Rojava'da peşi sıra bombalı saldırılar halka ve bölgeye zarar veriyor
Batı Kürdistan (Rojava), bir kilise ve muhtelif mahalleleri hedef alan peşi sıra bombalı saldırılarda sarsıldı.
Rojava'nın Haseke vilayeti art arda patlamalarla sarsıldı, saldırılarda 14 sivil öldü, askeri personel yaralandı ve büyük çapta zarar meydana geldi.
10 Temmuz gecesi yaşanan iki bombalı saldırıdan biri El Gazel mahallesinde diğeri de Tel Hacar mahallesinde, itfaiye istasyonu ile Sinalco meşrubat fabrikasını birbirine bağlayan otoyolda gerçekleşti.
Yine 10 Temmuz’da Markada kasabasında düzenlenen bombalı motosiklet saldırısında üç yetişkin ve bir çocuk yaralandı. 11 Temmuz sabahında da 20’şer dakika ve 100’er metre aralıklarla üç ayrı bombalı motosiklet saldırısı düzenlendi. Motosikletlerden ikisi El Selahiye mahallesinde, üçüncüsü ise El Kalasa mahallesindeki polis merkezine yakın bir noktada patlatıldı. Bir polis memuru yaralandı.
Bombalı araç saldırılarının hedefindeki mahallelerin sakinleri korkudan evlerini terk etmeye başladılar.
El Selahiye mahallesinin sakinlerinden Lazkin soy isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şunları aktardı:
“Bu tip olayların hâlen bitmediğini görüyoruz. Belirli aralıklarla böyle şeyler yaşıyoruz. Çocuklarımız bu sefer ölümden kaçtı ama İslam Devleti ideolojisi hâlen yok olmuş değil, geçmiş yapılanmasına alternatif yeni hücrelerle ortaya çıkıyor. Bizim de bir patlamada ölmemiz an meselesi.”
Haseke ve Kamışlı’da düzenlenen bombalı araç saldırılarını IŞİD üstlendi.
Kürdistan Bölgesi Asayişi'nin 11 Temmuz’da yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kentlerimizin güvenliğini, halkımızın emniyetini sarsmak isteyenlere karşı gereken şeyi yapacağımızdan, bölgenin güvenlik ve emniyetini azami seviyeye çıkaracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu topraklarda bir arada varolan tüm bileşenlerin yanındayız.”
Kamışlo’da ise 11 Temmuz’da Süryanileri, Meryem Ana Süryani Ortodoks Kilisesi’ne taşıyan olan araç park halindeyken patladı. Saldırıda 11 kişi yaralandı ve etraftaki dükkanlarda büyük hasar oluştu.
Başkan Mesud Barzani, Rojava'da meydana gelen kanlı saldırıları kınayarak 11 Temmuz’da şu açıklamayı yaptı: “Bu terör eylemlerini şiddetle kınıyoruz. Bu talihsiz olaylarda ölenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.”
Suriye’deki Demokratik Süryani Kuruluşu’nun yöneticilerinden Beşir Saadi, Al-Monitor’a geçmişte El Cezire’nin Hristiyan mahallelerinde meydana gelen bombalı saldırıların “Süryaniler ve tüm Hristiyan toplumunun güven duygusunu” sarstığını belirterek “Böyle olayları varlığımıza yönelik ciddi bir tehlike olarak görüyoruz” dedi.
Rejim ve özerk Kürt idaresinden yetkililerin “bombalı saldırıları engelleyemediklerini, failleri yakalayıp adalete teslim edemediklerini” belirten Saadi, Hristiyanların yaşamlarını sürdürebilmek için El Cezire’yi terk etmekten başka çaresinin kalmadığını anlattı. Saadi’ye göre bombalı saldırılarla “Süryaniler ve tüm Hristiyanlara burada istenmedikleri ve bölgeyi terk etmeleri” mesajı veriliyor.
Özerk Kürt idaresine bağlı emniyet güçleri güvenliği sağlamak için kalabalık mahallelere yakın ana yollara ve kiliseler ile Hristiyanların yaşadıkların bölgelere kontrol noktaları kurdu.
Saldırıların “terör örgütleri”nin işi olduğunu ve kilise yakınlarında patlayan bombanın “sivil barışı hedef aldığını” kaydeden Asayiş, “Vatandaşlarımızı tetikte olmaya, terörün ve destekçilerinin yok edilmesi için şüphe uyandıran herhangi bir araç ya da faaliyeti en yakın Asayiş birimine bildirmeye çağırıyoruz” açıklamasını yaptı.
17 Temmuz’da Haseke’nin El Guayran mahallesindeki Asayiş noktasında hurda bir arabanın patlatılması sonucu üç kişi yaralandı. Haseke sakinlerinden Yara Fedvan Al-Monitor’a şunları aktardı: “Anlaşılan hiçbir zaman huzurlu ve sakin bir yaşantımız olmayacak. İki gün içinde beş bombalı saldırı yaşadık. Mesele kaç kişinin öldüğü değil bize verdikleri ‘gidin’ mesajı.”
Saldırılara ilişkin gelişmeleri Facebook hesabından takip ettiğini belirten Fedvan şöyle devam etti: “Güvenli evlerimizde oturmak bir çözüm değil ama dışarı çıkmak da çok tehlikeli. Sanırım teröristler bizi öldürmek için doğru anı kolluyorlar.”
Asayiş güvenlik gereği 11 Temmuz’dan sonra sivillerin ve askeri personelin motosiklet kullanmalarını yasakladı. Yalnızca Kürt idaresinden resmi plakalı motosikletlerin sokağa çıkmasına izin verildi.
Saadi ise Haseke ve Kamışlı’da aynı gün meydana gelen saldırılar arasındaki farklılıklara dikkat çekti: “Haseke’deki saldırılarda motosikletler kullanıldı ve hedefler askeriydi. Kamışlı’da ise Hristiyanların önemli dini sembolleri hedef alındı. (...) Saldırı birkaç dakika sonra yaşansaydı yüzlerce kadın, çocuk, yaşlı ölebilirdi."