Jerusalem Post: Esad için sırada Türkiye mi var?

Türkiye'nin bir gün Şam'la da bağları yeniden canlandırmaya çalışması mümkün. Bu muhtemelen Türkiye'nin Suriye'den çekilmesi anlamına gelir.

Jerusalem Post: Esad için sırada Türkiye mi var?
The Jerusalem Post'un kıdemli Ortadoğu muhabiri ve Ortadoğu ilişkileri analisti Seth J. Frantzman, Beşar Esad’ın Birleşik Arap Emrilikleri’ne ziyaretinin başta Türkiye olmak üzere bölge ilişkileri üzerindeki etkisini değerlendirdi:
 
Beşar Esad'ın Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyareti, Suriye iç savaşının on yılı boyunca tecrit edilmiş olan Esad rejimi için önemli bir kilometre taşıydı.
 
Bugüne kadar dış dünyaya tek gerçek erişimi müttefikleri İran ve Rusya üzerinden olan Esad izolasyondan kurtuluyor.
 
Bu ziyaret sembolik çünkü BAE, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali karşısında tarafsız kalmaya çalıştı. BAE, Rus tankları Ukrayna'nın bağımsızlığını ezmeye çalışırken, Çin ve Hindistan ile birlikte ortaya çıkan yeni dünya düzenini tartıyor gibi görünerek, Mart ayı başlarında Rus işgalini kınayan bir BM Güvenlik Konseyi oylamasında çekimser kaldı.
 
BAE, geçen yıldan beri Suriye rejiminin bölgede kabul görmesini teşvik etmek için çalışıyor. Mısır da Esad'a açıldı. İki ülkenin argümanı, Esad rejiminin Suriye iç savaşının ortaya çıkardığı kaosa karşı bir tür siper olduğu yolunda. Mısır ve BAE için bölgedeki tehdit, Hamas ve Ankara ile bağları olan Müslüman Kardeşler.
 
Bu nedenle, BAE'nin Türkiye'ye üst düzey ziyaretler sırasında Ankara ile bağlarını da tamir ettiğini belirtmekte fayda var. İsrail Cumhurbaşkanı da Türkiye'yi ziyaret etti, yani bu bölgedeki basit bir ittifak mücadelesi ile ilgili değil.
 
Bunun yerine BAE, İran ile ilişkileri geliştirmeye de çalıştı. Ortadoğu'da birçok şey yavaş yavaş değişiyor. Bu tablo, yeni bir İran nükleer anlaşması hakkında konuşmalar, Washington'ın Türkiye’ye mesafe koyduğu ve ABD'nin bölgeden çekildiğine dair genel bir algının ortasında ortaya çıkıyor.
 
Bu ziyaretin, Esad'ın İsrail'i Suriye'den tehdit eden ve Irak ve Lübnan'ı istikrarsızlaştıran İran güçlerine ev sahipliği yapması üzerinde de etkileri olabilir.
 
Esad, Abu Dabi'den daha fazla destek gördüğünü hissederse, İran'ı varlığını azaltmaya ikna edilebilir. İran bundan hoşlanmayacak ve muhtemelen “hayır” diyecek.
 
Bununla birlikte, Esad'a nefes alma alanı ve manevra alanı sağlayabilir. 2000'lerin başında Esad'ın İran'dan uzaklaşabileceğine ve hatta sadece Batı ile değil, İsrail ile sorunları çözmek için daha yakın ilişkiler arayabileceğine dair ipuçları vardı. Bu uzun zaman önceydi. Ancak BAE'nin şimdi İsrail ile bağları var. Bu, bölgenin yeni bir dünya düzeniyle karşı karşıya olduğu anlamına geliyor.
 
Ziyaret, Suriye-BAE ilişkileri için açıkça çok önemli ve Esad'ın bölge genelinde devlet ziyaretlerine yol açabilir, bir sonraki Mısır olabilir. Suriye zaten Irak ve İran ile iyi ilişkilere sahip.
 
Türkiye'nin bir gün Şam'la da bağları yeniden canlandırmaya çalışması mümkün. Bu muhtemelen Türkiye'nin Suriye'den çekilmesi anlamına gelir. Türkiye, dört yıldır Suriye'nin Afrin bölgesini vahşice işgal ediyor, burayı Kürt nüfusundan etnik olarak temizliyor, Ezidiler gibi dini azınlıklara zulmediyor ve bölgeye aşırılık yanlılarını yerleştiriyor.
 
Türkiye, Afrin ve İdlib'de sınıra yakın bölgelerde DAİŞ de dahil olmak üzere birçok aşırılık yanlısının dükkan açmasına olanak sağladı. Suriye rejimi ve Türkiye'nin uzlaşması için bu politikanın muhtemelen sona ermesi gerekecek.
 
Şimdilik BAE'nin Esad'ı davet etmesi ve ev sahipliği yapması bölge ve Batı’ya karşı önemli bir tavır. Batı şimdi Rusya'nın Ukrayna'daki savaşına karşı çıkıyor. Rusya, Suriye savaşından ders alarak Ukrayna'daki sivillere yönelik saldırılarını geliştirdi.
 
Suriye rejimi gibi Rusya da savaş suçları nedeniyle Suriye'de büyük ölçüde cezasız kaldı. Soru şu: Esad Rusya'nın önemli bir müttefiki olduğu için Batılı ülkeler Esad'ı BAE'de görmekten çileden çıkıp çıkacak mı; yoksa BAE'yi bölgede uzlaştırıcı bir güç olarak mı görecekler?