Erbil: Arap nüfusu hızla başkenti kuşatıyor!

Rûdaw ekibi, başkent Erbil’de Arap nüfusunun önlenemeyen artışını araştırdı. Erbil’in dört bir yanındaki yerleşim yerlerinde Arap nüfusu son yıllarda giderek artıyor. Irak’ın değişik vilayetlerinden güvenlik, geçim sıkıntısı ve kuraklık gibi nedenlerle gelen aileler başkentin demografik yapısını etkiliyor.

Erbil: Arap nüfusu hızla başkenti kuşatıyor!
Özellikle son yıllarda Irak’ın farklı bölgelerinden gelen kalabalık, yoksul aileler başkentin kenar semt ve yerleşim yerlerinde ikamet ediyor. Bu durum, hem bu bölgelerin çehresinin ve hem de demografik yapısının değişmesine neden oluyor.
 
Başkent Erbil’in 26 kilometre batısındaki Kani Qirjale yerleşkesi, yeni hali ile Irak’ın Necef, Kerbela, Tikrit veya Bağdat’ın kenar mahallelerini andırıyor. Eskiden Kürtlerin yaşadığı yerleşke şimdilerde ise yarı yarıya Araplardan oluşuyor.
 
Musul’un (Ninova vilayeti) Tel Abyed kasabasından gelen Ratab Muhammed, kalabalık ailesi ile birlikte Kani Qirjale’de aylık 120 bin dinar (82 dolar) kira ile 2 odalı yıkık dökük bir evde ikamet ediyor.
 
Kendisi 53 yaşında olan Ratab’ın en küçüğü 8 aylık, en büyüğü 25 yaşında 13 çocuğu bulunuyor. Bu 15 kişilik ailenin reisi, kendi memleketinde hayvancılıkla uğraştığını ancak kuraklık nedeniyle geçim sıkıntısı yaşandığını, bu nedenle 7 ay önce tüm mal varlığını satarak Kani Qirjale’ye yerleştiğini anlattı:
 
"Helal emeğimizle yaşadık, köyümüz vardı, ekinlerimiz vardı. Çocuklarımız tarlada çalışıyordu ama iki-üç yıldır ardık ürün yok. Bölgemizde iş yok. Allah'a şükür şimdi burada çalışıyor ve yaşıyoruz. Kişi başına günde 10 bin dinar gelirimiz oluyor, işe bağlı, bazen bir veya iki kez çıktığımız oluyor. Çok şükür çalışan üç gencim var ve ben varım. Sebze halinde yaşıyoruz, işimiz var. Bakalım Allah bizi nereye götürecek. Belki memleketimizde bir iş olur da döneriz. Belki de artık hep burada kalabiliriz.”
 
Ratab hiç okula gitmemiş, okuma yazması da yok. Kani Qirjale’ye geldiğinden beri çocukları da okula gitmiyor. Bölye bir niyeti olmadığını da söylüyor. Çocuklar ya sokakta oyun oynuyor ya da büyükleri ile sebze halinde çalışıyor.
 
Ratab’ın çocuklarından Far’a, “Okula gitmek istiyorum ama okuyabilmem için paraya ihtiyacımız var. böyle bir imkanımız yok. Kıyafetlerimiz bile yok” diyor.
 
Kani Qirjale Asayiş Müdürlüğü kayıtlarına göre, yerleşkede yaşayan 1500 aileden 750’si Arap. Oysa aynı kayıtlar 2012 yılında yerleşkede 30 Arap ailenin yaşadığını gösteriyor. Kani Qirjale’de Kürt ve Arap ailelerin sayısı eşit. Ancak her bir Arap aile ortalama 10-15 kişiden oluşuyor.
 
Araştırma Ekibi Kani Qirjale’de mahalle ve sokakları dolaştı. Görüşülen kişiler, güvenlik kaygısı, işsizlik, hizmet yoksunluğu ve son yıllarda ise kuraklık nedeniyle evlerini terk edip Kürdistan Bölgesi’ne geçtiklerini söylüyor. Yerleşkedeki Arap nüfusunun çoğu son yıllarda Musul’dan gelenlerden oluşuyor. Bu durum, Erbil’in Irak’ın değişik vilayetlerinden vilayetlerinden gelen bir göç dalgası içerisinde olduğunu rahatça yansıtıyor.
 
Musul’un batısında, Rojava-Suriye sınırındaki Ba’ac ilçesinden gelen Halef Cedo, “IŞİD gelmeden önce zengindik, topraklarımız, büyük ve küçük baş hayvanlarımız vardı. Ama ne mal kaldı ne mülk, üzerimizdeki elbiselerle kaçıp buraya geldik. Ben (Rojava’nın Haseke kentindeki) Hol Kampı’ndan geldim. İşte bu halde geldik. Şimdi çocuklarım çalışıyor ama doğrusu iş de yok. Çocuklar boş kutu topluyor. Bundan başka bir iş yok. Anneleri de aynı işi yapıyor” diye belirtiyor.
Kani Qirjale’nin yerlilerinden Abdurrahman Omer bir Kürt. Kendisi de doğup büyüdüğü bu yerleşim yerinde yaşanan değişim karşısın da şaşırıp kaldığını anlatıyor:
 
“Vallahi buradaki mesele ne anlayamıyorum! Nereden geliyorlar? Hepsi de Arap. Böyle giderse 10 yıl sonra biz burada azınlık olacağız. Burada doğanların doğal olarak kimliğine Erbil yazılacak ve Kürtlerle aynı hakka sahip olacaklar. Bilemiyorum, hükümet ne düşünüyor, gelecekte neler olacak? Benim 5 çocuğum var ama Maşallah onların en küçüğü 6-7 çocuk sahibi. 17-18 yaşında genç kadınların kucağı, etrafı çocuklarla dolu. Buna bir şey diyemem tabi, Allah vergisi ama bizim sorunumuz şimdi kimlik sorunu haline geldi. Böyle giderse Kürdistan Bölgesi’nde onlar çoğunluk, biz de azınlık olacağız.”
 
Yerleşke sakinlerinden Abdulkadir Sabir de, “Ayrıca bize iş bırakmadılar. Benim yük taşımacılığı yaptığım bir pikabım var. Ben benzinin litresini bin dinara alıyorum ama onlar mülteci oldukları için kuponla 450 dinara alıyor. Ben bir taşıma ücreti için 25 bin dinar istiyorum ama o 15 bin teklif veriyor ve müşteri doğal olarak onu tercih ediyor. Doğrusu bu, artık halk bizi değil, onları tercih ediyor” diye sitem ediyor.
 
Kani Qirjale’deki emlak ofisleri, bu yeni durum karşısında yerleşkedeki evlerin fiyatlarının da kat kat arttığını belirtiyor.
 
Emlakçı Tasin Adburrahman, “Bağdat’ta 3 yıl önce Ekim gösterileri başladığında çok sayıda Arap aile Erbil’e yerleşti. Kerkük ve Musul yolları üzerindeki apartman dairelerinin çoğu onlara kiraya verildi. Bazen günde 20 daireyi kiraya verdiğimiz oluyordu. Dairenin eski veya yıkık olmasına bakmıyorlar zaten. Ama çoğu da Erbil’in etrafındaki yerleşkelere yerleşti. Buralarda yaşayan ailelerin her birine sivil toplum kuruluşları tarafından çocuk başına 350 bin dinar (239 dolar) veriliyor. Bazıları ya gümrükte, ya da Kürdistan’daki şirketlerde çalışıyor ve durumları bizimkinden daha iyi” diyor.
 
Erbil’in 10 kilometre güneyinde, Kuştepe kasabasında bulunan Kawa yerleşkesinde de durum aynı. Hatta burada Arap ailelerin sayısı Kürtlerinkinden daha fazla.
 
2013’te Kawa yerleşkesinde 350 Kürt, 12 Arap aile yaşıyordu. Şimdi ise 926 Arap ve 533 Kürt aile ikamet ediyor. Kişi olarak da 3 bin 454 Kürt, 5 bin 461 Arap bu yerleşkede yaşıyor.
 
Kuştepe Belediyesi 3 aydır bölgede yeni bina yapılmasına izin vermiyor. Ancak Kawe yerleşkesinde arazisi bulunan aileler, yeni binalar inşa ederek bunları Arap ailelere kiralayıp gelir kapısı haline getiriyor. Araplar en çok da Erbil’e yakın olduğu için bu yerleşkeyi tercih ediyor.
 
Ba’ac ilçesinden 2008’de gelen 14 nüfuslu Arap aile Kawa’da yaşamını idame ettiriyor. Evin kadını, iş, güç ve hizmet yoksunluğundan şikayetçi.
 
Ancak belediye ve yerel yetkililer, yerleşkede hızla artan ev ve nüfus sayısı nedeniyle hizmet sorunu yaşadıklarına dikkat çekiyor.
 
Kawa muhtarı Muhammed Reşid, “Eskiden burada kiralık ev yoktu, herkes kendi evindeydi. Şimdi ise kiralık ev doldu. Kiralar 150-200 bin dinar kadar” diye belirtiyor.
 
Kawa yerleşkesi sakinlerinden Necat Muhammed, “Arapların kendi özel okulları var şimdi. Kürtler o okullara gitmiyor. Onlar da bizim okullara gelmiyor. Böyle giderse sonunda başka şeyler de çıkar. Mesele biz referandumda bağımsızlık için evet dedik. Ama burada ileride bir referandum olursa bu aleyhimize sonuçlanabilir de” diyerek endişelerini dile getiriyor.
 
Amanc Necat da, “Bir Kürtler ülkemizi seviyoruz. Elimizdekini koruyoruz. Bir örnek vereyim. Biz lazım olmadığında muslukları kapatıyoruz, suyu kesiyoruz ki israf olmasın. Ama bakıyorsun onların boru ve muslukları sürekli açık. Bu gibi durumların hayatımız üzerinde olumsuz etkileri oluyor” diyor.
Erbil’in kuzeyindeki Behrike yerleşkesinde Arap nüfusunda gözle görülen bir artış var. Yerleşkede her 10 kişiden 4’ü Arap ve hemen her mahallede kendi özel okulları var.  
 
Muhammed Yasir, eşi ve iki çocuğu ile birlikte yaklaşık bir aydır Bağdat’tan gelerek buraya yerleşmiş bulunuyor. Kendileri Sünni Arap olan Muhammed Yasir ve eşi öğretmenlik yapıyor. Her ikisinin de tayini Eğitim Bakanlığı tarafından Bağdat’tan Erbil’e alınmış.
 
Özellikle de Şii milis grubu Heşdi Şabi’nin artan yetki ve etkisi ile birlikte Sünni ve Şiiler arasında yaşanan çelişkiler, Sünni nüfusunun göç etmesine neden olan diğer sebepler arasında.
 
Muhammed Yasir, Erbil’i tercih etmelerinin nedenini şöyle anlatıyor:
 
“Kürtler ve Şiiler arasında çok büyük fark var. mesele şimdiye kadar hiç bir Kürdün ‘sen Arapsın, ben Kürt’ dediğini duymadım. Ama orada.... Hayır ‘sen Sünnisin ben Şii’ diyorlar. Evet böyle diyorlar. İnsan da evini terk ettiğinde yaşayabileceği daha huzurlu bir yer arar.. İyi insanların içerisinde gitmek ister. Burada insanların yaklaşımı çok çok iyi. Bir yatırımı olursa eğer bunu huzurlu bir yerde yapar. İnşallah ben de burada ev almayı düşünüyorum. Hatta fiyat da sordum. Büyük kızım evlenmiş, o da burada ev almayı düşünüyor. Ayrıca Bağdat’ta ev kiraları 1 milyondan başlıyor. Burada ise 350 bin dinar. Yani burada o para ile 3 ev kiralayabilirim.”
Behrike’de de tıpkı Kani Qirjale ve Kuştepe’de olduğu gibi imar durdurulmuş. Bu nedenle Behrike’de de kiralık evlere talep oldukça yoğun.
 
Emlak ofisi sahibi Burhan Muhammed, “Eğer Araplar bize para getiriyor, iş getiriyor diye düşünürsek 3-4 yıl sonra halimiz Filistinlilerin haline döner. Bugün kiracınız ama yarın ‘çıkın buradan, burası benim’ diyebilir. Kiracılarımız 200 bin dinara ev bulamıyor ama onlar rahatça kira için 300 bin dinar verebiliyor. Son 10 günde 3 evi kiraya vermişsem 2 ev de satmışımdır. Biz her bir kira ve ev sözleşmesini Asayiş’e havale ediyoruz. Onlar bir engel yoksa onaylıyor ve bu kabul ediliyor, böylece kiralıyor veya satıyoruz. Her yerden gelen var ama daha çok Bağdat, Rumadi ve Musul’dan geliyorlar. Eskiden burada olanların çoğu da hala kalıyor. Sünniler Şiilerden daha çok geliyor” diye belirtiyor.
 
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Behrike bölge sorumlusu Xesrew Aziz, “Musul’dan veya diğer yerlerden gelenlerin çoğu maaşlı. Maaşları her ay yatırılıyor ve buradan çekiyorlar. Anlayamadık doğrusu. Burada ikamet ediyorlar ve hiç işe gittikleri yok ama maaşları yatıyor. Hadi aralarında emekliler var diyelim. Askerden veya diğer kurumlardan emekli olanlar da var ama çoğu öyle de değil. Bizim memurlarımızdan daha iyi maaş alıyorlar” diyor.
 
Bahrike’deki görüntüler de son dönemde Erbil’in çevresindeki diğer yerleşim yerlerindeki görüntülerle benzerlik arz ediyor. Kadın ve çocukların hayvanlarını ortalttığı hatta bazı ailelerin deve sahibi olduğu görülüyor.
 
Behrike’nin yakınındaki Girdeçal’da eskiden elektrik dairesi olarak kullanılan binada yine Ba’ac’dan gelen Arap bir aile yaşıyor. Saqar Halife iki eşi ve 8 çocuğu, 5 torunu ile burada kalıyor.
 
Saqar, 2005 yılında 60 nüfuslu ailesi ile buraya geldiğini ve bu süreçte 7 çocuğunun henüz küçük yaşta öldüğünü belirtiyor.
 
Saqar’ın eşi Meysa Ali, “8 çocuğumla burada yaşıyorum. Çocukların babası işçi, herhangi bir maaşı yok. Çocuklardan üçü okula gidiyor. İkisi 5’inci sınıfa, biri 6’ıncı sınıfa gidiyor. O sağır ve çalışamıyor” diyor.
 
Aile üyeleri çocuklarının çoğu Erbil’de doğduğu için buradan ayrılmayı hiç düşünmediklerini söylüyor.
 
Saqar, güvenlik gerekçesi ile burada kaldıklarını ifade ediyor ve ekliyor:
 
“Musul’da durumlar iyi değildi, biz de huzur ve güvenlik için buraya geldik. Ailem ve çocuklarım için burası daha iyi. Burada çok farklı aşiretlerimiz var. Cubur, Şemer, karışmışız. Rabia ve Ba’ac’dan gelen de var, Şengal’den gelen de. Hepimiz güvenli olduğu için buraya geldik. Bazı akrabalarımız şu an Duhok ve Süleymaniye’de.”
 
Saqar, hasta olduğu için çalışamadığını, çocuklarından birinin briket fabrikasında çalıştığını, yaşları 2 ile 9 arasında değişen diğer çocuklarının da boş kutu toplayarak geçimlerini sağladıklarını söylüyor.
 
Saqar’ın oğlu Mahmud Kürtçe öğrenmiş. Kız kardeşleri ile birlikte her gün gidip boş kutu topladıklarını ve kilosunu 750 dinardan sattıklarını anlatıyor.
 
Son yıllarda orta ve güney Irak'ın nüfusu da hızla arttı. Bu büyümenin nedeni ise Arapların sahip olduğu dini inanç ve kültürden geliyor. Araplar için çok çocuk sahibi olmak yaşam kalitesinden çok, daha fazla nüfuz sahibi olmak anlamına da geliyor.
 
Bununla birlikte, Erbil’e göç ve nüfus artışı için herhangi bir nüfus kontrolü planının olmaması birçok ekonomik, siyasi ve sosyal soruna gebe olduğu gibi demografik yapının değişimi için bir başlangıca işaret ediyor.
 
Arap çocuklar içerisinde okumayanların oranının artması, gençlerin işsiz kalması, bununla birlikte sokak işçileri ve hatta dilencilerin sayılarının artması bir sorun iken diğer taraftan Kürt gençleri için de iş fırsatlarının kalmaması da Kürdistan Bölgesi Hükümeti yetkililerinin yakın gelecekte karşılaşacağı en belirgin sosyal ve ekonomik sorunlar gibi gözüküyor.
 
Sosyolog Omid Enver, "Devrimlerimizin ve Irak hükümetleriyle sorunlarımızın çoğu, Kürt bölgelerindeki demografik yapının değiştirmesine izin vermeme amacıyla gerçekleşti. Ancak şimdi demografik yapının kimse fark etmeden ve sonuçlarını araştırmadan değiştiğini hissediyoruz. Erbil civarındaki yerleşim yerlerin demografisi değişti, gelenlerin yüzde 50'si geri dönmeyecektir” diyerek can alıcı bir noktaya parmak basıyor.
 
Sosyloglar, Arap kültüründe çocukların misyonunun geniş aileleri geçindirme olduğuna dikkat çekiyor ve şu yorumu yapıyor; “Belki de bu kültür içimize sızar. Bölünmeler olur. Şu an konuştuklarımızın 5-10 yıl sonra toplumumuzda sonuçları olabilir. Bundan insanlar hüküm giyebilir, insanlar ciddi suçlar işleyebilir ve hatta öldürülebilir.”
 
Nüfus ve coğrafya uzmanı Dr. Halil İsmail, Erbil'in artık Araplarla dolu olduğunu söylüyor ve şu yorumu yapıyor:
 
“Bu çok büyük bir tehlike değil. Ama artık tapu ve kadastro kanunu Erbil'e gelen her Arap'ın ister apartman, ister ev, ister kurum veya şirket olsun mülkiyet hakkına sahip olduğunu söylüyor. Aslında bu, kendi bölgesinde özel durumlar nedeniyle gelip Erbil'e yerleşen Arapların kalıcı olmasını sağlayacaktır.”
 
Rûdaw ekibinin görüştüğü Arap ailelerin çoğu, geri dönme niyetinde olmadıklarını ve burada daha iyi durumda olduklarını vurguluyor.
 
Yıllardır Kürdistan Bölgesi idaresi dışındaki Kürdistani bölgelerin akıbeti tartışılıyor, Kerkük başta olmak üzere diğer Kürt bölgelerinin Araplaştırılması sürüyorken Erbil çevresinde kademeli bir göç şehrin çehresini değiştiriyor. Etnik farklılıkları bir kenara bıraksak bile ortada daha ciddi bir sorun var; Yakın gelecekte Erbil şehir merkezi çevresinde devasa yoksul mahallelerin ortaya çıkması.