'ABD ile Rusya, Suriye'yi paylaşma anlaşması mı yaptı?
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller, "ABD ile Rusya ‘paylaşım anlaşması’ mı yaptı" başlıklı, 28 Mayıs tarihli yazısında, ABD ile Rusya'nın Suriye'deki güç ve çıkar mücadelesinde aldığı konumları irdeledi.
ABD ve Rusya'nın II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa’yı paylaşma anlaşması yaptığını ve bunun Ortadoğu için de uygulanırlığı olabileceğini belirten Güller, buna karşın mevcut tabloda iki küresel gücün Ortadoğu'da karşıt konumlarını koruduğuna işaret etti ve ekledi:
"ABD ve Rusya Ortadoğu’da karşıt cephededir ve mücadeleleri/çarpışmaları sürmekte hatta Doğu Akdeniz’e genişleyeceğinin işaretlerini vermektedir. Daha dün ABD Donanması bir açıklama yaparak Rus Su-35’lerinin Doğu Akdeniz’de ABD’ye ait keşif uçağına tehlikeli önleme yaptığını duyurmuştur (27.05.2020)."
Güller, ortaya çıkan işaretlerin iki büyük güç arasında Suriye'de bir ortaklıktan ziyade derinleşen bir çatışmaya işaret ettiğini belirtti ve ABD'ni Rusya için 'bataklık yaratma' hedefinde ilerlediğini kaydetti.
"Suriye cephesi, Ukrayna cephesi gibi ABD ile Rusya arasındaki çatışmanın bir parçasıdır" yorumunu yapan Güller, tezlerini şu satırlarla sürdürdü:
"Elbette hemen her çatışmanın sonucunda iyi kötü bir anlaşma olur. Ancak çatışmanın süren doğası nedeniyle henüz öyle bir son gelmemiştir. Dahası ortada bir 'paylaşım' süreci de yoktur.
Tersine, ABD’nin Suriye’yi Rusya için bataklık yapma hedefi vardır! ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey bunu açık açık dile getirdi: “Suriye’deki askeri varlığımızı devam ettireceğiz ve amacımız Rusya için Suriye’de savaşı ‘çıkmaz’ haline getirmek” (14.5.2020).
Kısacası 'ABD’nin Çin’e yönelmek için Ortadoğu’yu Rusya’ya bırakacağı' iddiası, eşyanın tabiatına aykırıdır.
ABD Ortadoğu’dan er geç çekilecektir (ve parça parça çekilmektedir) ancak bu bölgenin direnişiyle olmaktadır/olacaktır, sözleşmeyi Rusya’ya devretmesiyle değil!
Kaldı ki ABD hegemonyası iniştedir ve ABD savunmadır; Ortadoğu bir yönüyle hâlâ ABD’nin Çin’e ve Rusya’ya karşı savunma hattıdır.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun sekiz saatlik İsrail ziyareti, “ilhak planını” konuşmaktan çok ABD’nin Çin-İsrail işbirliğinden duyduğu rahatsızlığı belirtmek içindi. Pompeo, “İsrail’in Çin ile işbirliği yapması, Washington’un Tel Aviv ile önemli projelerde çalışmasını tehlikeye atıyor” demişti. (14.5.2020)
Çok değil, iki hafta sonra şu gelişme yaşandı: “İsrail’de yaklaşık 1.5 milyar dolara mal olması beklenen deniz suyu arıtma tesisinin kurulumu için yapılan ihalede son ikiye kalan Çinli bir firma ABD’nin baskıları nedeniyle ihaleden çekildi” (27.5.2020).
Yani ABD, Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin Ortadoğu bağını kesebilme sorunu ile karşı karşıyadır ve parça parça asker çekse de önünde böylesi bir iş olacaktır.
Diğer yandan ABD’nin İsrail’in ilişkileri açısından rahatsızlığı Çin-İsrail işbirliğinden ibaret değildir, Rusya-İsrail ilişkilerinden de rahatsızdır!"