Yeneroğlu: Bu ülkede insanlar kaçırılıyor, işkence ediliyor, inanılmaz zalimlikler oluyor
AKP eski Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Medyascope'ta yaptığı açıklamalarda hem AKP'ye hem de uygulamalarına yönelik ağır eleştirilerde bulundu.
Yeneroğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle:
"Bu ülkede ben diyorum ki insan kaçırılıyor, bu ülkede insanlara işkence ediliyor, bu ülkede yüz binlerce insan terör örgütü üyeliğiyle suçlanıyor. Bu ülkede inanılmaz, inanılmaz zalimlikler oluyor. Bu çok net. Kimse kusura bakmasın. Sonuçta bunun hesabını vereceğiz.
Vicdanımıza her gün hesabını verdiğimiz gibi. Akşam evimize gittiğimizde çocuklarımızın yüzüne nasıl bakıyorsak Allah'a da hesap vereceğiz.
İnanan insanlar bunu bu şekilde değerlendirmedikten sonra, işin aslını esasını, insan onurunun ayaklar altına alındığı bir ortamı görmedikten sonra, efendim 'biraz teşkilatı değiştirelim, nepotizmi (yandaşlığı) biraz azaltalım' biz bu noktaları aştık artık, Türkiye otoriter rejimin çok ileri safhasına geldi.
Bundan sonraki süreç, Türkiye'nin geleceği ile ilgili çok tehlikeli barındıran bir süreç.Ben Rusya gibi bir ülkede yaşamak istemiyorum. Türki Cumhuriyetleri gibi ülkelerde yaşamak istemiyorum. Ben özgür bir ülkede yaşamak istiyorum. Ve bu özgürlüğümü de kelimelerle ifade etmek istiyorum. Özgürlük apolitik olduğunuz sürece özgürlük anlamına gelecekse ben öyle bir ülkede yaşamak istemiyorum. Öyle bir ülkede yaşamaktansa, Batı dünyasındaki her bir ülkeyi buna tercih ederim. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, insanların devlete karşı aidiyet bilinci zayıfladı.
Anket yapalım gençlere soralım, Türkiye'de mi yaşamak istiyorlar yurt dışında mı? Kimse S. Arabistan'da yaşamak istemiyor. İnsanlar Batı dünyasında yaşamak istiyor. Benim camiamdaki insanlar bunu aynaya bakarak sorgulamaları gerekiyor kendilerini.
Bir korku var. İnsanlar hedef olmaktan korkuyor. Ben hayatımda bir gün 'hocaefendi' kelimesini ağzıma almamış bir insanım. Ama istifamdan bir gün sonra, malum çetevari oluşum (Pelikan) beni PKK'ci, FETÖ'cü yaptı. Sonuçta bir zavallılar topluğu ama mesele bu değil. Mesele bir hukuk devletinde bunların nasıl olabildiği.
Türkiye'de toplumsal fay hatları o kadar derin, o kadar gerilmiş, her an her yerde patlayabilecek bir noktada ki, biz hızlı değil yavaş karar almak zorundayız. Birbirimizi anlamamız lazım.
'Yok ezelim' hemen bir an evvel karar alalım. Farklı mı düşünüyor, kesin vatan hainidir. Bu şekilde damgalayalım ki bunu da saçma sapan, bekaymış, Cumhuriyet mitingleri gibi insanı merkeze almayan bir (anlayışla) yapalım.Bugün 28 Şubat'ı yaşayan birçok insan, mütedeyyin insandan bahsediyorum, bana 'kusura bakmayın, biz o zaman eylem yapabiliyorduk, biz o zaman üniversitelerde sesimizi çıkarabiliyorduk' diyor. Bunların bugün hiçbiri yok ki. Toplanma, basın, fikir özgürlüğü diye bir şey kalmamış. Bunları görmemiz lazım."