103 amiral bildiri yayımladı, AK Parti hükümeti, tepki gösterdi
Türkiye'de 03 emekli amiralin 'Montrö' ve 'sarıklı amiral' tartışmalarına ilişkin yayınladığı bildiriye Cumhurbaşkanlığı, AK Parti ve TBMM Başkanı'ndan sert tepki geldi.
103 emekli amiral, Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın cübbe ve sarık ile fotoğraflarının ortaya çıkması ve son günlerde gündeme gelen Montrö Boğazlar Antlaşması'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iptal etme yetkisinde olduğuna dair tartışmalara ilişkin bir açıklama yaptı.
Açıklamada “tekkedeki amiral” tartışmalarıyla ilgili Atatürk ilkeleri hatırlatılırken, Montrö Sözleşmesi ile ilgili ise "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denildi.
Veryansın TV'de yayımlanan ve 103 amiralin imzasını taşıyan açıklama metninde şu ifadelere yer verildi:
"Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.
Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.
Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.
Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız."
Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanlığı, hükumet ve AK Parti’den sert tepki
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, emekli amirallerin yayımladığı bildiriye tepki göstererek "Yıllardır içeride, dışarıda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler" dedi.
Şentop, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Yıllardır içeride, dışarıda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler; belli. Kahraman milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETÖ'cü darbecileri değil, aynı kaynaktan beslendiğini bildiğimiz bütün darbe sevdalılarını da toprağa gömdü. Düşünce açıklama başka, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak başka" ifadeleriyle söz konusu bildiriye tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise, söz konusu bildiriye ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Altun açıklamasında bildiriye tepki göstererek şunları kaydetti:
"Neymiş, birkaç emekli amiral bir araya gelip bir "bildiri" yazmışlar! 5. kol unsurları da hemen heyecanlanmış.Oturun oturduğunuz yerde. O Türkiye eskide kaldı! Bu millet 15 Temmuz'da darbe heveslilerini nasıl tepelediğini dosta düşmana gösterdi. Haddinizi bilin! Siz kimsiniz? Ne hakla milli iradenin meşru temsilcilerine parmak sallıyorsunuz? Türkiye bir hukuk devletidir. Bunu asla unutmayın. Vesayetçiler bir daha asla demokrasimize zarar veremeyecek. Dış güçlerin ezik piyonları büyüyen, güçlenen Türkiye'nin önünü kesemeyecek!"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, yaptığı açıklamada bildiriye tepki göstererek, "Büyük Türk milleti üniformaya aşıktır. Üniformayı taşımak şereftir. O şerefi emekli olduktan sonra taşımak daha büyük şereftir. Demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları daima şükranla yad ederiz... Ya diğerleri" ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da bildiriye sosyal medya hesabından tepki gösterirken, şu ifadeleri kullandı:
"Eski Türkiye sevdalısı, vesayetçi, kendisini milli iradenin üstünde gören zihniyetin bazı temsilcileri yayınladıkları sözde bildiri ile siyasete akıl, millete ayar vermeye çalışıyorlar. O devirler geride kaldı! Haddinizi bilin!
İçinize sinmese de şunu çok iyi anlayın ki; bu millet, vatanı da, mavi vatanı da, demokrasiyi de, milli iradeyi de bedelini ödeyerek korumuştur ve koruyacaktır."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de tepkisinde şu ifadeleri kullandı:
“Bazı emekli amirallerin geçmişteki kötü ve çirkin olayları hatırlatan bir yöntem ve üslupla bildiri yayınlaması kabul edilemez. Bu yöntem ve üslubun siyasi hayatımızda neye karşılık geldiği bellidir.
Bir dönem taşıdıkları üniformayı ve sıfatları istismar eden bu kişilerin açıklaması yok hükmündendir. Bu yaptıkları hem milli iradeye hem de bir dönem taşıdıkları üniformaya saygısızlıktır. Bu, vesayet özlemiyle tutuşan bir zihniyetin canlı olduğunun da kanıtıdır.
Doğu Akdeniz’de hak ve menfaatlerimiz için güçlü bir mücadele verirken, birtakım emekli askerin suni gündemler üretmek suretiyle Mavi Vatan mücadelesini yürüten Cumhurbaşkanlığı makamını ve Hükümetimizi hedef almasına en güçlü cevapları vermeye devam edeceğiz.”