Putin'den Esad'a 'DSG' uyarısı
Moskova yönetiminin, DSG’yi olduğu gibi kabul etmesi konusunda Şam’a baskı uyguladığı ve Esad yönetimine “Kürtlerle müzakereleri daha ciddi yürütün” şeklinde telkinde bulunduğu öğrenildi.
“Rusya DSG ile anlaşması için Şam’a baskı uyguluyor.” Bu söz birkaç gündür özellikle de Rojava’da sosyal medyanın gündemindeki ilk konuyu anlatıyor.
Al-Arabiye sitesi 19 Aralık’ta Kürt bir kaynağa dayandırdığı haberinde bu bilgiyi doğruladı. Site, sözkonusu yetkilinin, “Şam hükümeti Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) olduğu gibi Suriye ordusu bünyesine alınması konusunda Rusya’nın baskılarıyla karşı karşıya” sözlerine yer verdi.
Haberde, “Suriye hükümetinin DSG ile Rusya Federal Polisi arasındaki ilişkilerden endişe duyduğu ve Kürt güçlerin ülkenin kuzey doğusunda Suriye ordusunun yerini almaktan çekindiği” belirtildi.
“Ruslar Mazlum Abdi ile gözlerden ırak görüştü”
Rûdaw’da yer alan habere göre gelişmelerden haberdar olan bir kaynak da geçtiğimiz Çarşamba günü DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Rus bir heyetin kameralardan uzakta bir görüşme gerçekleştirdiğini aktardı.
Edinilen bilgilere göre Rus heyet görüşmede Abdi’ye, Suriye Devlet Başkanı Yardımcısı Ali Mamluk’un Kamışlo ziyareti ve Arap aşiret liderleri ile gerçekleştirdiği görüşmeler hakkında duydukları endişeyi dile getirerek, “Memluk bölgede dengeleri değiştiremez” dedi.
Rus heyet ayrıca, bundan sonra Şam ile Rojava Özerk Yönetimi arasındaki diyaloğa doğrudan arabuluculuk yapacaklarını ve görüşmelere sadık kalması konusunda Şam’a baskı yapacaklarını aktardı.
Rûdaw’a konuşan kaynak, “Ruslar Abdi’ye, Vladimir Putin’in Kürtlerle müzakereleri ciddiye alması konusunda Beşar Esad’a baskı yaptığını, Suriye’nin birlik ve bütünlüğü çerçevesinde Kürt meselesinin en yakın zamanda bir çözüme kavuşturulmasını istediğini aktardı” dedi.
Aynı kaynak, Rusya’nın DSG ile ortak bir güç oluşturduğunu ve bu gücün Fırat’ın doğusunda Türkiye-Rusya ortak devriyelerine katılacağını da ekledi.
“Rusya ile DSG yeni bir güç oluşturuyor”
Geçtiğimiz Perşembe günü Kürdistan Bölgesi’nden Rojava’ya dönen ve 5 Kürt partisinden oluşan Suriye Ulusal Kürt İttifakı (Hevbendi) üyeleri Mazlum Abdi’yi ziyaret etti.
Rûdaw’a konuşan Suyiye Kürt Sol Partisi Genel Sekreteri Salih Gedo da Rusya’nın kapalı kapılar ardında Kürtlerle müzakere için Suriye hükümetine baskı yaptığı söylemlerini doğruladı.
Salih Gedo, “DSG ile görüşen Rus heyeti bölgede ortak bri askeri gücün kurulmasını planlıyor. Ruslar ABD’nin DSG ile eskisinden daha fazla ilkgilendiğini görüyor ve bu kartı Washington’un elinden almak istiyor. Ayrıca bölgede Suriye rejiminin de temeli zayıf, Ruslar buna bel bağlayamaz” dedi.
Hevbendi liderlerinden Nesredin İbrahim de, “Rusya Suriye’de Kürt sorununun doğrudan müzakerelerle çözülmesinden yana. Bu nedenle Kürt halkının etnik, külütrel ve idari haklarının tanınmasını dayatıyor” diye konuştu.
IŞİD karşıtı Uluslararası Koalisyon’un desteği ve eğitimi sayesinde IŞİD’e karşı başarı elde eden DSG, eğitimli ve nizami bir güç oluşturmuş bulunuyor. Rojava Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) omurgasını oluşturduğu DGS bünyesinde Suriye ve Rojava’daki diğer halklardan da savaşçılar bulunuyor.
TEV-DEM Eşbaşkanı Garip Huso da Rusya’nın kendi çıkarlarını garanti altına almak için DSG ve Şam arasında anlaşma sağlamaya çalıştığını belirtti.
“Rejim ve Kürtlerin anlaşması Moskova’nın çıkarına olur” diyen Huso, “Bir süre önce Rusya DSG’nin bölgede Suriye Arap ordusunun yedeğidir şeklinde bir açıklama yaptı. DSG’nin örgütlü ve deneyimli bir güç olduğunu itiraf etti” değerlendirmesinde bulundu.
“Rusya Türkiye’nin Türki cumhuriyetler planının tehlikelerini görüyor”
Rojavalı Kürt bir siyasetçi de ABD’nin Suriye’deki petrolda gözü olmadığını, tek gayretinin Rusya’nın bölgedeki hesaplarını bozmak olduğunu savundu.
İsminin açıklanmaması kaydıyla Rûdaw’a konuşan Kürt siyasetçi, “ABD ve Rusya ayrıca Türkiye ve İran’ın bölgede yayılma eğiliminde olduğunu da görüyor. Bu iki super güç, Sevr Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümünde Türkiye’nin gerek ortadoğu ve gerekse de Kafkaslardaki Türki Cumhuriyetlerde kendi nüfuzunu geliştirme hevesi içerisinde olduğunu biliyor. Rusya bunu kendisi açısından bir tehlike olarak görüyor. Bu yüzden de ABD ile birlik olup Türkiye’ye Rojava ve Suriye’nin kuzeyine hamle yapması için yeşil ışık yaktı” dedi.
Kürt siyasetçi, “Ama bir taraftan da Rusya Fırat’ın doğusunda belli yerlerde üssler kurarak Türkiye’yi de baskı altında tuttu. Kamışlo Havaalanı’na yerlkeşerek burayı büyük bir askeri üsse çevirmesi de bu gerçeği kanıutlıyor” ifadelerini kullandı.
Kürt siyasetçiye göre “bu durumda DSG ile Şam’ın anlaşması Rusya için en önemli bahanelerden biri haline gelmiş durumda. Böyle olursa Türkiye’nin suriye’deki rolü de kalmamış olacak.”
“Rusya DSG konusunda Şam’ı ikna etmeye çalışıyor”
Bir dönem Rojava Özerk Yönetimi’nin Rusya Danışmanlığı görevini de yapan Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Danışmanı Bedran Çiya Kurd da Rusya’nın dünyaya ve Suriye’ye bakışının farklı olduğuna dikkat çekti.
Kurd, “Rusya özellikle de DSG’nin Suriye ordusu ile birleşmesi konusuna farklı yaklaşıyor. Moskova DSG’nin kendi özgün yapısı ile orduya katılmasını ve özelliklerini korumasını savunuyor. Bu konuda Şam’ı ikna etmeye çalışıyor” dedi.
DSG’nin varlığının askeri açıdan Suriye’ye özellikle de teröre karşı mücadelede güç katacağını savunan Bedran Çiya Kurd, “Rsuya artık güçsüz bir Suriye istemiyor. Aksine Suriye coğrafyasının tümüne hükmedebilecek bir güç istiyor. Ayrıca ülkenin güvenliğini sağlayacak gücün bir bakıma kendisine bağımlı olmasını da istiyor. Böylece dış bir güce muhtaç olmadan radikal gruplara karşı mücadeleyi sürdürmeyi planlıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın Türkiye ile çelişkileri kadar ortak çıkarları da var. Özellikle de S-400 hava savunma sisteminin satılması, Rus doğalgazının Avrupa’ya taşınması için döşnen hattın Türkiye’den geçiyor olması bu ortak çıkarların en somut hali. Bu durumda Rusya Türkiye’nin Rojava’dkai konumunu zayıflatmak için herhangi bir hamle yapar mı?
Bu konuda Demokratik Birlik Partisi (PYD) Dışilişkiler Sorumlusu Salih Müslim Rûdaw’a, “Rusya güç sahibi büyük bir devlettir. Eğer isterse Türkiye’ye taleplerini kabul ettirir, buna mecbur kılabilir” açıklamasında bulundu.
Müslim ayrıca, “Rusya’nın Suriye rejimine baskı yaptığını şahsen duymadım. Ancak kendisini garantör olarak tanıtan bir gücün Suriye’deki meselelerin çözümü için rejime baskı yapması gerkli bir durumdur” dedi.