Nizamettin Taş: Kuzey Kurdistan'da yeni bir siyasal harekete ihtiyaç var

Deneyimli Kürt siyasetçisi Nizamettin Taş, katıldığı bir tv programında, HDP'nin yanlış politikaları nedeniyle Kuzey Kurdistan'da oluşan siyasal boşluğu dolduracak Kürt ve Kurdistani bir ulusal hareketin örgütlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Nizamettin Taş: Kuzey Kurdistan'da yeni bir siyasal harekete ihtiyaç var

K24'te "Basî Roj” programının konuğu olarak son günlerin öne çıkan gelişmelerini değerlendiren Nizamettin Taş, PKK ve HDP'nin yürüttüğü hatalı politikaların Kürt halkının onyıllar boyunca, binlerce şehidin kanıyla elde ettiği kazanımların bir çırpıda yok edilmesine yol açtığı eleştirisinde bulundu.

Kürtlerin IŞİD karşıtı savaşla elde ettikleri popülariteyi kazanıma dönüştürmeleri gerektiğini dile getiren Taş, bilhassa Kuzey Kurdistan'da Hendek savaşlarının büyük bir kırılmayı yaşattığı, Kürt direnişinin ve ruhunun sembolü olan şehirlerin yerle bir edildiğini ve Kürt halkının siyasal aktörlerini cezalandırma yoluna gittiğini vurguladı.

Üst düzey yöneticileri tutuklanan ve halk tarafından cezalandırılan HDP'nin siyaset dışına itilmesi, diğer Kürt partilerinin ise halkla birleşememesi nedeniyle Kürt siyasal arenasında oluşan boşluğu siyasetin kaldıramayacağını ve buna mutlaka müdahale edilmesi gerektiğini dile getiren Nizamettin Taş, yeni bir siyasal hareketin siyaset sahnesine çıkabileceğinin sinyallerini verdi.

PKK'nin söylemleriyle eylemleri birbiriyle çelişmemeli

Şengal krizi konusunda PDK ile PKK arasında çatışma yaşanabileceği endişesinden dolayı hassas davranıldığını dile getiren Taş, Murat Karayılan'ın Stêrk TV'de katıldığı programda dile getirdiği "PDK ile PKK arasında, Şengal sorununun çözümü için diyalog halinde bulunulduğu, anlaşma gerçekleşmesi halinde kuvvetlerini Şengal'den çekmeyi düşündükleri” şeklindeki açıklamalarını olumlu değerlendirdiğini vurguladı.

Şengal'in durumunun iyi analiz edilmesi gerektiğini, Murat Karayılan'ın konuşmalarının da bu mihvalde değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Taş, "söz ile eylemin birbiriyle uyumlu olması halinde bu durumun olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebileceğini” vurguladı ve yarınlarda bugün gerçekleşen konuşmaların aksine gelişmelerin yaşanması halinde bu durumun olumlu bir tablo olmayacağına dikkat çekti.

IŞİD'in Kobanê kuşatmasının kırılmasında evvela ABD hava saldırılarının, ardından da Kürtlük bilinciyle oraya giden Peşmerge'nin çok önemli bir rol üstlendiğini hatırlatan Taş, ancak Peşmerge'nin Kobanê'de IŞİD tehdidi azaldıktan sonra, birtakım kesimlerin Peşmerge'nin kalması gerektiği ısrarlarına rağmen geri dönmeyi tercih ettiğine dikkat çekti.

Peşmerge'nin görevini gerçekleştirdikten sonra orada kalmaya ihtiyaç duymadığına vurguda bulunan Taş, buradan hareketle Kurdistan Bölgesi'nde Peşmerge'nin IŞİD'e büyük darbeler vurarak, IŞİD tehlikesini bertaraf ettiğini, IŞİD'in ilk saldırısı esnasında bölgeye destek için gelen PKK gerillalarının da güvenliğin sağlandığı bu süreçte hala Şengal'de bulunmayı sürdürmelerinin mantıklı bir izahının olmadığını dile getirdi.

PKK Şengal'de 10 bin kişilik silahlı bir güç oluşturmak istediğini defalarca dile getirdi

Şengal'deki HPG varlığının, Şengal'in yeniden inşası için çalışan Kurdistan Bölgesi hükümeti ile uluslararası yardım kuruluşlarının girişimlerini engelleyerek ciddi bir handikap oluştursa da asıl tehdidin bunlar olmadığına dikkat çeken Nizamettin Taş, bu tehditleri şöyle sıraladı:

"PKK'nin Şengal'de oluşturduğu silahlı güç resmi olarak Haşdi Şabi komutasında bulunuyor ve maaşları Bağdat tarafından ödeniyor. PKK'nin daha önce dile getirdiği ve bizim de çok iyi bildiğimiz bir durum söz konusu. PKK burada 10 bin kişilik bir silahlı güç oluşturmak istediğini defalarca dile getirdi. Şengal gibi küçük bir alanda, bir Kolordu'luk güce kim neden ihtiyaç duyabilir? Bu çok ciddi değerlendirilmelidir.

PKK, Şengal'deki varlığıyla İran'ın Şii Hilal'i projesine hizmet ediyor

Bir diğer önemli husus ta Şengal'in stratejik konumu. Şengal Güney, Batı ve Kuzey Kurdistan'ın bileşke noktasında bulunuyor. Burayı kim kontrol altında tutarsa her üç parçaya da direk nüfuz edebilir. Kürtler için Şengal üç parçaya köprü vazifesi gören bir noktadadır. Burayı Kürtler değil de Haşdi Şabi, yani Şiiler kontrol altına alırlarsa, bu direk olarak İran'ın egemenliğinin tesisi anlamına gelir ki, Şengal'deki tüm gelişmeleri İran'dan bağımsız olarak değerlendiremeyiz. Şengal gerçekte tam anlamıyla İran'ın yönlendirdiği bir projedir.”

Kurdistan'ı işgal etmiş olan ülkelerin en büyük korkularının Güney ile Batı Kurdistan'ın birleşerek Akdeniz'e açılan büyük Kurdistan olduğuna dikkat çeken Nizamettin Taş, Türkiye'nin açık bir şekilde ifade ettiği gibi Cerablus ve El Bab'a operasyon düzenlemek vasıtasıyla Kobanê ve Afrîn'in birleşmesini engellediğini vurguladı.

Bu operasyonun bir benzerinin ise Güney ile Batı Kurdistan arasında kritik bir noktada bulunan Şengal'in kontrol edilmesi vasıtasıyla İran tarafından organize edildiğine dikkat çeken Nizamettin Taş, İran'ın "Altın Hilal” olarak adlandırılan bir Şii Kuşağı'nı oluşturmak istediğini ve bu Hilalin tesisi için Şengal'e çok büyük bir önem atfettiğini belirtti.

PKK'nin Şengal'deki varlığının İran'ın Haşdi Şabi vasıtasıyla oluşturmak istediği merkezi stratejik üsse hizmet ettiğini, bununla birlikte Türkiye'ye de müdahale edebilmek için bir gerekçe sunduğunu dile getiren Taş, PKK'yi İran'ın ve Türkiye'nin çıkarlarına hizmet etmekten vazgeçmeye davet etti.

Karayılan'ın konuşmasında ifade ettiği anlaşma gerçekleştiği taktirde güçlerini çekecekleri söylemini doğru bulmayan Nizamettin Taş, PKK'nin hiçbir şart ileri sürmeden en kısa süre içinde tüm güçlerini buradan çekerek Haşdi Şabi ve dolayısıyla İran'ın siyasi emellerine alet olmaktan vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

Haşdi Şabi güçlerinin Batı Kurdistan'a geçerek Haseke ve Qamişlo bölgelerinde üslendikleri iddialarının gerçek olması halinde bunun Kurdistan için son derece vahim sonuçları olacağını dile getiren Nizamettin Taş, Rojava Peşmergelerinin geçemediği Batı Kurdistan'a Haşdi Şabi güçlerinin ellerini kollarını sallayarak geçmelerinin kabul edilebilir bir yanının olmadığını vurguladı.

Haşdi Şabi güçlerinin Rojava'ya geçmelerinin, İran'ın Şengal vasıtasıyla gerçekleştirmek istediği müdahalenin başladığı anlamına geldiğini dile getiren Nizamettin Taş, PYD ve YPG'nin bu duruma izin vermelerinin anlaşılır bir yanının bulunmadığını belirtti.

PKK'nin, Murat Karayılan'ın ifade ettiği gibi süregelen görüşmeleri çok fazla uzatmadan ve tadını kaçırmadan neticelendirmesi ve güçlerini Şengal'den en kısa süre içerisinde çekmesi gerektiğini ısrarla vurgulayan Nizamettin Taş, Türkiye, İran veya Irak'ın Şengal'e müdahale etmeleri için daha fazla gerekçe sunmaması gerektiğini belirtti.

Kuzey ve Batı Kurdistan'da şehit kanıyla elde edilen tüm kazanımlar heba ediliyor

Programın sunucusu tarafından Rojava – Kuzey Suriye Federal sistemi isminden önce Rojava Kurdistan'ının, ardından Rojava'nın çıkarılması hususundaki düşünceleri sorulan Nizamettin Taş, Batı Kurdistan'ın Rojava olarak adlandırılmasının Kürtler dışındaki tüm çevreler tarafından, içinde Kürt ve Kurdistani bir ruh barındırmadığı ve coğrafi bir kavram olduğu için hemen benimsendiğini, hatta nasıl böyle bir kavramla tanımlarlar hayretinin yaşandığını hatırlattı ve en büyük hatanın bu kavram olduğunu dile getirdi.

PKK'nin önderliğinde Kuzey Kurdistan'da Türkiyelileşme adı altında sürdürülen politikalar sonucunda, Kürtlerin binlerce şehidin kanı pahasına elde edilen tüm kazanımlarının yerle bir edildiğine atıfta bulunan Taş, önlem alınmadığı taktirde bu gelişmenin bir benzerinin de Rojava'da yaşanmasının kuvvetle muhtemel olacağını dile getirdi.

Haşdi Şabi güçlerinin Haseke ve Qamişlo'da üstlenmelerinin Kürtler için çok büyük bir tehlike olduğu uyarısında bulunan Taş, Halep'i ele geçiren Suriye ordusu generalinin, henüz Halep muhalif cihatçılardan temizlenmemişken, Kürt güçlerinin Halep'i terketmesi söyleminde bulunmasının Suriye'nin güçlenir güçlenmez Kürtleri hedefleyeceğinin, Kürtlere ufacık bir siyasal hak dahi tanımayacağının işaretçisi olduğunu vurguladı.

Kürtlerin Batı Kurdistan'da, şehit kanı ile elde ettiği kazanımların da, tıpkı Kuzey Kurdistan'da olduğu gibi, Kürtler dışındaki irili ufaklı tüm toplumsal unsurlarla gerçekleştirilen ittifaklar ve yanlış politikalar nedeniyle heba etme tehlikesiyle karşı karşı olduğu uyarısında bulunan Nizamettin Taş, bu yanlış politikalardan ivedilikle vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Kürt Devletini istemeyenlerin, Kurdistan'ı ilkellikle suçlayanların Ulusal Kongre istemleri samimiyetsizliktir

Kurdistan Ulusal Kongresi'nin oluşturulmasının ve Kürt partilerinin aralarındaki sorunlara çözüm üretmesinin her Kürt yurtseverinin önceliği olduğunu dile getiren Nizamettin Taş, ancak bu konuda bilhassa PKK'nin şahsında bir samimiyetin bulunmadığına, partiler arasında çözüm bekleyen sorunların bulunduğuna dikkat çekti.

PKK'nin ve yönlendirdiği kurumların bir yandan her fırsatta bağımsız bir Kürt devleti istemediklerini, Kürt ulusalcılığına ve Kurdistan'a karşı olduklarını yinelerken, diğer yandan Ulusal bir kongreden bahsetmelerinin tutarlı bir yönünün bulunmadığına dikkat çeken Taş, Türkiyelileşme sloganı ile yola çıkan bir parti veya Kuzey Suriye'yi hedefleyen bir parti ile ulusal sorunların çözülemeyeceğini vurguladı ve mevcut şartlarda ulusal bir kongre için şartların oluşmadığını dile getirdi.

Hendek Savaşları Kürtlere, Şeyh Sait'ten de, Dersim'den de daha vahim bir kırılmayı yaşattı

Kuzey Kurdistan'da 2015 ile 2016 yılında yaşanan gelişmelerin muazzam bir siyasal başarısızlıkla sonuçlandığını dile getiren Taş, yüzde 13 oy ve 80 milletvekilliğinin kazanıldığı 7 Haziran seçimlerinin doğru analiz edilmesi halinde bugün mevcut AKP-MHP ittifağının yerinde AKP-HDP ittifağının bulunacağını ve Kürtlerin siyaset dışına itilmemiş olacaklarını dile getirdi.

Kimi çevrelerin dile getirdiği gibi, Erdoğan'ın gerçekte AKP-HDP ittifağını hiçbir zaman kabullenemeyebileceğini, bunun doğru olabileceğini dile getiren Taş, buna rağmen siyaseti faaliyetlerin rakiplerin düşüncelerine göre değil, halkın çıkarları ve siyaset kurumunun realitesi üzerinden olgunlaştırılması gerektiğini belirtti.

6 milyonun üzerinde oy kullanan insan, 80 milletvekili ile HDP'ye siyaset yapma ve ülkeyi yönetme vazifesi verdiğini ancak bunun doğru değerlendirilmediğini dile getiren Taş, bugün yaşanan siyasal kayıpların temelinde bu yanlış siyasi yaklaşımın bulunduğunu belirtti.

Yüzlerce Kürt gencinin, Kürt direnişinin ve ruhunu sembolize eden şehirlerde namluların ucuna kurban olarak itildiği Hendek savaşlarının Kürtlere tarihlerinde Şeyh Sait ve Dersim isyanlarından çok daha vahim bir kırılmayı yaşattığına dikkat çeken Nizamettin Taş, bir çağrıyla yüzbinleri alanlara toplayan Kürt siyasetinin gelinen aşamada, Başkanı ve yüzlerce belediye başkanı ile partilisi göz altına alınmasına rağmen 10 kişiyi dahi toplayamadığını, bunun da açık bir şekilde halkın HDP'yi ve PKK'yi cezalandırdığı anlamına geldiğini vurguladı.

Güney Kurdistan ile Batı Kurdistan'daki gelişmeler ve mücadelenin Kuzey Kurdistan'daki kırılmanın boyutlarını minimumda sınırlandırdığına dikkat çeken Nizamettin Taş, Hendek Savaşlarının Kuzey Kurdistan'a yaşattığı muazzam kırılmanın iki parçadaki mücadele sayesinde tükenme aşamasına gelmediğini vurguladı.

Kürtlerin, ileri sürüldüğü gibi Hendek Savaşlarının ardından korkarak geri çekilmediğine, 92'lerde serhildanlarda direnen Kürtler ile Hendek Savaşlarındaki kürtlerin aynı cesarete ve kahramanlığa sahip olduğuna dikkat çeken Nizamettin Taş, Kürtlerin dün olduğu gibi bugün de Kürt ve Kurdistan davası için ölüme koştuğunu, bedenini kurşunlara siper yaptığını ve bedeller ödediğini dile getirdi. Kürtlerin artık ulusal bir davanın hedeflenmediğini, Türk solunun anlamsız özgürlükleri için mücadelelerinin heba edildiğini farkettiklerini belirten Nizamettin Taş, insanların deyim yerindeyse bir hiç uğruna ölüme yürümeyeceklerini vurguladı.

Siyaset boşluk kabul etmez, müdahale edilmeli

Kuzey Kurdistan'da inanmadığı ve kendisine zarar veren hatalı siyaset nedeniyle Kürt halkının geçici bir süre için kendini mücadeleden geri çektiğini, ancak kesinlikle Kürt ve Kurdistani ruhundan ödün vermediğini dile getiren Nizamettin Taş, HDP'nin güç kaybetmesiyle Kuzey Kurdistan'da bir boşluk oluştuğunu ve bu boşluğun en kısa süre içerisinde dolması gerektiğini vurguladı.

Devletin, Kürt siyasal hareketinin uzun bir süreçte kendini toparlayamaması halinde ekonomik adımlar, sosyal yardımlarla Kürtleri kendine çekmeyi hedefleyeceğini dile getiren Taş, mevcut siyasal boşluğun kısa bir süre içerisinde doldurulması ve inanç- güven sorunu yaşayan kitlenin tekrar siyaset arenasına çekilmelerinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Kuzey Kurdistan'da HDP dışında siyaset sahnesinde bazı partilerin bulunduğunu ve özveri içinde mücadele verdiklerini ancak halka ulaşamadıkları için yetersiz kaldıkları ve marjinalliği aşamadıklarını dile getiren Taş, yine de bu dostların mücadelelerinin anlamlı olduğunu dile getirdi.

Siyasetin boşluğu kaldıramayacağını ve müdahale edilmesi gerektiğini dile getiren Taş, en kısa süre içerisinde halkla buluşabilen, halkın çıkarlarını esas alan ve ulusalcılığı esas almış bir siyasal akımın örgütlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Son olarak, Kürt siyasetinde oluşan boşluğa yapılacak müdahale ile ilgili olarak düşüncelerini paylaşan Nizamettin Taş, evvela yeni hareketin Türkiyelileşmeyi değil, Kürt ve Kurdistan ruhu ile donanması gerektiğini dile getirdi.

İkinci olarak yeni hareketin, Kürtlerin sorunlarının çözümünde şiddeti ve silahı değil siyaseti ve diyaloğu esas alması gerektiğini dile getiren Taş, Kuzey Kurdistan'da siyaset için temelin darlaşmasına rağmen hala yeterli sayılabilecek şartların mevcut olduğuna inandığını belirtti.

Taş, Yeni hareketin bir diğer hedefinin Kuzey Kurdistan şehirlerinde egemen parti olmayı başarması ve tüm Kürt yerleşim birimlerinde iktidarı ele geçirmesi olduğunu dile getirdi ve Kürtlerin diğer partilere alternatif olmayı değil diğer partilerle rekabet ederek geriletmeleri gerektiğini vurguladı.

HDP'nin ve diğer marjinal Kürt partilerinin Kürtlerin büyük bir bölümü tarafından yoğun bir şekilde eleştirildiğini dile getiren Taş, eleştirenleri artık yeni bir hareket bünyesinde aktif olarak mücadeleye girişmeleri ve Kürt ve Kurdistan davasına sahip çıkmaya davet etti. Bunun için zamanın kısıtlı olduğunu dile getiren Taş, bu fırsatın heba edilmemesi ve yurtseverler tarafından sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.