Irak Dışişleri Bakanı: Türkiye, Erbil ile Bağdat arasındaki petrol anlaşmasına karşı olmaz
Kürdistan Bölgesi ile Irak hükümetleri dün Bağdat’ta Kürdistan petrolünün ihracatı konusunda anlaşmaya vardı.
Irak Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Fuad Hüseyin, tahkim kararı ve Erbil ile Bağdat arasındaki anlaşmanın içeriği hakkında Rûdaw TV’den Senger Abdurrahman’a açıklamalarda bulundu.
Anlaşmanın bir kaç maddeden oluştuğunu ve bir kısmının idari meselelerle ilgili olduğunu belirten Hüseyin, “Temel nokta Kürdistan Bölgesi'nden petrol alan ya da almış olan firmalarla müzakerelerin başlaması” dedi.
Hüseyin, “Kürdistan'ın çeşitli şirketlerle sözleşmeleri olduğu açıktır. Örneğin petrol üretimi, ihracatı, satışı ile ilgili sözleşme yapılan şirketler var, yine geçmişte Kürdistan Bölgesi'nden petrol almış ya da alacak şirketlerle ilgili bölümler var. Bunlarla diyalog Erbil ile Bağdat arasındaki ortak komisyon tarafından kurulacak. Bu SOMO da olabilir, o zaman Kürdistan Bölgesi’nin de bir-iki temsilcisi olacak” diye ekledi.
Bağdat'ta uluslararası şirketlerle görüşme yapıldığını kaydeden Hüseyin, “Çünkü Bağdat ve Erbil, bu şirketlerin Kürdistan Bölgesi'nin içinde bulunduğu durumdan ötürü ucuza aldığını biliyor” şeklinde konuştu.
“Anlaşma Erbil ile Bağdat’ın petrol ihracatının devamından yana olduğunun işareti”
Tahkim kararı nedeniyle petrol ihracatının durdurulduğunu hatırlatan Hüseyin, “Erbil ile Bağdat arasındaki görüşmeler her iki tarafın da petrol ihracatının devam etmesini kabul ettiğinin açık bir göstergesi. Bugün imzalanan anlaşma ışığında Petrol Bakanlığı bugün Türkiye'ye bir mektup göndererek boru hattını açmasını ve uluslararası pazara petrol akışının devam etmesini talep edecek” ifadesini kullandı.
Anlaşmanın Irak’taki tüm tarafların herkesin çıkarına olduğuna işaret eden Hüseyin, “Bu bir istikrar oluşturacaktır. Erbil ile Bağdat’ı daha da yakınlaştıracaktır. Özellikle Rusya ile Ukrayna arasındaki savaştan etkilenen petrol piyasasındaki istikrar da çok önemli” yorumunu yaptı.
“Karar neden bu süreçte açıklandı bilmiyorum”
Dışişleri Bakanı Hüseyin, sorunun aşılması için siyasi müzakerenin şart olduğunu vurgulayarak, “Siyaseten çözüm olmadan hukuki çözüm olmazdı” dedi.
Tahkim kararı açıklanmasa Kürdistan Bölgesi’nin eskisi gibi petrol ihracatına devam edeceğini ve Irak Parlamentosu’nun da bütçe tasarısını sorunsuz onaylayacağını belirten Hüseyin, “Çünkü bütçe yasa tasarısı hakkındaki sorunlar çözülmüştü. Paris’teki tahkim kararı bir kaç ay önce alınmıştı fakat bu süreçte neden açıklandı bilmiyorum. Şimdi açıklanması bütçe konusunda sorunlara neden olur” şeklinde konuştu.
“Tahkim Kürdistan Bölgesi'nin sözleşmenin üçüncü tarafı olduğuna hükmetti”
Dışişleri Bakanı Hüseyin, “Sizce Başbakan Sudani, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların çözümünde arabulucu olması için Paris mahkemesinin kararını mı kullandı?” şeklindeki soru üzerine tahkim davası meselesinin eski olduğunu vurguladı.
Hüseyin, şöyle devam etti:
“Sayın Şarıstani petrol bakanıyken konu yine gündeme geldi. O zaman Sayın Adil Abdulmehdi başbakan, ben de maliye bakanıydım. Davos Zirvesi’nde Türkiye Maliye Bakanı ile görüştüm ve bu konudan bahsettik, çok üzüldü. Sorun yaratmak kolay ama çözmek zordur. O dönem Abdulmehdi, ertelenmesi için çalışmamızı istedi. “Sonuçta Türkiye komşudur kendi aramızda çözelim” dedi. O zamandan beri çözüm için bri niyet vardı ve çözüm arayışı içinde olanlar vardı. Tahkim kararı çıktığında bazıları Türkiye’den istenen tazminatın 30 hatta 50 milyar dolara ulaşacağını söylüyordu. Ancak biz dünya devletleri ile ilgili konuların diyalog yolu ile çözülmesi gerektiğini belirttik. Sonuçta tahkim sadece petrolün Ceyhan’dan gemilere yüklenmesi ile ilgili usulsüzlük kararı verildi. Karar açıkça Kürdistan Bölgesi'nin Irak'ın bir parçası olduğuna ve sözleşmenin üçüncü tarafın kullanım hakkına dayandığına hükmetti.”
“Kerkük boru hattı tahrip edilince Kürdistan boru hattı inşa edildi”
Kürdistan Bölgesi’nin IŞİD tarafından Kerkük boru hattının tahrip edilmesinden sonra yeni bir boru hattı inşa edip petrol ihracatına devam ettiğini hatırlatan Fuad Hüseyin, “2015'te Kürdistan Bölgesi Başkanlık Divanı başkanıyken New York'taydım. Dönemin başbakanı Haydar Abadi ilk kez Başkan Obama ile görüşmek için gelmişti. Benimle konuşmak istediğini ve ‘Kürdistan Bölgesi Başkanı ve Sayın Başkan ile görüşmeni istiyorum. Kerkük petrolünü ihraç etmenizi istiyorum’ dedi. Kerkük hattı IŞİD'in kontrolüne girmiş ve tahrip edilmişti. Kürdistan'da inşa edilen boru hattı Kerkük yakınlarından petrol aktarıyordu. Abadi, ‘Bir boru ekleyip Kerkük’ten de petrol ihraç edelim’ dedi. ‘Tabii ki de’ dedim ve o zaman inşa edilen güzergahtan Kerkük petrolü de ihraç ediliyor. Şu an ihraç edilen petrol sadece Kürdistan Bölgesi'nin değil, Kerkük petrolü de anlaşmalı petrol ihraç ediliyor. Paris’teki tahkim kararı bunu şimdi yeri yerine oturttu” ifadelerini kullandı.
Tahkim kararının, petrol üretimi ve ihracatı ile ilgili herhangi bir ihlal olmadığına hükmettiğini kaydeden Hüseyin, “Petrol üretimi, ihracatı ve (Türkiye ile) sözleşmede de sorun yok. Tahkim bunların yasalara aykırı olmadığını söyledi. Karar anayasa ve sözleşmeler okunarak verildi” dedi.
Hüseyin, Erbil ile Bağdat arasındaki anlaşmanın ardından petrol şirketleri ile sözleşmeleri gözden geçirilmesinin Irak’ın hakkı olduğunu söyledi.
Anlaşma ile Kürdistan Bölgesi’nin petrol üretimi ve ihracatı ile ilgili bir banka hesabı açacağını, hesabın tasarruf hakkının da Kürdistan Bölgesi Başbakanı’nda olacağını aktardı.
Irak’ın rolünün ise “süreci denetlemek” olacağını belirten Hüseyin, “Sonuçta bu devletin geliri ve devletin bundan haberdar olması gerekiyor. Bu anlaşma bütçe yasası onaylanıncaya kadar geçicidir” diye konuştu.
Bütçenin parlamentoda onaylanacağına inandığını aktaran Hüseyin, “Bütçe Parlamentoda onaylanmaz ise büyük sorunlar yaşanır. Anlaşma için de sorun olur” diye belirtti.
"Türkiye için mali bir zarar olmaz"
Hüseyin, Türkiye'nin mektuba yanıt olarak petrol ihracatına devam edip etmeyeceği şeklindeki soruya, “Bilmiyorum, bu Türkiye'ye bağlı ama Türkiye'nin buna karşı olacağını düşünmüyorum. Özellikle Paris kararı mali açıdan Türkiye için bir zarar olmaz. Irak’a ödenecek tazminat 1.4 milyar dolar diye belirtilmiş ama Türkiye'nin de alacağı 600 milyon dolar var. Öte yandan Türkiye'nin 1991'den 2003'e kadar petrol boru hattının nasıl kullanıldığını, parasının ödenmediği şeklindeki hakları ile ilgili talepleri de var. Yani tazminat bir birine yakın çıkıyor. Para sorun olmaz, petrolün ihraç edilmesi Türkiye, Irak ve Kürdistan Bölgesi’nin çıkarınadır” yanıtını verdi.
“Kürdistan petrolünü Bağdat’a teslim etti” şeklindeki yorumlara değinen Hüseyin, “Ben meselenin geçmişinden bahsettim. Bunu vicdanı olan herkes teslim etmek mi çözüm mü olduğuna kendisi karar versin. Bu çözümdür. Teslim edilmiş diyenler kendilerine bir sorsun, nasıl teslim edilmiş? Biz federal hükümette birlikte çalıştık, başbakan yardımcısıyım ve birlikte görüşmeler yaptık. Kürdistan Bölgesi, Irak'ın bir parçasıdır ve attığı adımlar anayasaya göredir. Irak'ın yaklaşımı da anayasaya göre olmalıdır” diye konuştu.
Ne olmuştu?
Irak, Türkiye’nin “Bağdat’ın izni olmadan Kürdistan Bölgesi’nden Ceyhan limanına petrol ihracatına izin vererek 1973 boru hattı transit anlaşmasını ihlal ettiğini öne sürmüş ve tazminat talebiyle 2014'te Uluslararası Tahkim Mahkemesine gitmişti.
Paris’te görülen tahkim kararı Mart sonunda açıklanmış, Kürdistan Bölgesi ile Kerkük-Ceyhan hattında petrol akışının durduğu açıklanmıştı.
Irak tarafı, Türkiye’nin 2014-2018 dönemi için faiz hariç yaklaşık 1,4 milyar dolar tazminat ödemesine karar verildiğini açıklarken Ankara, tahkimin Bağdat’ın 5 talebinden birini kabul ettiğini, diğer başlıklarda ise Türkiye’yi haklı bulduğunu ve dolayısıyla Bağdat’ın tazminata mahkum edildiğini duyurmuştu.
Tahkim, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin talebi üzerine petrolü nakletme ve depolama konusunda hata yapmadığını, dolayısıyla Kürdistan Bölgesi’nin Irak’ın meşru bir birimi olduğuna hükmetmişti. /Rudaw