Ömer Öcalan'dan Kılıçdaroğlu ve TİP açıklaması
Türkiye’de “üçüncü yolu” temsil ettiklerini ve Cumhur ile Millet İttifakı’nın Kürt meselesine yaklaşımı hakkında bir fark görmediklerini vurgulayan HDP'li Ömer Öcalan, “Fakat bazı dönemlerde statejimize göre taktik de izlemeliyiz” dedi. “Kılıçdaroğlu’nu desteklemeyecek misiniz?” sorusuna, “AKP ve MHP’yi desteklemeyeceğiz” yanıtı veren Öcalan, TİP’li vekillerin bazı açıklamalarını da doğru bulmadıklarını belirtti.
HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Rûdaw TV bültenine katılarak 14 Mayıs seçimlerine dair açıklamalarda bulundu.
HDP’nin Yeşil Sol Parti üzerinden seçimlere katılmasına ilişkin tartışmalar hakkında Öcalan, şunları söyledi:
“Biz üçüncü ittifak olarak Türkiye ve Kürdistan’ın geleceğinde rolümüzü oynayıp misyonumuzu yerine getirmek istiyoruz.
Partimiz şu anda da toplantı halinde. Bizim partimiz klasik bir parti değil, çok sayıda bileşenimiz bulunuyor. Biz ayrıca Yeşil Sol Parti’ye de önem veriyoruz, o anlamda da hazırlıklarımızı bitirdik. Türkiye’de sistem olarak yüzde 1 ihtimal bile olsa biz tehlikeyi bertaraf etmek isteriz, bir alternatif kurmak isteriz.
“Yeşil Sol Parti hazine yardımı alacak mı?”
Biz Yeşil Sol Parti olarak seçime girersek, maalesef hazine yardımından yararlanamayız. Hazine yardımı HDP için ve HDP olarak seçime girersek bu yardımdan faydalanacağız. Türkiye’de hiçbir zaman yasalar uygulanmadı. 2023 yılına ait hazine yardımı da henüz HDP’nin hesabına yatırılmadı.
“Türkiye’de siyasetin iki taraf arasında sıkışmasından yana değiliz”
Biz 3. Yol’uz. Altılı Masa’da birileri bize tepki gösteriyor ama biz de aynı şekilde onlara tepki gösteriyoruz. Tarihleri, siyasi geleneklerini halkımız da biliyor, biz de biliyoruz. Millet İttifakı ile anlaşabilmemiz için de hiçbir şey tartışmadık.
“3. Blok’u kurmak istiyoruz”
Bizim ayrıca böyle bir amacımız da yok. 3. Yol olarak biz Türkiye’de siyasetin iki taraf arasında sıkışmasından yana değiliz. Burada bir alternatif var; Alevi dindar, sosyalist, solcu, sistemin dışına itilenler... Biz herkesin bir çatı altında muhafaza etmek ve 3. Blok’u kurmak istiyoruz.
Cumhurbaşkanlığı için ilkelerimiz önümüzdeki günlerde açıklanacaktır. Biz Cumhur İttifakı’nın ne halde olduğunu, neler yaptıklarını biliyoruz. 2015’ten beri Kürdistan ve üzerimizde nasıl bir zulüm yürüttüklerini biliyoruz.
“Millet İttifakı pirupak demiyoruz”
Biz Millet İttifakı derken bu ittifak pirupak demiyoruz. Bazı konularda anlaşabilirsek Kürtlere zulmedenler bir şekilde hesap vermelidirler. Onun öncesi de var. 2015’ten önce Çözüm Süreci devam ediyordu. Kürt sorununun çözülmesi imkanı vardı fakat maalesef süreç ortadan kalktı. Erdoğan ve ekibi, MHP ile zulmünü, saldırısını ağırlaştırdı. Hesap vermeleri gerekir.
Cumhur İttifakı halen bizi terörle isimlendiriyor. Ayrıca şöyle bir şey var; onlarca insan tutuklanıyor, bazıları HDP üyeleri de değil, HDP’yi de eleştiriyorlar. Ama ‘PKK üyeliği’ ile gözaltına alınıyorlar. Bazı Rûdaw muhabirleri de yine PKK propagandası ile gözaltına alınıyor. Düşmanlıkları Kürtlerin iradesine. Kürt halkı da onların yaklaşımına öfkeli.”
“CHP ile de biz bir arada yürüyemeyiz”
Öcalan, “Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında Kürtler konusunda bir fark olur mu” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Türkiye’de geleneğin nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. 100 yıllık bir parti olarak CHP’nin de rolünü ve misyonunu biliyoruz. CHP ile de biz bir arada yürüyemeyiz ama bazı zamanlarda taktik adımlar atabilmemiz lazım.
Siyasal İslam adı altında Erdoğan maalesef Kürtlerin üzerinde büyük bir zulüm uyguladı. Kürtler hiçbir zaman Siyasal İslamla ilişkisini noktalamaz ama bu AKP ve Erdoğan olmayacaktır. Maalesef Kürtlere yönelik büyük bir zulüm uyguladı. Siyaset değişiyor, dünya değişiyor. Türkiye ve Ortadoğu gerçekliği de değişiyor.
Şüphesiz görüşmeler yürütülür ve sonrasında da kamuoyuna açıklanır. Ama fikrimce Erdoğan da Kürtler nedeniyle kaybedeceğinin farkında. Kürtlere zulmedenler, haksızlık yapanlar kaybetmelidir. Efrin’e ve Girê Spi’ye saldıranlar kaybetmelidir. Güney Kürdistan’daki referanduma karşı çıkanlar, İbrahim Halil Sınır Kapısı’nda tatbikat yapanlar kaybetmelidirler. Bunlar zalim ve Kürtlerin çıkarları adına bunlara büyük bir ders verilmesi lazım.”
“Türkiye’de en öncelikli sorun halen Kürt sorunudur”
“HDP’nin hangi talepler üzerinde müzakere yürüttüğü belirsiz. Kürtçenin resmi dil olması, Anayasada Kürtlerin tanınması, sizin şartlarınız talepleriniz arasında yer alıyor mu” sorununa cevaben şunları söyledi:
“Şunu söylemek isterim: Birincisi; Türkiye’de merkezi bir güç olmamalı, bütün güç bir yerde toplanmamalı. Bu gücü dağıtmak istiyoruz. AKP, MHP, CHP, İYİ Parti arasında bir fark olmayabilir ama AKP hegemonik bir güç kurdu. Bu güç her yere saldırı düzenliyor. Kürtlerin çıkarı uğruna bu gücün ortadan kalkması lazım. Bu aynı zamanda Güney Kürdistan Yönetimi’nin selameti için de bu böyle.
Öte yandan HDP siyaseti, Kürtlerin çıkarını içinde barındırır ve Kürtlerin ve Kürdistan’ın özgürlüğü bulunuyor. Kürtçenin resmi dil olması için çalışıyoruz. Elbette HDP içinde çok sayıda farklılıklar bulunuyor; Türkler var, solcular var, sosyalistler var.
Kabul ederler ya da etmezler, Türkiye’de en öncelikli sorun halen Kürt sorunudur, Kürdistan sorunudur, dil sorunudur, statü sorunudur, kimlik sorunudur.
Türkiye bu sorunları çözmediği müddetçe bu sorunlar her yerde Türkiye’nin önüne çıkar. HDP bu sorunların çözümü için çalışıyor.
HDP neye inanır? “Türkiye’de demokrasi olursa Kürtler de faydalanır.” Biz Türkiye için de siyaset yapıyoruz ama Kürdistan özgürlüksüz olmaz. Kürtçe resmi dil olmadığında ya da eğitim dili olmadığında olmaz. Bizim için bunlar önceliklidir.
“Biz nasıl İstanbul’dan el çekelim?”
Kılıçdaroğlu da görüşme yapacak. Eşbaşkanlarımız da tartışmasını yürütür. Bu tür şeyler önümüzdeki günlerde tartışılır. Biz ne için siyaset yaptığımızı bilmiyor muyuz? Ama biz Türkiye’den çekilmeyiz. Kamuoyu, Kürtler ve Kürdistaniler şunu bilsin ki AKP, MHP ve devlet de bizi sadece Kürdistan’la sınırlandırmaya çalışıyor.
İstanbul’da yaklaşık 4-5 milyon Kürt var denilir. Biz nasıl İstanbul’dan el çekelim? Aynı şekilde Adana, Mersin, İzmir... Bunlar Kürdistan’ı boşalttı. 90’larda binlerce köy boşaltıldı.
Bizim hayallerimiz var hem Kürdistan’ın özgürlüğü için hem de bizim paradigmamız için. Biz evrenselliliğimizi demokraside görüyoruz.
Biz Kürtler demokratız. Biz mazlumuz. Türkiye için de söyleyecek sözümüz var. Ortadoğu için de söyleyecek sözlerimiz var. Kürdistan’ın dört parçası için de paradigmamız var. Bu paradigmanın altında herkese hayat var. Biz neden Arap halkıyla, Acem halkıyla, Türkiye halkıyla komşu olmayalım?
İçimizde solcular da var. Kürtler arasında da solcular var, sosyalistler var. Dindarlar da var. Ezidi, Alevi Kürtler de var. Biz bir gülistan gibiyiz. Herkes kendi rengiyle, diliyle, kültürüyle bu gülistanın içinde yaşasın.
Türkiye’de asimilasyon da Kürt düşmanlığı da var ama buna karşı mücadele edeceğiz, güçlü bir siyaset yürüteceğiz. Biz sözümüzü de söyleriz, kimse de bizi sınırlandırmaz.
Kürtlerin çıkarlarını Ankara’da parlemento kürsülerinde de savunacağız Diyarbakır’da da savunacağız.”
“TİP, basın üzerinden HDP’yi darlamaya çalışıyor, bu doğru değil”
“Türkiye İşçi Partisi’ne karşı HDP olarak tavrınız ne olacak? Kendi taleplerini size dayatmak istiyorlar. Buna yönelik yaklaşımınız ne olacak?” sorusuna da Öcalan şöyle yanıt verdi:
“Bu çok önemli bir soru... Biz de bunu tartışıyoruz. Diğer bileşenlerimiz de tartışıyor. Siyasette pozitif bir dil ve ciddiyet çok önemlidir. Ama bahsettiğiniz parti [TİP], basın üzerinden ve sosyal medya üzerinden HDP’yi darlamaya çalışıyor. Bu tavır ve bu dil doğru değildir.
Halkımızın TİP’e yaptığı eleştiriyi yerinde görüyorum. Türkiye için, Kürdistan’ın geleceği için, Türkiye demokrasisinin geleceği için TİP’in hassas olması gerekir. Siyaset ciddiyetle yapılır. Sosyal medya üzerinden, Twitter’da bir şeyler söyleyip bunu farz kılmak doğru değildir. Bu doğru değildir.
Siyasete bu da vardır, anlaşmamak da vardır. Partiler anlaşmayabilir. Büyük ihtimalle ortak bir noktada buluşuruz.”
“Kılıçdaroğlu’nu seçimde destekleyecek misiniz”
“Kılıçdaroğlu’nu seçimde destekleyecek misiniz” sorusuna cevaben de Öcalan şunları söyledi:
“Biz AKP ve MHP’yi ve adayını desteklemeyeceğiz. Kılıçdaroğlu, milletin masasını kurduğunu söylüyordu. Ayın 18’inde HDP’yi ziyaret etmeye geliyor. Partimizle bir tartışma yürütecektir. Destek isteyecektir. O zaman kararımız kamuoyu ile paylaşılacaktır.”