“Rojava’da ikinci Araplaştırma hamlesi” mi?
Rojava'da, Suriye rejiminin 1965'te başlattığı 'Arap kemeri' denilen Kürt topraklarının araplaştırılması projesinden sonra ikinci bir araplaştırma projesinin yürürlükte olduğuna dair tartışmalar devam ediyor.
Uluslararası kurum ve kuruluşların istatistiklerine göre, Suriye’nin birçok kentinden Rojava’ya (Suriye Kürdistanı) bir milyon 250 bin kişi göç etti. Söz konusu verilere göre, Cızir bölgesine 500 bin, Kobani’ye 100 bin, Efrin bölgesine ise 650 bin Arap göç etti.
Suriye’de savaştan kaçan çok sayıda Arap ailesi, daha güvenli olduğu gerekçesiyle Rojava’ya sığınırken, bir milyonun üzerinde Rojava Kürd’ü ise topraklarını bırakarak, Kürdistan’ın kuzeyi ve güneyine, Türkiye ile Avrupa ülkelerine göç etmiş durumda.
ENKS: Rojava’da ikinci Araplaştırma hamlesi
ENKS yöneticilerine göre; PYD’nin kendilerine yönelik politikaları, Rojava’da Kürtlerin göç etmesine yol açıyor, bu yüzden de Kürtlerin boşalttığı yerler, Suriyeli Arap göçzedelerle dolduruluyor. Bazı ENKS yetkilileri, bu durumu “Rojava’da ikinci Araplaştırma hamlesi” olarak tanımlıyor.
Rojava’daki durumu değerlendiren Avukat Ümit Kikani, “Suriye’deki siyasi kriz, hükümet kurumlarında istikrarın olmayışı ve ekonomik kriz nedeniyle Araplar Rojava’ya göç ediyor. PYD’nin siyaseti ise ENKS taraftarlarının göç etmesine yol açıyor” diyor.
PYD: Arap göçzedeler geçici
PYD yetkilileri ise, “Rojava’nın Araplaştırılması” gibi bir tehlikenin bulunmadığını savunuyor. Onlara göre, Arap göçzedeler bir süreliğine Rojava’da.
Serbest Kereçoli: Özerk Yönetimi’nin göçzedeleri kabul etmeme gibi bir lüksü bulunmuyor
Sosyolog Serbest Kereçoli ise şunları belirtti: “PYD ve Özerk Yönetim’in, halkı sistematik bir şekilde göç etmeye zorladığını ve yerine Arap göçzedeleri yerleştirdiğini söyleyemeyiz. Savaş bölgesinde yaşayan halk, Rojava’ya istikrar ve huzur nedeniyle geliyor ve Özerk Yönetimi’nin göçzedeleri kabul etmeme gibi bir lüksü bulunmuyor."
Hoşeng Derviş: Savaş bittikten sonra evlerine dönecekler
Demokratik Suriye Meclisi’nin Kürdistan Bölgesi Temsilcisi Hoşeng Derviş, Rojava’nın Araplaştırılması tehlikesini mantıksız ve gerçekliten uzak bulduğunu belirterek, şunları söyledi: “Gençlerimiz, kanlarını Rojava’daki halkın göç etmesi ve yerine Arapların yerleştirilmesi için dökmedi. Göçzedeler, ülkede yaşanan savaş nedeniyle Kürdistan’a geliyor. Savaş bittikten sonra evlerine dönecekler.”
Arap Kemeri
1965 yılında Suriye hükümeti, ‘Arap Kemeri’ adı altında Rojava’nın Cızir bölgesini Araplaştırmaya başladı. Kemerin uzunluğu 300, genişliği ise 10-15 kilometreydi. Oluşturulan kemer, Güney Kürdistan sınırından Serêkaniye’ye kadar uzanıyordu.
Fırat Barajı’nın inşa edildiği süreci, Cızir bölgesini Araplaştırmak için bir fırsat olarak kullanan Suriye hükümeti, toprakları su altında kalan Kürtleri Kuzey Kürdistan ve Türkiye sınırına yerleştirdi. Hükümet, Cızire bölgesinin 700 bin dönümlük arazisini 4 bin Arap ailesi arasında paylaştırdı ve 42 mülteci kampı kurdu.
O yıllarda, Suriye ve Mısır’ın birleşerek kurduğu Arap Birliği’nin Cumhurbaşkanı görevinde Cemal Ebdulnasır bulunuyordu. Cızir bölgesindeki Kürtlerin 100 bin dönümlük arazisi üzerinde 6 Arap yerleşkesi kuruldu. Halep ve Hama Arapları ile İsveç’ten gelen Dürziler; Tuwêne, Tıl Tewil, Menacir, Qesrik, Sehf ve Şemoke bölgelerine yerleştirildi. Şimdi Cızire bölgesinde 48 yerleşke bulunuyor.