Salih Müslim, Birleşmiş Milletler ya da uluslararası bir gücün güvenli bölge konumlanmasını destekliyoruz
PYD Dış İlişkiler Sorumlusu Salih Müslim, Türkiye'nin himayesinde kurulacak ya da "Türkiye'nin içinde parmağının olacağı bir güvenli bölgenin" kendileri tarafından hiçbir şekilde kabul görmeyeceğini söyledi. Müslim, Birleşmiş Milletler ya da uluslararası bir gücün güvenli bölge şeklinde konumlanmasını, kendilerinin de benimsediğini ifade etti.
PYD Dış İlişkiler Sorumlusu Salih Müslim, Türkiye'nin himayesinde kurulacak ya da "Türkiye'nin içinde parmağının olacağı bir güvenli bölgenin" kendileri tarafından hiçbir şekilde kabul görmeyeceğini söyledi. Müslim, Birleşmiş Milletler ya da uluslararası bir gücün güvenli bölge şeklinde konumlanmasını, kendilerinin de benimsediğini ifade etti.
Müslim, "Güvenli bölge kavramı, Trump'ın bir tweetiyle dile getirildi ama Türkiye 'benim himayemde olacak, bunu kuracağım, şöyle veya böyle yapacağım' diyor. Tabii ki bunların hepsi yalan. Kimse Türkiye'nin girişimini kabul etmiyor. Zaten Türkiye'nin Suriye meselesinde ne yapmak istediği başından beri belli. Türkiye işgal saldırısıyla bölgeyi kontrol edecek ve demografik yapıyı değiştirecek. İşgal edeceği bölgeye kendi istediği insanları yerleştirecek. Kürtleri yok edecek. Bunu yaparken de 'Bende 3 milyon mülteci var. Bunları yerleştireceğim' diyor. Bunu da başkalarının toprakları üzerinde, başkalarının parasıyla yapmak istiyor. Bunu kimse yutmaz, kimse de kabul etmez" dedi.
Bahsedilen 'güvenli bölge' konusunda kendilerine ABD'liler tarafından bir şey iletilmediği ve detaylar konusunda herhangi bir bilgilerinin kendilerine ulaşmadığını söyleyen Müslim, Türkiye'yi ziyaret eden ABD'li askeri yetkililerin bu konuyu görüşmüş olabileceğini de sözlerine ekledi.
Müslim, güvenli bölge hakkındaki düşüncelerini de şöyle anlattı:
"Biz de halkımız için güvenli bölge oluşturulmasını isteriz ama bu şekilde değil. Güvenli bölge Türkiye'nin himayesinde olmaz. Hatta Türkiye'nin bir parmağının içinde olduğu bir bölge güvenli olamaz. Türkiye işin içinde olursa bozar. Komploları sürekli devreye koyar. Biz hiçbir şekilde Türkiye'nin yapacağı veya içinde olacağı bir 'güvenli bölgeyi' kabul etmiyoruz. Türkiye, kendi plan ve projeleri olduğu için de böylesi bir oluşum içinde yer alamaz. Türkiye'nin Misak-ı Milli ve Kürtleri yok etme planları var. Afrin'de de bunu tümüyle gösterdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından gözlem noktaları kurulabilir. Yine uluslararası bir güç yerleştirilebilir. Zaten böyle bir mekanizmayı da herkes biliyor. Ama bizim düşündüğüz şu şekilde bu uluslararası bir konudur. Güvenlik Konseyi'nden böyle bir karar çıkacaksa muhakkak herkesi kabul etmesi gerekiyor. Bu nasıl kabullenilecek, nasıl yapılacak konusunda biz de bilmiyoruz. Diğer taraftan 'YPG olmayacak, şu olmayacak, bu olmayacak' şeklindeki bir ifade ise halklarımızı savunmasız bırakmaya yöneliktir. Suriye'deki halkların bir savunma sistemi var. Demokratik Suriye Güçleri'nden (QSD), Türkiye bu güçlere de 'terörist' diyor. Onun amacı halklarımız savunmasız bırakmak. Zaten bir halk savunmasız bırakılırsa da ona herkes istediğini yapar. QSD, Suriye halklarının Kürtler, Araplar ve Süryanilerin ortak savunma sistemidir."
Müslim, diğer ülkelerin 'güvenli bölge'ye yaklaşımı hakkında da şunları söyledi:
"Suriye rejimi, 'güvenli bölge' düşüncesi ortaya atıldığında Türkiye'nin yapacağı bir işgali kabul etmeyeceklerini açıkladı. Rusya, Arap ülkeleri ve İran'ın ise daha bu düşünce yeni olduğu için net görüşlerini bilemiyoruz. Yine Amerikalılara sorduğumuzda onlar da bu konuda 'bilmiyoruz' diyorlar. Ancak, güvenli bölge uygulanacaksa bütün tarafların rıza göstermesi gerekiyor. Başka türlü de olmaz."