ABD'nin çekilmesi halinde Irak'ı bekleyen muhtemel senaryolar

ABD'nin çekilmesi halinde Irak'ı bekleyen muhtemel senaryolar


Şark'ul Avsat'ta yer alan haberde Irak’ta özellikle İran destekli Şii partiler, ABD güçlerinin ülkeden çıkarılması konusunda baskıyı sürdürürken, gözlemciler bu adımın siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda yol açabileceği muhtemel problemlere karşı uyarıyor.

ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesinin önündeki en büyük sorun ise bu adımın Kürt ve Sünni bölgelerde uygulanması olarak gösteriliyor. Zira söz konusu bölgelerde bu yönde bir uygulamanın Irak siyasetinde ve toplumunda çatırdamalara neden olabileceği endişesi dile getiriliyor.

Kürt siyasi partiler, bu adımın atılması halinde Türkiye ve İran ile olan sınır bölgelerinin tehlikeye girebileceğine ve Bağdat-Erbil ilişkilerinde bazı sorunlara kapı aralayabileceğine işaret ediyor.

Irak’ın batısında Sünni nüfusun çoğunlukta olduğu kentlerde ‘Sünni Bölge’ oluşturulması yönündeki iddiaların dile getirildiği bir ortamda, gözlemciler ABD güçlerinin bu bölgelerden çekilmesi durumunda bölgenin İran destekli grupların denetimine girmesinden, ülkenin bölünmesinden ve iç savaşın patlak vermesinden kaygı duyuyor.

ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesi halinde Bağdat’ın karşılaşabileceği en büyük problem muhtemelen bu güçlerin çekilmesiyle oluşacak boşluğun doldurulmasıdır. Irak Silahlı Kuvvetler’in gelecekte oluşabilecek güvenlik risklerini ortadan kaldırabilme gücüne sahip olup olmadığı meselesi tartışılan konular arasında yer alıyor. Ayrıca bu adımın atılmasıyla Irak’ın bölgede yalnızlaşabileceği ihtimali dillendiriliyor.

Şartlı çekilme

Irak’ta ABD güçlerinin çekilmesini savunan grupta Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi ile İran destekli Hadi el-Amiri’nin liderliğindeki Fetih Koalisyonu yer alırken, bu çekilmeye muhalefet eden grupta ise Kürt ve Sünni partilerin yanı sıra Irak’ın eski Başbakanı Haydar el-İbadi öncülüğündeki Şii Nasr Koalisyonu bulunuyor.

Irak’ta dün sosyal medya hesapları üzerinden dolaşıma koyulan fotoğrafta Mukteda es-Sadr’ın Ketaib Seyyid eş-Şuheda örgütü lideri Ebu Ala el-Velayi başta olmak üzere Şii silahlı milis grup liderleriyle bir araya geldiği görülüyor. Görüşmenin İran’ın Kum kentinde gerçekleştiği belirtildi.

Velayi, görüşmeye ilişkin Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Muhendis’in kanları ikinci kez zafer kazandı ve direnişçilerin çabalarını birleştirdi. Hoşgörüsü için sayın Mukteda es-Sadr’a teşekkür ederim” diye yazdı.

Sadr ile söz konusu gruplar arasında ihtilaflı konuların olduğu biliniyor. Ancak söz konusu görüşmenin ABD askerlerinin ülkeden çıkarılması hedefiyle gerçekleştiği belirtiliyor.

ABD Başkanı Donald Trump ise FOX News yayınında konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Irak'ta dünyanın en pahalı havalimanı tesislerinden birini oluşturmuşuz. Eğer ayrılacaksak bize elçilikler için, inşa ettiğimiz yapılar için, yaptığımız yatırım için para ödemek zorundasınız. 35 milyar dolar para harcamışız. Bence onlar da bu parayı ödeme konusunda hemfikir olacaklardır. Yoksa biz orada kalacağız” ifadelerini kullanmıştı.

ABD destekli ‘Sünni Bölge’

Irak basınında daha önce Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi ve bazı önde gelen Sünni liderlerin, ilk aşamada Anbar ve Selahaddin şehirlerini içine alacak bir Sünni bölgesinin oluşturulmasına dair gerekli planları görüşmek üzere Dubai'de bir araya geldikleri yönünde haberler çıktı.

Söz konusu haberlerde, İran’ın Irak’taki etkisinden rahatsız olan ABD ve Körfez ülkelerinin bu görüşmeyi destekledikleri iddia edildi.

Independent Arabia’ya konuşan bir kaynak, “Sünni gruplar, İran'a yakın güçlerin artan etkisini engelleme çerçevesinde Arap dünyasının ve Türkiye’nin yanı sıra ABD’nin desteğini alan bir bölge kurma hazırlığında” ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen kaynak, “ Sünni liderler, ABD'nin bu bölgelerde kalma ve geri çekilmeme güvencesi karşılığında, bölgeyi silahlı grupların etkisinden kurtarmak için bu alanlarda otoritesini ilan etme fırsatı buldu” dedi.

Duygusal çağrı

Iraklı Sünni lider Esil en-Nuceyfi, Sünni Bölge oluşturma iddialarını yalanlayarak, Irak’ta temel altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi için idari bölgelerin kurulmasını desteklediğini belirtti.

Nuceyfi, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Öncelik, sadece Irak halkı tarafından kabul edilen temsilciler arasında sakin bir diyalog ışığında çözülebilecek tartışmalı konuların gündeme getirme çabası değil siyasi durumun kapsamlı bir şekilde düzeltilmesini desteklemek olmalıdır. Mezhep temelli bir bölge kurma çağrısı, duygusal bir çağrıdır. Bunun, sonuçlarını hesaplamadan ABD güçlerinin çıkarılması yönündeki çağrılardan farkı yok” ifadelerini kullandı.

Güvenlik boşluğu

Gözlemciler, ABD güçlerinin çekilmesi halinde Irak Silahlı Kuvvetleri’nin dolduramayacağı bir güvenlik boşluğunun oluşabileceğine dikkat çekerek, İran destekli silahlı milislerin otoritesini dayatmak için bu boşluktan faydalanabileceği endişesini dile getiriyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Irak Savunma Bakanlığı eski müsteşarı Maan el-Cuburi, yaptığı açıklamada, “ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesi güvenlik boşluğuna neden olacaktır. Zira ABD güçleri ülkedeki askeri sistemin önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu güçler silah, eğitim ve istihbarat alanlarında destek sağlıyor” dedi.

Cuburi, açıklamasının devamında, “Uluslararası Koalisyon’un çekilmesi, bazı gruplara oluşacak boşluğu doldurma fırsatı sunacaktır. Bu da siyasi partiler arasındaki dengelerin bozulmasıyla sonuçlanır. Bu çekilmeden en çok kazanç sağlayacak olan taraf İran destekli silahlı gruplardır. Çekilme söz konusu güçlere bu bölgeyle ilgili proje ve ajandasını uygulama fırsatı sağlayacaktır” diye konuştu.

Karşıt dengeler

Gözlemciler, çekilmenin aynı zamanda Irak toplumunda bölünmeye neden olabileceği ve bunun Irak’ın İran’a teslim edilmesi anlamına geleceğini ifade ediyor.

Irak Stratejik Araştırmalar Grubu Başkanı Vasık el-Haşimi, yaptığı açıklamada, “ABD güçlerinin ülkeden çıkarılmasıyla ilgili apaçık bir zorluk var. Nitekim Iraklı güçler, DEAŞ ile mücadele edecek, ülkeyi koruyabilecek askeri donanıma sahip değil” dedi.

Haşimi, açıklamasının devamında şunları söyledi;

“Kürt ve Sünni güçler, ABD kuvvetlerini İran’a karşı bir denge unsuru olarak görüyor. Zira Sünniler, parlamentonun yabancı güçlerin çıkarılması kararını onaylamasının ardından ABD ve Körfez ülkelerinin desteğiyle Sünni Bölge kurma çalışmalarına başladı. Bazı Kürt çevreler, ayrılıktan ve Kürt Devleti’nden konuşmaya başladı. Bu asla gerçekleşmeyecek ancak yine de bu konuşmalar duydukları baskı nedeniyle yapılıyor. Bu yöndeki konuşmalar, ABD güçlerinin çıkmasıyla meydanın İran’a kalmasından endişe eden tarafların denge oluşturmak amaçlı verdiği sinyallerdir. Şii partiler arasında da silahlı gruplardan korkanlar var. Yani bu kararın uygulanması toplumsal bölünmeyi beraberinde getirecektir. Bu durumdan ne Sünniler ne de Kürtler razı. Sünni vekiller, ABD’nin çekilmesi sonrasında Irak’ın İran’a teslim edilmeyeceği konusunda güvence istiyorlar.”

Irak hava sahası

Uzmanlar, Irak hava sahası güvenliğinin büyük ölçüde ABD’ye dayandığına dikkat çekerek, ABD güçlerinin çekilmesi halinde bu alanda büyük sorunlar yaşanabileceğini söylüyor.

Independent Arabia’ya konuşan stratejist Ahmed eş-Şerifi, “Modern savaşların en kritik noktası hava sahası egemenliğidir. Irak bu alanı koruyamıyor ve bu konuda ABD’den destek alıyor. Kim ABD askerlerinin çekilmesinden bahsederse Irak hava sahasını büyük problemlere açmış olur. ABD ve Uluslararası Koalisyon’un Irak’taki varlığı ülkenin demokratik çerçevede kalmasının güvencesidir. Irak Ordusu silahsızdır ve ABD’nin çekilmesi silahlı kanadı bulunan siyasi partilere demokrasiye darbe vurma fırsatı verir” ifadelerini kullandı.

Tazminat yok

ABD Başkanı Donald Trump’ın çekilmek için ‘tazminat’ istediği açıklamasına cevap Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin Sözcüsü Saad el-Hadisi’den geldi.

Hadisi, dünkü açıklamasında, Trump’ın açıklamasına atıfla, “Bu tutumlar medya üzerinden yayınlanmıştır. Biz, iki ülke arasında doğrudan iletişim yoluyla yapılan resmi diplomatik kanallarla muhatap oluruz. ABD tarafından resmi olarak çekilme karşılığında bir mali tazminat talep etmiş değil. Çekilme sadece ABD güçlerini değil, 2014 yılında Irak Hükümeti’nin talebine binaen gelen tüm Uluslararası Koalisyon güçlerini kapsıyor” dedi.

ABD'nin Irak Maslahatgüzarı Joey Hood, Şubat 2019’da yaptığı açıklamada, “Irak hükümetinin talep etmesi halinde (ABD) güçlerimiz, uluslararası koalisyon ve NATO güçleri ülkeden çekilebilir. Irak güvenlik güçleri, Irak'taki güvenliği korumaya henüz hazır değil. Bunu ancak yabancı güçlerin yardımıyla yapabilir” demişti

Hood ayrıca Irak'ta sadece askeri danışman ve eğitmenlerinin bulunduğunu belirterek, ülkede ABD'ye ait herhangi bir askeri üs olmadığını ifade etmişti.