konuda da yeni bir düzenleme getirip anayasanın ilgili yasa maddesini değiştirmeniz gerekmektedir. 5 Aralık 2003 tarihinde iktidarınız tarafından kabul edilen ve 25307 sayılı Resmî Gazetede, yayınlanan hükme göre Kürdçe, “Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak konuşulan bir lehçe” kategorisinde tarif edilmiş. Oysaki Kürd dili zengin ve kadim bir dildir. Kürdçeyi Türkiye’nin ana dil statüsünden yoksun bırakmak, Kürdçe programları “Doğu Dilleri’” diye sıfatlandırıp “Yaşayan Diller Enstitülerine” havale etmek büyük bir yanlıştır. Bu anlayış Kürd dilinin önemini büyük ölçüde azaltan komik bir anlayıştır. Bu inandırıcılıktan uzak olan bir görüştür. Bu görüş içte ve dışta Türkiye’nin güven ve saygınlığını da azaltmaktadır.
Doğru olan gerekli ve makul olan Kürdçenin de Türkçe'nin yansıra resmi dil olması ve Kürdçe dilinin eğitim öğretimin her aşamasında eğitim dili haline gelmesidir.
Bu konuda gerekli yasal değişiklikler yapılmalı ve bu hukuksuzluk giderilmelidir.”