TEV-DEM'den Rejime çağrı
Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, Türkiye'nin Rojava harekatı, Suriye yönetiminin tutumu ve Suriye Anayasa Komitesi'ne ilişkin ANHA’ya konuştu.
Suriye Demokratik Güçleri (DSG) ile Suriye hükümetinin Türkiye-Suriye sınırının korunması konusunda yaptığı anlaşma ve ardından Suriye Savunma Bakanlığı tarafından yapılan "Suriye ordusuna katılın" çağrısını değerlendiren Xelîl, "Bölgede yaşanan gelişmelere göre resmi bir açıklama yapılmasını bekliyoruz. Çünkü Suriye parçalanıyor. Bu bölgelere Dera ve Humus gibi yaklaşmaları mümkün değildir. Burada yönetim ve kurumlar var. Rejimin açıklamaları Suriye krizine siyasi bir çözüm bulunmasını istemediğini gösteriyor. Tavırları krizin çözümüne hizmet etmiyor. Suriye rejimiyle yapılan anlaşma Suriye topraklarını işgalden koruma temelindeydi. Konu Özerk Yönetim ve onun geleceği değildi. Rejim, Türk devletinin işgal saldırılarına karşı sorumluluğunu yerine getirmeliydi. Suriye rejimi Kürt halkının haklarına nasıl bakıyor? Açıklama Suriye topraklarının daha fazla işgal edilmesine neden olabilir, Suriye krizi daha çok derinleştirebilir. Söylemek istediğim şey rejimin açıklaması yaşanan gelişmeleri iyi bir şekilde değerlendirmiyor. Rejim doğru hesap yapmalı ve tavrını düzeltmelidir" diye konuştu.
'Önemli Olan Diyaloğu Başlatmak'
Kontrolleri altındaki bölgelere giren Suriye ordu güçlerinin direnemediğini belirten Aldar Xelîl, "Rejim güçleri bölgeye girdi fakat direnemiyor, öyle ki kendilerine gönderilen silahlar bölgeyi işgalcilikten koruyacak kapasitede değil. Bu da gösteriyor ki Suriye rejiminin, Suriye topraklarını işgalciliğe karşı koruma konusundaki tutumu ciddi değil. Tutumları yalnızca açıklamalarla sınırlı. İyi bilinmelidir ki, Suriye topraklarını koruyan ve korumaya devam eden güç, Demokratik Suriye Güçleri’dir. Bölgenin tüm bileşenlerinden oluşan yönetim modelimiz de örnek bir yönetimdir. Bizler bu esaslar üzerinde projemizi Suriye’nin tüm bölgelerine nasıl yayabiliriz diye düşünüyoruz. Şimdi önemli olan masaya oturup diyalog sürecini başlatmaktır. Eğer bu gerçekleşirse ülkenin nasıl yönetileceği konusundaki ve Suriye anayasası için değerlendirmelerimizi de sunarız. O zaman yönetimimizin doğallığı ve işleyişini tartışabiliriz." dedi.
'Petrolle Alakamız Yok'
Bölgeden askerlerini çeken ABD'nin tutumunu da eleştiren Xelîl, şöyle devam etti: "'Petrolü korumak için buradayız' diyorlar. Petrolle ya da ekonomiyle alakalı hiçbir sorunumuz yok. Amacımız demokratik bir devrimdir ve halkımızın meşru haklarına ulaşmasıdır. Rusya da Suriye’nin yanında olduğunu söylüyor. Ancak Suriye askerlerine saldırı olduğunda, bazıları esir düştüğünde Rusya hiçbir tutum göstermedi. Rusya, yalnızca rejim güçlerinin sınırda olması durumunda Türkiye’nin saldırmayacağını söylüyordu. Ama Türkiye saldırdı. Bununla birlikte Rusya, Erdoğan’ın saldırılarında ortak olarak görünüyor. Bu da Rusya’nın amacının Suriye halkının çıkarları olmadığını gösteriyor. Hatta rejim de egemenliğini nasıl koruyacağını, dünyaya nasıl ‘ben döndüm’ demeyi düşünüyor."
'Halkın Temsilcileri Cenevre'ye Davet Edilmedi'
Cenevre’de düzenlenen Suriye Anayasa Komitesi toplantısını da değerlendiren Xelîl, "Suriye halkının ve Suriye devriminin gerçek temsilcileri katılmalıydı. Fakat Kürt halkının haklarını tanımayanlar toplantıya davet edildi. Onları tanımıyoruz. Onlar, Kürt ve demokrasi kelimelerini bile kabul etmiyorlar. Onlar, Suriye halklarının oluşturduğu mozaiği kabul etmiyorlar. Hatta aralarında ‘muhalif’ adı altında rejimden daha gerici olan bazıları da var. Davet edilen diğer grup da rejimi temsil ediyor ve onlar da etkisiz, hiçbir şeyi değiştirecek güce sahip olmayan kişiler. Tüm bunlara rağmen halkın gerçek temsilcileri ya da diğer bir deyişle demokratik bir Suriye’yi inşa edebilecekler davet edilmedi. Ortaya çıkan tablo, bu toplantıyı organize edenlerin konuya ciddi ve hassas yaklaşmadığını, sadece Suriyeli bazı kesimleri bir arada toplayıp anayasa yapabileceklerini göstermek istediklerini gösteriyor. Bu şekilde demokratik bir anayasa oluşturulamaz" diye konuştu.