John Bolton’dan İsrail’e çağrı: ‘İran’ı vurun’

İsrail hükümetine, İran'a askeri bir operasyon gerçekleştirme çağrısı içeren doğrudan bir mesaj gönderdi.

John Bolton’dan İsrail’e çağrı: ‘İran’ı vurun’

İsrail'in kuzey cephesinde, bir yandan Hizbullah ile diğer yandan Tahran'la yaşadığı gerginliğin arttığı bir dönemde eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, İsrail hükümetine, ABD’de önümüzdeki Kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimleri öncesinde İran'a askeri bir operasyon gerçekleştirme çağrısı içeren doğrudan bir mesaj gönderdi.

Bolton, ‘İsrail Ordu Radyosu’na verdiği röportajda şunları söyledi:

“Önümüzdeki iki ay, İsrail'in, İran tarafından tehdit edilen stratejik güvenlik çıkarlarını korumak adına harekete geçmesi için en uygun zamandır.  Eğer (ABD Başkanı Donald) Trump seçilirse, çok fazla sevinmeyin, bu sizi endişelendirmeli. Çünkü (Trump) iç siyasetin sınırlamalarından kurtulmuş olacak ve bugün olduğu gibi karşınızda yakın bir İsrail dostu bulamayacaksınız.  Joe Biden’ın seçilmesi de İsrail için iyi olmayacak. Bu yüzden ABD seçimleri öncesi içinde bulunulan bu dönemi değerlendirmelisiniz.”

İsrail hükümeti Bolton’ı, ‘İsrail'in yakın bir dostu’ olarak görüyor. Geçtiğimiz Eylül ayına kadar Trump'ın ulusal güvenlik danışmanlığını yapan Bolton, Başkan Trump ile yaşadığı büyük anlaşmazlıkların ardından görevinden ayrıldı. Bolton’ın görevinden ayrılmasından kısa bir süre sonra, geçtiğimiz ay, Trump'a yönelik ciddi eleştirilerin olduğu bir kitap yayınlanması, bu anlaşmazlıkları adeta bir kavgaya dönüştürdü.

Bolton söz konusu röportajı, Suriye'de İsrail’in gerçekleştirdiği düşünülen hava saldırısında aldığı ağır darbe yüzünden İsrail’i tehdit eden Hizbullah ile gerginliğin yanı sıra İsrail’in kuzey cephesinde tansiyonun yükseldiği bir zamanda verdi. Ancak İsrail çevreleri, İran'da bir aydan kısa bir süre içinde 4’ü Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinde olmak üzere gerçekleşen 14 bombardımanı analiz etmekle meşgul. Bazıları bu bombardımanların, İran’ın olası misillemesine karşı hazırlıklı olmak amacıyla İsrail tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini düşünüyorlar.

‘Kanal 13’ adlı İsrail televizyonunu yorumcusu Zvi Ezekiel, İran'ın bu bombalamalarla ilgili yorumlarını ‘İran-İsrail savaşının ilk kıvılcımı’ olarak kabul değerlendirdi. Ezekiel konuyla ilgili, “İran, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin nüfusun dörtte birinden fazlasına denk gelen 25 milyon vatandaşa koronavirüs bulaştığını açıkladığı mevcut durumla birlikte İran para birimi riyalin çökmesine neden olan uluslararası yaptırımlar nedeniyle yaşanan boğucu ekonomik krizden mustarip. Ancak buna rağmen Suriye ve Irak'taki maliyetli askeri faaliyetlerini sürdürüyor. Bu nedenle, hiç kimse İran’ın İsrail ile bir savaş başlamasına izin verip vermeyeceğini bilmiyor. Fakat her halükarda, Tel Aviv’in eli tetikte olmalı ve her türlü gelişmeye hazırlanmalı” yorumunda bulundu.

Diğer kaynaklar İran’ın ordusuyla İsrail'e doğrudan mı yoksa Hizbullah ya da diğerleri gibi Suriye'deki milisleri aracılığıyla mı bir tepki vereceğinin incelenmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Ancak İsrail’e atfedilen Hizbullah da dahil olmak üzere sahadaki birçok İran yanlısı milis grup lideri ile Suriye ordusu subayının bulunduğu Şam Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki toplanma yerini hedef aldığı söylenen hava saldırısı sonrası Hizbullah’ın bir karşılık vermesi olasılığı daha da arttı. Bu arada İsrail’e atfedilen hava saldırısında Suriyeli olmayan 5 milisin öldürüldüğü açıklandı.

İsrail her zamanki gibi operasyonun sorumluluğunu üstlenmezken bombardımanı gerçekleştirdiğine dair haberle ilgili de herhangi bir yorum yapmadı. Bu konuda yayınlanan her bilgi, Arap dünyasındaki kaynaklardan alıntılandı. Ancak İsrail ordusu, bombardımanın son derece ciddi olduğunu, Hizbullah’ın da bunu doğruladığını ve toplantıya katılan Güney Lübnan'daki Hizbullah liderlerinden birinin öldürüldüğünü belirten birkaç ifade kullandı.

Öte yandan Hizbullah, dün Lübnan’ın güneyindeki Ayitit beldesinde İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırısında öldürülen Ali Kamil Muhsin için cenaze töreni düzenledi. Hizbullah'ın Lübnan Meclisindeki bloğu 'Direnişe Sadakat' milletvekili Hasan İzeddin, “Savaş, ister uzun ister kısa sürsün, bu düşmanla aramızdaki bir yarışmadır. Şehitlerin kanlarıyla çizdiği bu yolu koruyacağız. Çatışma halen devam ediyor. Uzun bir savaş ve yaptığımız fedakarlıkları bir kenara bırakıp geri çekilmeyeceğiz. Direniş, devam edecek. Kimse bu direnişin gücünü aşmayacak. Biz de onu terk etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Tel Aviv'deki kaynaklar, “Hizbullah böyle bir durumda, pratikte buna cevap vereceğini söyler.  İsrail ile Hizbullah arasında ‘kim öldürülürse intikamı alınır’ şeklinde caydırıcı bir denge var” yorumunda bulundular. Lübnanlı kaynaklar ise, Hizbullah Genel Sekreteri'nin söz konusu denkleme bağlı olduğunu ve Suriye'deki herhangi bir kişinin öldürülmesine karşı Lübnan'dan bir tepki verileceğini vurguladılar.

İsrail ordusu yüzden (Salı günü şafak vaktindeki baskından saatler sonra) resmi bir açıklamada bulunarak askeri tatbikat yapılacağı gerekçesiyle Golan Tepeleri'nin, İsrail-Ürdün-Suriye üçgenin hava sahasının sivil havacılığa kapatıldığını, ayrıca Akka ile Ras el-Nakura arasındaki sahil şeridinin de sivillere kapatıldığını duyurdu. Açıklamada, vatandaşların bu bölgede plajlara gitmesinin yasak olduğu, bu bölgede askeri bir eğitimin gerçekleşeceği ve plaj alanında patlamalar ve mermi sesleri işitileceği belirtildi.

Askeri tatbikatın iki gün olarak planlanmasına rağmen söz konusu bölgelerde hava sahasının bu ayın sonuna kadar kapalı kalacak olması ise dikkat çekti. Daha da çarpıcı olan İsrail ordusunun dün yaptığı bir açıklamayla Salı ve Çarşamba olmak üzere iki gün boyunca yapılması planlanan askeri tatbikatın iptal edildiğini ve ‘İsrail güçlerinin, Hizbullah veya İran'ın olası saldırısına karşı hazırlıklı olmak üzere ülkenin kuzeyinde asker konuşlandırdığını’ duyurması oldu.

Açıklamada, tatbikatın diğer tarafta yanlış anlaşılmaması için iptal edilmesi kararı alındığı belirtildi.

Bombardımanın gerçekleştiği gün İsrail medyasının önde gelen askeri analistlerine konuşan askeri kaynaklar, Tel Aviv'de, İran’ın hesap defterinin, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanları tarafından kaydedilen İsrail operasyonlarıyla dolu olduğu ve bu yüzden İran’ın İsrail tarafından gerçekleştirilen çok sayıda aşağılayıcı bombardımanına misilleme yapmasının kaçınılmaz olduğuna dair tahminler olduğunu söylediler.

Bu misillemenin şuana kadar olduğu gibi bir siber saldırı şeklinde olmayacağına dair beklentilerin olduğunu belirten kaynaklar, daha ziyade (en zayıf olasılıkla) İran’dan İsrail’e doğrudan bir askeri saldırı gerçekleştirilmesinin veya (en güçlü olasılıkla) Suriye’deki İran yanlısı milislerin İsrail’i hedef almasının ya da (ne zayıf ne de güçlü bir olasılıkla) Hizbullah tarafından bir saldırı beklendiğini ifade ettiler.

Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, İsrail’in yanı sıra Amerikalılar arasında da, Binyamin Netanyahu hükümetini ABD seçimlerinden önce İran'a saldırmaya teşvik edenlerin olduğunu belirttiler.  Bolton'ın İsrail Ordu Radyosu’na verdiği röportaj da bu çabaların bir parçası olarak görüldü.