Suriye dramının gölgede kalan asıl mağdurları: AKIL HASTALARI
Ahmed Faik - KRD NEWS / 2011 yılından bu yana İç Savaşın vahşetinin pençeleri altında inleyen Suriye’de, her gün yeni bir dramın dünya kamuoyuna yansıması günlük yaşamın bir rutini haline geldi. Suriye rutinlerinden biri de Suriye’deki akıl hastaları…
Asssociated Press’in dikkat çektiği akıl hastalarının durumu, Suriye’de 6 yıldır devam eden vahşetin yarattığı karanlığın gölgesinde kalan konulardan… Her köşesinde yaşanan trajik hikayeleri ile bir açık hava drama sahnesine dönüşen Suriye’den akıl hastalarının hikayesi Associated Press tarafından gündeme getirildi.
İşte Suriye’de dramın ortasında yaşamını devam ettiren akıl hastalarının Associated Press’in haberi:
Kuzey Suriye'de bulunan bir zihinsel sağlık kliniğinde kimisi üniformalarla kimisi de sadece pantolonla dolaşan; kafası kazınmış, çıplak ayaklı hastalar…
Bir adam çevrede çığlık atarken, bir başkası da kendine gülüyor. Üçüncüsü, eksik dişlerinin çıplaklaştırdığı ağzındaki sakızı ile coşkuyla şarkı söylüyor.
İkinci katta desenli elbiseler ve çiçekli baş örtüleri bulunan kadın hastalar kalıyor.
Bazıları ziyaretçilere gülümserken, diğerleri yataklarında hareketsiz duruyorlar.
Suriye'nin altı yıllık savaşının dehşeti, ülke nüfusunu yıkıcı psikolojik izler bırakmış ancak Kuzey Suriye’de tek zihinsel sağlık kuruluşundaki personel, savaştan etkilenen kişileri tedavi etmek için ellerinden geleni yapıyor.
Suriye’nin kuzeyindeki Azez kentindeki klinikteki hastalar arasında, yaşanan savaşta şahit olduğu bir sahne yüzünden derinden yaralanan 17 yaşındaki bir kız var.
Tesisteki iki doktortan biri olan Dorar el-Sobh, 17 yaşındaki kızın hikayesini "Öldürülen ve hayvanlar tarafından yenen küçük bir çocuğu gördü." şeklinde anlatıyor. Konuşma yeteneğini kaybettiğinden çok şaşırmıştı, şimdi uyuyamıyor ya da yemek yiyemiyor. Herkesi red ediyor".
Bir başka hasta da Rakka’dan… Karısının ve altı çocuğunun cansız cesetlerini bulmak için bombalanmış evine geri dönmüş. Uyumada güçlük çekiyor ve kabuslar görüyor.
Bazı vakalar Suriye'nin ihtilafından önce ortaya çıktı, ancak başkaları - özellikle post travmatik stres bozukluğu - doğrudan savaştan kaynaklandı.
Tesisteki iki doktordan biri olan Dorar El-Sobh, "Tabii ki, özellikle depresyon ve başa çıkma bozuklukları gibi durumlarda artış gördük" dedi.
'İşkence Görmüş ve Dövülmüş'
Hemşire Muhammed Munzer, Suriye'nin ayaklanmasını başlatan 2011'deki barışçıl protesto gösterilerinde tutuklanan hastaları kabul edenlerden. 35 yaşındaki hemşire Munzer, " İşkence gördüler, dövüldüler, zihinsel sorunlar çıkmaya başladılar."
Başlangıçta Halep'in kuzeydoğu eteklerinde Masaken Hanano bölgesinde kurulmuş olan tesis isyancıların 2012'de şehre girmelerinden sonra yaşanan çatışmalar nedeniyle yerini değiştirmek zorunda kalmış.
Tesis yöneticisi Mohyiddin Othman "Hastane, Masaken Hanano'da olduğu dönemde vuruldu. Elimdeki hemşireler yaralandı. Hastanenin sağlık personelinin birçoğu kaçtı ve akıl hastalarının çoğu sokakları dolaşırken hastalarını geride bıraktılar.”diyerek durumu özetledi.
Durumdan rahatsız olan yerel sakinler, hastaları nakletmek için Suriyeli doktorlarla birlikte çalışan bir Türk tıbbı STK ile iletişime geçti. Bunun sonucunda 2013 yılında önce Halep’in batısına taşınan tesis, daha sonra Yardım Grupları eliyle Azez'e taşınmış.
Azez, özellikle de hastaların bölgeye taşınmasından sonraki ilk yıllarda, Azez’in rejim askerleri tarafından bir hedef olarak belirlenmesine karşın, yeni hastaneye vurulmamıştır.
Bu, tıbbi personele işlerine odaklanarak sakinleri ve poliklinik ilaçları, değerlendirmeleri ve bire bir tedaviyi sunma olanağı sağladı.
Bazen depresyon tedavisi için Sobh'u düzenli olarak ziyaret eden bir adam gibi ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmek için mücadele veriyorlar.
"Ona bir zamanlar intiharı sordum, bana düşünmediğini söyledi ama On beş gün sonra kendini vurdu" dedi Sobh.
- Çalışanlar 'psikolojik olarak bitkin' -
Hastane tıbbi ekipman eksikliği ile karşı karşıya. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ara sıra bağışlar alsa da, gereksinimler ancak çoğu zaman yerel piyasadan veya komşu Türkiye'den satın alımlarla elde ediliyor.
"Psikolojik olarak bitkin durumdayız," diyor Sobh ve ekliyor; "Bazen hastalarımız bize çatıyor ya da bize küfrediyor ... Bazen birkaç gün boyunca hastanenin atmosferinden uzaklaşmak için tatiller düzenliyoruz."
Tesisin bodrum katında, sakinlerin yiyecek beklediği bir mutfak ve bir kafeterya bulunuyor.
Hastalar, masaların üzerinde ya da yerde oturarak, metal kâselerden güveç ve ekmek yemekleri yiyorlar.
Tesis’te yatak sayısı yeterli değil. Hastalar için uzun uzun yatak sıraları ve battaniyeler bulunmakta.
Bir odada duvara monte edilen televizyonu tüm hastalar takip ediyor.