Ünlü filozof Zizek: Kürtler kendini kimse için feda etmemeli

Dünyaca ünlü sosyolog ve filozof Slavoj Zizek, Küresel güçlerin Kürtlere daha fazla destek vermesi gerektiğini ifade ederek, “Kürtlerin kendilerini kimse için feda etmemesi lazım” diye konuştu.

Ünlü filozof Zizek: Kürtler kendini kimse için feda etmemeli
Sosyolog ve filozof Slavoj Zizek Rûdaw TV’de yayınlanan özel bir röportajda Zana Kayani’nin sorularını yanıtladı.
 
Dünyaca ünlü sosyolog ve filozof Slavoj Zizek Kürtlere olan hayranlığını, “Siz bir mucizesiniz. Siz Orta Doğu'da entelektüel açıdan çok gelişmiş bir halksınız” sözleriyle dile getirdi.
 
Küresel güçlerin Kürtlere daha fazla destek vermesi gerektiğini ifade eden Slavoj Zizek, “Kürtlerin kendilerini kimse için feda etmemesi lazım” diye konuştu.
 
Zizek, Kürt meselesine ve Kürtleri tanıma sürecine ilişkin sorulan soruyu şöyle cevaplandırdı:
 
"Kürtleri tanımamın sebebi sadece zaman zaman onlar hakkında konuşmam değil hatta bir keresinde Rojava Üniversitesi'nde bir konuşma bile yapmıştım. Bana göre Kürtlerin durumu, içinde bulunduğumuz çıkmazın belki de en somut yansımasıdır. Çünkü sömürge politikası, tüm ulusların oyunu, ulus devletlerin Kürtler etrafındaki komplo oyunu gibi, dünyamızda neyin yanlış olduğunu bir kez daha yansıtıyordu.
 
Özür dilerim, açıklamama izin verin.
 
Bilmeniz gereken bir şey var o da şu; Batı'daki bu ciddi nefretin, Kürdistan'ın vahşi bir bölge olduğu yönünde ortaya atılanlar ünlü macera romanlarına ve yazarlarına daynıyor. Özellikle benim ilgimi Kürt halkının ilginç, entelektüel ve aydın zihniyeti çekti. Ayrıca sizin kadın savaşçı ve Peşmergeleriniz var. Üzülerek ifade etmem gerekirse bu sömürge karışımı yüzünden en az dört ülkeye bölündünüz. İran, Irak, Suriye ve Türkiye’den bahsediyorum. Hak ettiğinizi düşündüğüm gerçek ve tam özerkliği kimse size vermek istemiyor.
 
Şaşkınlıkla ziliyorum! Dünyadaki mega güçler ve gelişmiş güçlülerin daha çok yanınızda olması gerekiyor.  Tüm Kürtlerin bir nevi birliği, belki tam bağımsız bir Kürt devleti değil de tam özerk bir bölgenin var olmasının bölgeye daha fazla istikrar getireceğini düşünüyorum. Farklı ülkeler arasında koruyucu bir bariyer görevi görecektir.
 
Burada üzücü unsur mega güçlerin tutumudur. Aynı zamanda etrafınızdaki bölgesel güçlere baskı yapmak için de küresel güçlerden de destek almanız gerekiyor. Mesela ben, bana çok karşı olan Chomsky olmasam da, onun genel olarak ABD’nin (Irak’a) müdahalesine karşı olduğu görüşüne katılıyorum. Ancak şunu unutmayın, birkaç yıl önce Trump başkan olduğunda ABD güçlerine geri çekilme emri vermişti, sanırım Suriye'nin kuzeyindelerdi. Bu felaket bir karardı, ABD'nin özellikle kalması gereken yerden güçlerini geri çektiler.
 
Buradan çıkardığım sonuç şu; kimsenin sizi suçlu hissettirmeye hakkı yoktur. Siz (Kürtler) Amerikan’ın yardımına mı bel bağlıyorsunuz, yoksa Amerikan emperyalizmine mi hizmet ediyorsunuz bilmiyorum... Ama kimse için kendinizi feda etmemelisiniz."
 
Kürtler dünyada ve bölgedeki bu dağılım karşısında ne yapmalı? Sizce Kürtler yaşayan bir millet olarak var olmak için ne yapmalı? sorusuna ise Filozof Zizek şu cevabı verdi:
 
"Talihsiz olan şu; bu konuda hiçbir garanti olmadığını düşünüyorum. Herhangi bir yüksek kaderin yönlendirmesiyle ilerlemiyor, hatta Marksist anlamda ilerlemenin tamamen kaybedildiği böylesi bir dünyada yaşadığımızı düşünüyorum. İşler oldukça kötüye gidebilir. Siz bağımsızlığa mahkumsunuz. Sizi koruması için daha büyük bir güce güvenmemelisiniz. Tekrar ediyorum, işte bu yüzden size şunu söyleyen bu şüpheli jeopolitik oyunu reddetme hakkına sahip olduğunuzu düşünüyorum: "Siz ABD emperyalizmine hizmet ediyorsunuz... Rus çıkarlarına, İslami çıkarlara veya başka birine hizmet ediyorsunuz. Hayır, hayatta kalmanızı garanti altına almak için ne gerekiyorsa yapmaya hakkınız var. Kimseye hiçbir borcunuz yok. Ancak talihsiz mesaj şu ki hiçbir garantiniz yok."
 
Kürtlerin şu ana kadar devlet sahibi olamamalarının nedenlerine ilişkin konuşan Zizek değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
 
"Sanırım birçok durumda Kürtlerin durumuna benzer olan hataları bizzat tespit edebilirsiniz, ancak bu düşünce Kürdistan için olmaz. Siz trajedinizin ne olduğunu biliyorsunuz. Yanlış anlaşılmasını istemiyorum, deli değilim, bir keresinde İstanbul'da bir konuşma yapmıştı. 19’uncu yüzyılın sonuna kadar olan padişah dönemli Türkiye'sini çok dikkatli ve muhafazakar bir şekilde övmüştüm. Şunu demiştim; "Bu sizin hayatta kalmanız için bir bakıma iyiydi, çünkü biliyorsunuz 19’uncu yüzyılındaki Türkiye çok daha merkezetçiydi. Farklı bölgeler için göreceli özerkliğe izin veriyordu. Türkiye’de impratorluğun son döneminde siz ve diğer etnik bileşenler, bunlardan Ermenilerin yaşadığı trajedi, Jön Türklerin ortaya çıkması ve Türkiye’nin modern bir ulusal ülke olmak istemesiydi. Bu sizin trajedinizdi. Basitçe söylemek gerekirse, bu ülkede size (Kürtlere) yer yoktu. Atatürk'ün siz Kürtlere “Kürt Türkleri” olduğunuza dair şüpheli bir çözüm dayatmaya çalıştığını biliyorum. Ancak bu girişim işe yaramadı. O yüzden şunu açık bir şekilde söyleyebilirim ki asıl trajedi Türkiye'nin, Irak'ın ya da Suriye'nin devlet olması değildi, hayır, yok oldular ama sizin trajediniz bu devletlerin modern ulus devlet olmak istemesiyle başladı."
 
Hangi parçası olursa olsun Kürdistan'ı ziyaret etmek istediğini vurgulayan Zizek röportajın sonlarında şu ifadeleri ekliyor:
 
"Bir cümle ekleyebilir miyim? Gizli umutlarım var. Birkaç yıl önce, koronavirüs salgınından önce, yeni şiddet olaylarından önce Suriye'nin kuzeyini ya da Rojava’yı ziyaret etmem planlanmıştı. Rojava Üniversitesi'ni ziyaret edecektim. Adını doğru düzgün telaffuz edemiyorum."
 
Rojava Kürdistan’ı
 
"Evet. Kürdistan'ın bazı yerlerini gezmek istedim. Çünkü benim ilgimi çeken şey, gençliğimde bazı Batılı yazarların dağlık bölgelerinde yazdıkları kitaplardan Kürtleri tanımaya çalışıyordum, sizleri deli ve ilkel insanlar olarak tanımlıyorlardı. Ama hayır, öyle değil. Siz Orta Doğu'da entelektüel açıdan çok gelişmiş bir halksınız. Siz bir mucizesiniz. Dezavantajlı insanların entelektüel olarak nasıl parlayabileceğini sadece çevrenizdeki ülkelere değil, tüm dünyaya gösterip örnek olabilirsiniz. Umarım bir mucize gerçekleşir. Belki umutlarımdan biri. Belki Kürdistan için hayal kuruyorum. Kürdistan'ın Kürtlerin yaşadığı her parçasını kastediyorum. Hindistan'ın Bangalore kenti gibi bir yer olmasını umuyorum. biliyorsunuz, günümüz medeniyetinin güzel şeyleri olan programlama ve dijital merkezler, eski endüstriye doğru gitmeden doğrudan onlara adım atabilirsiniz.
 
Bu nedenle son dileklerimden birinin Kürdistan'ı ziyaret etmek olduğunu ifade etmek istiyorum. Hangi parçası olursa olsun. Sadece orada olmak istiyorum. Ne kadar iyi çalışabileceğinizi kanıtladınız. Çok solcu olmadığız doğru ama özellikle Kuzey Irak'ta, Irak'ta kaos yaşanıyor ama Kürt kesimi Irak'ta normal yönetilen tek yer. Kuzey Suriye'deki yaşyanlar da oldukça entelektüel. İnsanların bunu öğrenmesi ve bilmesi gerekiyor. Siz Avrupalıların korumak istediği ilkel kabile değilsiniz."
 
Röportajın tamamı için tıklayın...