Özgür Özel: HEDEP ile görüşmeye açığız
Özgür Özel, “Kürt vatandaşlarımız istedikleri yere geliyor” diyen Kurtulmuş'a 'Kürtlerin dilini değil, Numan beyin kulağını kontrol ettirmesi lazım” yanıtını verdi. Özel ayrıca HEDEP Eş Başkanları ile görüşmeye hazır olduklarını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Artı Gerçek’in sorularını yanıtladı.
Özel, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) eş genel başkanlarının ziyaret talebinde bulunduğunu belirterek, kendisinin de genel merkezlerine gideceğini söyledi. HEDEP’in "Batıda ittifaka açığız" açıklaması ile ilgili de “HEDEP’in de geçmişe bakıp bugün bir işbirliği olacaksa bunun açık olması lazım yaklaşımını da anlaşılır ve haklı buluyorum” yorumunda bulundu.
Özel, “Kürtler daha az eşit” çıkışı sonrası TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “Kürt vatandaşlarımız istedikleri yere geliyor” sözlerine ise, “Kürtlerin dilini değil, Numan beyin kulağını kontrol ettirmesi lazım” yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Artı Gerçek’in sorularına verdiği yanıtlardan öne çıkanlar şöyle:
Bugün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüştünüz. Görüşmenizin içeriğine ilişkin bilgi verir misiniz?
Biz bugün yaptığımız görüşmede Genel İdare Kurulu (GİK) kararının olduğunu ve eğer o kararda bir ısrar varsa buna saygılı olduğumuzu söyledik. Ama eğer GİK’de yine müzakere edebilirseniz biz size iş birliği teklif ediyoruz dedik. Bu işbirliğini de biz arkadaşlarımız sizin arkadaşlarınızla bir araya gelip görüşebileceklerini, ama ilk önce böyle bir işbirliğine kapı aralıyor mu İyi Parti’ye onu sorduk. Onlar da GİK’e götürüp soralım dediler. Bütün müzakere bundan ibaret.
İyi Parti’nin Ankara ve İstanbul’da CHP adaylarını desteklemesi karşılığında İzmir’de Ümit Özlale’nin desteklenmesini isteyebileceği yönünde iddialar var. Bu iddialara bir yanıtınız olur mu?
Bu görüşmede hiçbir il ve adayın ismi geçmedi. Biz görüşmeye işbirliği yapmanın, yapmamaya göre muhalefete daha çok kazandıracağı verisi ve gerçeğiyle gittik. Gelin işbirliğinin kapısını aralayalım, çünkü yapmamaya göre daha avantajlı oluruz dedik. Yoksa bu işten Cumhur İttifakı yararlanır dedik. Bunun dışında bir aday ismi ya da bir il ismi hiç geçmedi.
Peki anket ya da bir çalışma yapılıyor mu?
Bizim elimizdeki belediyeler için memnuniyet anketi yaptırıyoruz. Büyükşehirlerin anketi için sahadalar. Bu hafta sonu raporlanıp hazırlanacak. Gelecek hafta da bizde olan büyükşehirlerin ilçeleri ve il belediyeleri çalışıyor olacaklar.
‘HEDEP EŞ BAŞKANLARI ZİYARETE GELMEK İSTEDİKLERİNİ SÖYLEDİ’
Yerel seçimlerde işbirliği konusunda HEDEP’e bir ziyaretiniz olacak mı?
HEDEP’in eş genel başkanları ziyarete gelmek istediklerini söylemişlerdi. Ben de memnuniyet duyacağımı söylemiştim. Hatta ‘Meclis’te mi olacak?’ diye sormuşlardı. Ben de genel merkezde memnuniyet duyacağımı ve ben de genel merkezlerinize de gelirim dedim. Yani o konuda açığız, ancak yanılmıyorsam onların bir saha ziyaretleri var, bundan bahsetmişlerdir. O takvime göre bir randevu isteyeceklerini söylemişlerdi, talep ettiklerinde randevu vereceğiz tabii.
‘İŞBİRLİĞİ OLACAKSA AÇIK OLMALI YAKLAŞIMINI ANLAŞILIR VE HAKLI BULUYORUM’
HEDEP eş genel başkanları batıda ittifaka açık olacaklarını söylediler. Ancak bir ittifak olacaksa şeffaf ve kamuoyuna açık olmak koşuluyla destek olacaklarını belirttiler. Siz neler söylemek istersiniz?
Genel seçimlere yönelik İyi Parti’nin ve bazı ittifak ortaklarımızın ‘kendi kimliğimizle var olmalıyız’ sözlerine hak veriyorum. Geçmiş tecrübeden hareketle seçim bittikten sonra herkesin kendi özgür siyasetini yapmasını, kendi politikalarını halka anlatma isteğini ve sürekli bir ittifak halinde ilerleme işini doğru olmadığını söyleyenlere hak veriyorum. Hatta ben, ittifak kelimesi yorulduğu için, artık işbirliğini kullanıyorum ve ikili işbirlikleri daha doğru olur diyorum. HEDEP’in de geçmişe bakıp bugün bir işbirliği olacaksa bunun açık olması lazım yaklaşımını da anlaşılır ve haklı buluyorum. Ama ilerde işbirliği olur ya da olmaz ona bir şey diyemem. Farklı partileriz farklı karar alma mekanizmalarımız var. Ama HEDEP eş genel başkanlarının açık bir işbirliği olması yönünde yaptığı sözlerini de garipsemiyorum.
Genel seçimlerde HEDEP ile bir ittifak olmadı. Olmadı diyoruz çünkü; onlar kazanamadığımız yerlerde iktidara kaybettirme stratejimiz var dediler. Bu bizim lehimize bir durumdu ama bu gizli bir ittifak değildi. O yüzden bir ittifak olacaksa açık olsun söylemini ben anlaşılır buluyorum.
Ancak olur ya da olmaz, İyi Parti için nasıl dikkatli bir dil kullanıyorsak, takdir onların yetkili kurullarının diyorsak benzer bir durum burada da var. Benim şöyle bir zorluğum da var, CHP olarak milletvekili sayımız daha fazla, oy oranımız daha yüksek ve belediye sayımız daha çok. Bu nedenle eğer burada özenli bir dil kullanmazsam üstten ve kendine mecbur eden bir yaklaşıma girmiş gibi olurum. Buysa olası işbirliklerinin şimdiden önünü tıkar.
‘DUYMAYANDA SORUN VARDIR, SÖYLEYENDE DEĞİL’
“Kürtler daha az eşit” sözleriniz çok tartışıldı. Bunun üzerine Numan Kurtulmuş’un “Kürt vatandaşlarımız istedikleri yere geliyor” diyerek Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı örnek verdi. Bu açıklamayı nasıl değerlendirirsiniz?
Öncelikle bu açtığımız tartışmadan çok memnunuz. Bu sözler, ‘ben Kürtleri severim, Kürt komşum var’ demek kadar komik bir şey. Bir yerde eşitsizlik olup olmadığına eşitsizliği yaratanlar değil, eşitsizliğe uğrayanlar karar verir. Bütün dünyanın genel yaklaşımı bu. Hatta kadının beyanı esastır sözünün ne kadar önemli ve ne kadar meseleyi doğru yerden okuyan bir kaide olduğunu biliyoruz. Bunu niye bu söyleniyor diye merak ediyorlarsa AKP’deki kadınlara siyasetçiler sorsunlar. Yoksa toplumun yarısı, ‘senin neren eşitsiz, önünden yemeğini mi eksik ettik’ diye söyleyen o eril dile mahkum olur. Şimdi ‘Türkiye’de başbakan da oldular cumhurbaşkanı da oldular’ diyorlar.
Ben de başka bir durumu örnek verdim: Hem atanan kayyımlar üzerinden anlattım hem de Türkiye’de çok sayıda Kürt, ‘ben haksızlığa, eşitsizliğe uğruyorum ifadelerini aktardım. Seçtiğim belediye başkanı beni yönetmiyor ya da mülakatlarda eleniyorum” diyorlar. Bunu Kürtler söylüyor ve Numan Bey duymuyorsa Kürtlerin dilini değil, Numan Bey’in kulağını kontrol ettirmesi lazım, çünkü duymayan da sorun vardır, söyleyende sorun yoktur. Modern dünyada ve modern demokrasilerde mesele böyledir. Birisi haksızlığa uğradım diyorsa o haksızlığa uğramıyorum diyene kadar onu dinlemek lazım. Onun için de kulağı açık tutmak lazım. Birisi eşitsizlikten yakınıyorsa birisi de duymuyorsa dile değil kulağa bakılır.
Röportajın tamamı…