Eski AİHM Yargıcı, AİHM’nin Demirtaş kararını değerlendirdi
Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen, mahkemenin eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili kararını ve iktidar kanadından gelen tepkileri değerlendirdi.
AİHM Büyük Daire, Demirtaş’ın ifade özgürlüğünün, özgürlük ve güvenlik hakkının siyasi nedenlerle ihlal edildiğine ve derhal tahliye edilmesine hükmetmişti. Türkiye’ye, kararı uygulamaktaki yükümlülüğünü hatırlatmıştı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kararı ‘ikiyüzlülük’ olarak niteleyip Demirtaş’ı suçlu ilan etmişti.
Mahkemenin başka bir davadaki kararını örnek gösteren Erdoğan şunları söylemişti: “AİHM bizim mahkemelerimiz yerine geçecek karar veremez. AİHM bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden istisnai bir adım attı. Bunlar siyasidir gerekçesini biliyoruz. 6-7 Ekim olaylarında onlarca vatandaşımızın ölümünün sorumlusunun tahliyesini istemesi çifte standarttır, ikiyüzlülüktür. İstisnasını bir kenara bıraksak bile, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise karar için “Anlamı olmayan, boşlukta bir karar” demişti.
"Tepkiler Türkiye'nin İmzasını Küçültüyor"
Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Türmen, AİHM’in iç mahkemelerimiz yerine karar vermediğini vurguladı.
Türmen şunları söyledi: “AİHM şunu yapıyor; ortada Türkiye’nin taraf olduğu bir sözleşme var. Bu sözleşmenin ihlal edilip edilmediğine bakıyor ve ‘İhlal edilmiştir’ diyor. O zaman Türkiye’nin yükümlülüğü, bu ihlali ortadan kaldıracak tedbirler almak. AİHM, kararında, bunun nasıl yapılacağını da söylüyor…”
Yapılması gerekenin Demirtaş’ı serbest bırakılması olduğunu belirten Türmen sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin bu sözleşmeye taraf olduğu için bir yükümlülüğü var. Bir taahhüt altına girmiş. Bununla da yetinmemiş, anayasasının 90’ıncı maddesine bir paragraf eklemiş. Burada da demiş ki, ‘AİHM kararlarıyla Türkiye’deki yasalar çelişirse AİHM kararlarına öncelik verilir…’ Yani AİHM Türk hukukunun bir parçası.”
Soylu’nun sözlerini değerlendiren Türmen, “Türkiye’nin sözleşmeye attığı imzanın hiçbir anlamı yoktur gibi bir kapıya çıkar. Attığı imzaya değer vermeyen, kendi imzanızı küçülten bir söylem bu” dedi.