Özerk Yönetim'den 'güvenli bölge' açıklaması

Özerk Yönetim'den 'güvenli bölge' açıklaması

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Sözcüsü Loqman Ehmê, Türkiye'nin "güvenli bölge" örneğinin Efrin olduğunu belirtti. ABD'nin Türkiye ile aralarında arabuluculuk yaptığını belirten Ehmê, Türkiye'nin dayatmalarını kabul etmeyeceklerini kaydetti.

Türkiye bir yandan Fırat’ın doğusuna operasyon mesajı verirken, bir yandan da ABD heyetiyle “güvenli bölge” konusunu görüşüyor. Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar son olarak görüşmelerin “olumlu” yönde gittiğini ifade etse de güvenli bölge konusundaki pazarlıklar devam ediyor.

Türkiye, söz konusu bölgenin Fırat nehrinden başlayarak Güney Kürdistan sınırına kadar yaklaşık 460 kilometrelik uzunlukta, 30 ile 35 kilometre derinlikte olmasını istiyor. Ayrıca, Türkiye burada oluşturulacak bir güvenli bölgenin de tamamen kendi denetiminde olmasını talep ediyor.

Buna karşılık Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi de şehirleri kapsamayacak şekilde beş kilometrelik derinlikte bir güvenli bölgenin olabileceğini belirtiyor. Bu bölgenin de IŞİD karşıtı uluslararası koalisyon gözetiminde olmasını isteyen yönetim, Türkiye’nin bölgeye girmesini istemiyor.

Son gelişmelere ilişkin ANF'ye konuşan Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Sözcüsü Loqman Ehmê, Türkiye'nin yapacağı "güvenli bölge" için Efrin’i örnek gösterdi. Efrin’de yüz binlerce insanın yerinden edildiğini ve bölgenin demografisinin değiştirildiğini belirten Ehmê, bütün dünyanın da bunu gördüğünü söyledi.

Bölgelerinden Türkiye sınırlarına yönelik herhangi bir tehdidin söz konusu olmadığını, Türkiye'nin operasyon için bahane aradığını belirten Loqman Ehmê, "DAİŞ'e karşı birlikte mücadele ettiğimiz tüm ülkeler de bunu görmeli ve tutum sahibi olmalıdır" dedi.

Özerk Yönetim Sözcüsü'nün açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Güvenli Bölge Şartları

Bir yerin "güvenli bölge" sayılması için 3 şartın olduğunu, bunların "bölgenin kendi halkı tarafından yürütülmesi, yönetilmesi ve göç eden insanların yerlerine dönerek yaşamlarını kurması" olduğunu belirten Loqman Ehmê, "Bizim bölgelerimiz bu üç şartı da içerisinde barındırıyor. Bizim bölgelerimiz zaten güvenli bölgedir" ifadelerinde bulundu.

Uluslararası yasalara göre de bir yerin "güvenli bölge" olmasının nedeni söz konusu yerin "çevre ülkeler ve güçlerin askeri güçlerinden korunması" amacıyla kurulabileceğini belirten Ehmê, "Burada sayısal ve teknik olarak daha az olan bölge ve savunma güçlerinin korunması gerekli. Bizden doğru Türkiye'ye bir tehdit yok. O yüzden bizler güvenli bölge kurulsun derken bunu kast ediyoruz" dedi.

"ABD Arabuluculuk Yapıyor"

Türkiye'nin, güvenli bölgede koalisyon ile birlikte hareket edebilme şartını da Efrin'deki tutumuna son vermesine bağlı olduğunu söyleyen Ehmê "Bizim sunduğumuz taslakta bu var. Bu konuda ABD arabulucuk yapıyor. Türkiye ile de bizimle de görüşmeleri devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde James Jeffrey de Kuzey-Doğu Suriye Yönetimi'nin kabul etmeyeceği bir şeyi dayatmayacaklarını söyledi." 

"Esper'in Açıklaması Olumlu"

Loqman Ehmê, ABD Savunma Bakanı Esper'in dün yaptığı açıklamayı da "olumlu" bulduklarını kaydederek, "Bu açıklamayı olumlu görüyoruz. Daha önceden de böyle açık bir şekilde tutum alınabilirdi" ifadelerinde bulundu.

"Saldırı Olursa IŞİD'liler Kaçabilir"

Bölgede IŞİD(DAİŞ) tehlikesinin hala bitmediğini kaydeden Kuzey-Doğu Özerk Yönetimi Sözcüsü, olası bir saldırı durumunda bölgedeki cezaevleri ve kamplarda tutulan IŞİD'liler ile ailelerinin tüm dünya için tehdit oluşturabileceğini kaydetti. Loqman Ehmê, "Olası bir saldırı DAİŞ'lilerin kaçmasına zemin sunabilir" dedi.