Hatip Dicle: ABD tekmeyi atıyor, Rusya’nın, Rusya tekmeyi atıyor, ABD’nin kucağına gidiyor
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye 9 Ekim'de saldırmasının tesadüf olmadığını ifade eden Kürt siyasetçi Hatip Dicle, “ABD Türkiye’ye tekmeyi atıyor, Rusya’nın kucağına gidiyor. Rusya tekmeyi atıyor, ABD’nin kucağına gidiyor. Türkiye böyle gidip geliyor" dedi.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye 9 Ekim'de saldırmasının tesadüf olmadığını ifade eden Kürt siyasetçi Hatip Dicle, “ABD Türkiye’ye tekmeyi atıyor, Rusya’nın kucağına gidiyor. Rusya tekmeyi atıyor, ABD’nin kucağına gidiyor. Türkiye böyle gidip geliyor" dedi.
Mezopotamya Ajansı'na konuşan Hatip Dicle, "Kürt sorunu Türkiye içinde çözülmezse, sorunun uluslararası sorun haline geleceği belliydi" dedi, ardından devam etti:
"Kürt sorunu önce bölgesel bir soruna dönüştü. Herkes Kürt sorunu hakkında yorum yaparken bir “Ortadoğu sorunudur” diyordu. Ama bu sorun bugün artık bunu da aştı. Bugün artık öyle bir mevzilenme var ki bütün dünya ve basın kuruluşları Rojava devrimi ve Türkiye’nin Rojava devrimine yönelik saldırısını işliyor. Bir anlamda Kürt sorunu uluslararası bir sorun haline dönüştü. Bunu iyi görmek gerekiyor. Şu an Türkiye’nin arkasında sadece bir Katar, Pakistan ve kısmen Azerbaycan var. Düşünün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bile bu harekatı benimsemedi. “Sizin barış pınarları dediğiniz yerden kan akıyor” dedi. Bu çok anlamlıydı. Türkiye bu derece yalnızlaşmış yani. Ama öyle görünüyor ki egemen güçlerde onların bu zayıflığını, bu yalnızlığını kendi çıkarlarına alet etmek istiyorlar. Türkiye’de maalesef buna düşüyor."
"ABD Türkiye’ye tekmeyi atıyor, Rusya’nın kucağına gidiyor. Rusya tekmeyi atıyor, ABD’nin kucağına gidiyor. Türkiye böyle gidip geliyor" ifadelerini kullanan Dicle, devam etti:
"Oysa Sayın Öcalan’ın sürekli vurguladığı çözüm; Türkiye’de bütün halkların kabul edebileceği demokratik bir anayasa ve demokratik özerklik çerçevesinde Ortadoğu’ya örnek olabilecek bir formüldü. Sayın Öcalan ‘bunu yerleştirmemiz gerekiyor’ diyordu. Yani kadın özgürlükçü, ekolojik ve ekonomisini barışa harcanan bir Türkiye’yi vurguluyordu. Türkiye son zamanlarda ekonomisini tamamen savaşa harcanan bir ülkeye dönüşmüş. Bunun sonu felakettir. Türkiye toplumu bunun farkında değilse, çok rahat söyleyeyim; Alman toplumunun Hitler’i desteklemesi sonucu nasıl 10 milyon Almanın hayatına mal olduysa, iktidarın yaptıklarına Türkiye toplumu tarafından ses çıkarılmazsa, Türkiye’nin bir felakete gideceği kesindir."
Kürt siyasetçi Hatip Dicle'ye göre, Türkiye’de, Osmanlı Devleti’nden, İttihat Terakki’den bu yana kalan Ortadoğu’da Osmanlı toprakları üzerinde tekrar egemenlik ve nüfuz oluşturmaya çalışıyor. Dicle, "Bunu açıkça haritalarla belirtiyorlar. Yani Musul’dan Kerkük’e kadar bütün o topraklarda, Misak-ı Milli ruhuyla egemen olmaya çalışıyorlar. Ama Misakı Milli’yi de çarpıtıyorlar. Çünkü Misakı Milli Türk ve Kürtlerin eşitliği temelinde düşünülmüş bir formüldü ve o dönemki ittifakı oluşturuyordu. Ama böyle gelişmedi. Sonradan 1923 Lozan ve 1924 anayasasıyla tamamen İttihat Terakki’nin zihniyeti hakim oldu. Daha sonra İttihat Terakki’nin Müslüman halkları başta Kürt halkı olmak üzere, Türkleştirme planlarını hayata geçirmeye çalıştılar. Şimdide tekrar onun hayalleri içindedirler" ifadelerini kullandı.