Libya Tezkeresi: Türkiye'nin acelesi neden?

Türkiye’nin yaptığı anlaşmalar sonucu Libya uluslararası alanda yeni bir gerilim hattının merkezi haline geldi. Türkiye’nin Trablus’taki Sarraj hükümetine destek vermesi ve yaptığı deniz, askerî ve güvenlik anlaşmaları sonucu Ankara’nın bölgeye asker göndermesi gündemde.

Libya Tezkeresi: Türkiye'nin acelesi neden?

Türkiye’nin yaptığı anlaşmalar sonucu Libya uluslararası alanda yeni bir gerilim hattının merkezi haline geldi. Türkiye’nin Trablus’taki Sarraj hükümetine destek vermesi ve yaptığı deniz, askerî ve güvenlik anlaşmaları sonucu Ankara’nın bölgeye asker göndermesi gündemde.

Gelen kulis haberlere göre AKP, Meclis’te görüşülecek Libya tezkeresini daha erkene çekmeye hazırlanıyor. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya da bugünkü yazısında AKP’nin tezkere konusundaki acelesinin nedenlerini mercek altına alıyor.

Libya için Şubat’ta düzenlenecek Berlin Konferansı başlayıncaya kadar bölgede geriliminin daha da artacağını söyleyen Sarıkaya, “Bir yandan, Rusya, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Tobruk’ta üstlenen muhalif Hafter için bastıracak. Şundan emin olabilirsiniz ki Yunanistan’ın başı çektiği bazı AB ülkeleri de desteğini sürdürecek. Türkiye’nin bugün başını çektiği ülkeler de BM’nin kabul ettiği, uluslararası meşruiyeti bulunan Sarraj liderliğindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) ayakta kalması için bastıracak” diyor.

Başta ABD, Rusya, Mısır ve BAE’nin destek verdiği Tobruk’taki Hafter güçlerinin tek amacının şubat olmadan başkent Trablus’u ele geçirmek olduğunu belirten Sarıkaya, “Eğer başarırsa, Libya’nın yasal temsilcisi ve kurucu iktidar görevini yürüten UMH lideri Sarraj’ın Konferans’ta masaya oturmasını engellemiş olacak. Çünkü Sarraj masaya oturursa kabul görülme gücünün artacağına inanıyor. Daha ilerisi böyle bir Konferans’tan çıkacak kararların da BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilcisi Gassan Silame’nin de talep ettiği gibi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) karara dönüşmesinden endişe duyuyor” ifadelerini kullanıyor.

Konferansın amacının sivil ölümlere de yol açan çatışmaların bir an önce durması ve Suriye süreci bitmek üzereyken, kanın yayıldığı yeni bir bölgenin daha ortaya çıkmaması olduğunu ifade eden Sarıkaya, şunları aktarıyor:

 “Bundan dolayıdır, Alman diplomat Ian Hecker’in fikir mühendisliği, Dışişleri Bakanı Heiko Mass’ın çabasıyla oluşan Berlin Konferansı, ilk adımda, ‘Trablus’taki silahlı gruplara yönelik baskının sonlandırılmasını’ istedi. Almanya çağrıyı taraflara ‘son şans’ olarak sundu… Bu da Hafter’in öfkelenmesine yetti. Hafter taraftarları öfkelenmekle kalmadı, Konferansı, 2. Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın Doğu-Batı diye ikiye bölünmesine neden olan Yalta Konferansı’na benzetmeye kadar vardırdı.Hafter’in kaygısı, Berlin Konferansı’ndan tarafların 4 Nisan tarihindeki sınırlarına kadar çekilmelerini isteyecek olması ki bunun işaretleri de uzun süredir veriliyor.”

Türkiye’nin de şubat ayında gerçekleşecek Berlin Konferansı’na kadar Sarraj hükümetinin ayakta kalması için elinden gelen desteği vermekte kararlı olduğuna dikkat çeken “Libya’ya asker gönderme Tezkeresi de bunun en açık göstergesi” diyor.

Hafter güçlerinin son günlerde saldırılarını artırması nedeniyle Ankara’nın daha da hareketlendiğini söyleyen Sarıkaya, daha önce 8 Ocak günü için Meclis’te tezkereyi ele almak için tarih verildiğini ancak AKP Grubu’nun önceki akşam milletvekillerine mesaj yollayarak 2 Ocak’ta hazır olmalarını istediğini aktarıyor Sarıkaya.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da Libya konusunda bilgi vermek üzere CHP, MHP ve İYİ Parti liderlerinden yarın için randevu talebinde bulunduğunu söyleyen Sarıkaya, şöyle devam ediyor:

“MHP lideri Bahçeli de 2 Ocak’ta toplanmaya ve tezkereye partisinin desteğini dün açıkladı. AK Parti yöneticileri ise dünkü sohbetimizde Libya Tezkeresi’nin hangi gün ele alınacağının yarın kesinleşeceğini bildirdi. ‘Şu aşamada yüzde 51 ihtimal 8 Ocak’ı gösteriyor, ama biz yine de temkinli olalım istedik’ bilgisini verdi. Anlaşılan o ki Libya’daki Hafter hareketi öyle endişe uyandıran bir durum değil, AK Parti de tezkere gibi bir konuda acele ediyor görüntüsü vermek istemiyor. Ancak Libya konusunun bundan sonraki süreçte Suriye meselesiyle birlikte ele alınacağı da kesin. Nitekim Almanya Başbakanı Merkel de hem Libya hem de Suriye’de İdlib’den başlayan yeni göç dalgasının da arasında bulunduğu tüm ikili konuları görüşmek üzere Ocak ayının üçüncü yarısında Türkiye’ye gelecek. Libya bundan sonra en çok konuşacağımız yerler arasında bulunacak…”

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz