Duarte isimli IŞİD'li, Rojava'da tutuklu bulunduğu kampta örgüt hakkında bilinmeyenleri anlattı
Lüksenburg vatandaşı Steve Duarte, IŞİD ile nasıl temas kurduğunu ve nasıl katıldığını anlattı.Suriye’ye dini eğitim almak için gittiğini ancak kendisini IŞİD saflarında bulduğunu belirten Duarte, burada kaldığı süre boyunca herhangi bir çatışmaya katılmadığını savundu.Örgüt içerisinde yaşanan sorunları da anlatan Duarte, örgütün özellikle Demokratik Suriye Güçleri’ne (SDG) karşı toprak ve hakimiyet kaybettikten sonra sorunlarla karşılaştığını söyledi.Örgütün Suriye’deki son kalesi Bağoz’dan çıkarak DSG’ye teslim olan ilk grupta yer alan 32 yaşındaki Duarte, ülkesine dönerek yeni bir hayat kurmak istediğini belirtti.
Steve Duarte, Rojava’da tutuklu bulunduğu IŞİD kampında Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Hangi ülkeden ve niçin Suriye’ye geldin?
Ben Lüksenburgluyum. Suriye’ye Arap Cezaire bölgesinde dini ilimleri öğrenmek amacıyla geldi. Ancak Cezire bölgesindeki ilim okulunda okuyabilmek için bazı şartların yerine getirilmesi gerekiyor. Örneğin okumak isteyen öğrenincinin üniversite mezunu olması gerekiyor. Ama benim üniversite diplomam yoktu. Yine okumak isteyenlerin 25 yaşından küçük olması gerekiyor ve ben yaşça büyüktüm. Bu yüzden o okulada gitme şansım yoktu. Tam da bu süreçte facebook üzerinden biriyle tanıştım ve Cezire bölgesindeki okulda din dersi almak ve Arapça öğrenmek istediğimi ancak bulunduğum ülkede böyle bir şansın olmadığını söyledim. O da beni Suriye’ye davet etti ve bana ytardımcı olacağını söyledi.
Görüştüğün kişi kimdi?
Ebu Akil adında biriydi
IŞİD’li sorumlulardan biri miydi?
Hayır, sıradan bir Suriyeliydi ve çok sıradan bir sohbetimiz oldu. Sonra sosyal medya üzerinden hergün bu konuları konuşmaya başladık. Daha sonra Suriye’de onun bulunduğu bölgede yüksek okul varsa gelip dini ilimler hakkında eğitim görüp diploma almak istediğimi söyledim. O süreçte hem din bilgisi ve hem de Suriye’deki durum hakkında birçok kitap okudum.
Suriye’ye nasıl geldin?
Lüksenburg’dan uçakla İstanbul’a geldim. Oradan otobüsle Antap’e geçtim. Yolculuğum 17 saat kadar sürdü. Antep’ten de kaçak yollarla Suriye’ye, Cerablus’a geçtim.
Suriye’de hangi askeri karargahta bulundun?
Cerablus’ta 17 gün kaldım ama herhangi bir eğitim almadım. 17 gün boyunca hiçbir şey de görmedim. Daha sonra bir adam geldi, isimlerimizi okudu, benim de ismim listedeydi. Orada bana askeri eğitim alacağım bir karargaha gideceğimi söyledi. Ona buraya okul okumak için geldiğimi anlattım ama o bu konuyu daha sonra konuşacağımızı söyledi. Sonra yaklaşık bir ay o askeri karargahta kaldım.
Bahsettiğin karargah neredeydi?
Tabka ile Rakka arasında bir yerde. Bilemiyorum, karagahın ismini biliyorum ama…
Bahsettiğin şeyler hangi yıl oldu. 2014 müydü?
Evet, 2014’ün sonlarıydı.
Bağoz’dan nasıl çıktın?
Bir grupla birlikte çıktım. Aslında daha önce Bağoz’dan çıkmak istedim ama param yoktu, kaçakçılar da çok para istiyordu. Daha sonra biri gelip paramızı tamamladı ve ilk grupla oradan çıktım.
Örgüt içerisinde işin neydi?
Aslında ben onlarla fazla alışveriş içerisinde olmadım. Karargahtaki iki aydan sonra beni askeri işlere göndermek istediler ama ben savaşmak istemediğimi söyledim. Onlar da ne yapmak istediğimi ve neler yapabileceğimi sordular. Ben sadece din dersi almak istediğimi söyledim. Zaten baştan beri de oraya din dersi almak için gittiğimi belirtmiştim. Karargahta bulunan sorumlulardan biri bana şu an bölgede din dersi veren okul olmadığını söyledi. Ve bana ne yapabileceğimi sordu, ben de fotoğraf çekebileceğimi ve kamera kullanabileceğimi belirttim. Öylece beni basın-yayın bölümüne gönderdiler. Halep vilayetine bağlı Menbic’e gittim. Orada iki ay boyunca basın çalışmalarında kaldım. Daha sonra oradaki bir emir ile aramızda sorunlar yaşandı.
Bir emir mi?
Evet, IŞİD emiri ile aramızda sorunlar yaşandı ve beni oradan başka yere gönderdiler. Emir beni işe yaramaz biri olarak değerlendirdi. O zaman cebimde 2 bin dolar param vardı. Bu parayı yemek ve ihtiyaçlarım için kullanıyordum. Camilerde yatıyordum, birgün Menbic Hastansei’nde yattım ve daha sonra yaralandım.
O zaman evli miydin?
Hayır, henüz evlenmemiştim.
Daha sonra ne oldu?
Dediğim gibi, yaralandım ve belimdeki eklemlere şarapnel parçaları battı. Bu yüzden altı buçuk ay kadar yerimden doğrulamadım. Tedaviye ihtiyacım vardı ve beni yaralıların kaldığı ofise gönderdiler. Burada bana bir kart verildi ve her ay belli bir miktar para alıyordum. Daha sonra buradan çıktım. Basın işleriyle uğraştığım dönemde emir bana valiye verilmek üzere mühürlü bir evlilik belgesi vermişti. O belgeyi hep yanımda tutuyordum. Tedavim bittikten ve biraz iyileştikten sonra Rakka’ya gittim ve orada evlendim.
Evlendiğin kadın şimdi nerede?
Bilmiyorum, nerede olduğuna dair henrhangi bir fikrim yok. O da Bağoz’dan çıkan ilk grubun içindeydi ve daha sonra kadınları ve erkekleri birbirlerinden ayırdılar.
Kaç çocuğunuz var?
İki çocuğum var. 3 yaşında bir erkek ve 2 yaşında bir kız çocuğu.
Örgüt içerisinde ne tür sorunlar vardı yada en belirgin olanlar nelerdi?
İlk başta her türlü imkanları vardı. Petrol, para, yemek ve herşey vardı, bu yüzden de sorun yoktu. O zaman tek sorun evlilik ve kadın konusuydu. Emirler arasında kadın konusunda sorunlar yaşanıyordu ama yiyecek konusunda herhangi bir sorun yoktu. Bu daha sonra boyverdi. YPG ordusu IŞİD’in elindeki topraklara doğru ilerledikçe sorunlar çoğaldı. Emirler korktular ve artık yemek dağıtılmamaya başlandı. O süreç çok zorluydu, ne demek istediğimi anlıyor musun? Daha sonra yabancı örgüt üyeleri (muhacirler) ile Irak ve Suriyeli üyeler arasında sorunlar başladı. Birbirleri ile çatışmadılar ama derin sorunlar yaşandı. Mesela yemek az olduğunda bir Iraklı gelir, bunlar muhacirdir, Iraklılar sizi sevmez derdi. Böyle sorunlar işte.
Örgüt içerisinde Kürt olanlar da var mıydı?
Ben hiç Kürt görmedim fakat örgüt içerisinde Kürt olduğunu duydum. Sadece var olduklarını duydum. Ben hiç kimseye nereli olduğunu, nereden geldiğini sormuyordum. Biz birnirimizin işine karışmıyorduk. Ben basın işiyle uğraşıyordum, güzel yerlerin resimlerini çekiyordum o kadar. Baştan beri savaşmak istemediğimi ve askeri işlere katılmak istemediğimi söylemiştim zaten.
Lüksenburg’a dönmek istiyor musun?
Evet elbette. Ailemle birlikte dönmek istiyorum, dönüp çalışmak istiyorum. Tekrar IŞİD’e dönmek istemiyorum. Lüksenburg’a dönmek istiyorum ve yeni bir hayata başlamak istiyorum, beni anlıyor musun? Yepyeni bir iş ve çocuklarımı görmek istiyorum. Onların eğitimi ile ilgilenmek ve nasıl büyüdüklerini izlemek istiyorum.
Hala dini eğitim almak istiyor musun. Veya Müslümanlığı seçtin, bu kararından dönecek misin?
Eğitim almak istiyorum ama IŞİD’in inançları gibi değil. Evet ben Müslüman oldum ve İslamı seviyorum. Fakat IŞİD’de ben bu ahlak ve karakteri görmedim. Ve daha başlangıçta bu yapılanın doğru olmadığını söyledim. Daha sonra benim inandığım dinin bu olmadığını anladım. Ben şimdi Kutsal Kitap’ta anlatılanlarla onların yaptıkları arasındaki tezatları biliyorum. İkisinin arasında büyük bir fark var. Ben İslamı çocuğuklarım ve eşime öğretmek istiyorum. Fakat IŞİD’de olduğu gibi değil, kitapta olduğu gibi.
Eşin nereliydi?
Eşim Afrika kökenli fakat Fransa vatandaşı.
Örgütün elindeki Kürt esirleri gördün mü?
Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum. Alınan kararlardan, güvenlik ve daha büyük meselelerden haberim yoktu. Orada kaldığım zamanların çoğunda kartım yoktu ve hiçbir şey dinlemiyordum. Onlar da bana bilgi vermek istemiyorlardı. Bu sorun oldu çünkü ben daha sonra ticaret yapmak istedim.
Lüksenburg’daki ailenle bağlantın var mı?
Annemle konuştu ama IŞİD’in bulunduğu bölgelerde internet çok zayıftı. Son dönemde çok çok daha zayıftı. Fakat Lüksenburg’la konuşma fırsatım yoktu. En çok konuştuğumuz konu bana para göndermeleri konusuydu. Eşimi ve çocuklarımı IŞİD’in hakim olduğu alanların dışına çıkarmak istiyordum. Fakat internet çok çok kötüydü. Ayrıca annem de bana para göndermeye korkuyordu. Çünkü Avrupa’dan bir terör örgütüne para göndermek yasaktı. Bunun yasak olduğunu bildiğimi fakat bana acilen para lazım olduğunu ısrarla söylüyordum. Para konusu çok önemliydi. Fakat bunu yapamayacağını söyledi. Daha sonra annemden duydum ki Kürt güçleri ile IŞİD arasında böyle bir anlaşma var. Örgütten ayrılmak isteyenler teslim olabiliyormuş. O zaman ilk defa ayrılmak isteyen birinin ayrılabileceğini dudum. Annem bana para vermeden de Bağoz’dan ayrılabileceğimi aktardı. Böyle olunca ben de hemen ayrılmaya karar verdim. Anneme bunu nasıl öğrendiği sordum o da bana televizyondan ve haberlerden falan duyduğunu anlattı. Fakat bu bilgilerin resmi ve teyid edilmiş olduğunu söyledi. Ben de o zaman, “Süphanallah, ben buradayım annem Lüksenburg’da ama o bunu nasıl duymuş?” dedim. Bu bilginin doğru olabileceğine inandım ve IŞİD’den biri ile konuştum, o da bunun doğru olduğunu söyledi. Bana oradan ayrılacak bir grup olduğunu ve istersem onlarla çıkabileceğimi söyledi. Fakat ismimi yazdırmam gerektiğini de ekledi. Ama ben ismimi yazdırmadım, başka bir yol bularak eşimle birlikte o gruba katıldık.
Örgüte katıldığın için pişman mısın? Lüksenburg’da yargılanmaya razı mısın?
Evet, şimdi Lüksenburg’a dönmeyi düşünüyorum. Hapse gideceğim evet, tutuklanacağım ve pişmanım, hatalıydım. Bu hatam için hapse girmem gerekiyorsa girerim.
Şimdi ne yapmak istiyorsun
Ne mi istiyorum? Hapisten çıktıktan sonra normal bir hayat yaşamak istiyorum. Çocuklarıma baklak, oğluma ve kızıma hayatı öğretmek istiyorum. Hataları tanımalarını ve dinin temellerini öğretmek istiyorum. Onları uyararak aynı hataları yapmamalarını sağlamak istiyorum. Yeni bir hayat istiyorum. Allah izin verirse yeni bir yaşam istiyorum.
Kaç yaşındasın?
Şu an 32 yaşındayım.