Türkiye’nin sınır dışı ettiği İranlı 2 mültecinin idam cezası onandı

Iran Hükümeti’nin geçtiğimiz yıl benzine yaptığı zam ülke genelinde protestolara sebep olmuş sokağa çıkan yüz binlerce İranlı kararın geri çekilmesini istemişti. Özellikle sokağa inen gençler, sadece benzin fiyatlarını değil, yolsuzluktan, kötü ekonomik gidişata kadar birçok konuyu eleştirmişti. Hükümet protestoları bastırmak için güç kullandı ve protestoların bastırılması sırasında yüzlerce kişi öldürüldü ve binlerce insan da tutuklandı.

Tutuklananlar arasında bulunan 25 yaşındaki Saeed Tamjidi ve 27 yaşındali Mohammad Rajabi aldıkları kısa süreli çıkma izninde İran’dan kaçmak zorunda kaldı. Kasım ayında Van üzerinden düzensiz yollarla Türkiye’ye giriş yaptılar.

Mülteci Medyası’na açıklamada bulunan İranlı mülteci hakları savunucuları her ikisinin de Türkiye’de mültecilik yaptığı başvuruların Göç İdaresi tarafından dikkate alınmadığını iddia etti. Tamjidi ve Rajabi ilk olarak Ankara’da İl Göç İdaresi’ne başvuruda bulundu ama Ankara’nın kayıtlara kapalı olduğunu belirtilerek Antalya’ya gönderildiler. Antalya’ya girişleri sırasında polis tarafından gözaltına alınan İranlı mülteciler Tamjidi ve Rajabi, İl Göç İdaresi Müdürlüğünde, İran’da hayatlarının tehlikede olduğunu ve iltica başvurusunda bulunmak istediklerini dile getirdiler.

Antalya’daki geri gönderme merkezinde yaklaşık iki hafta tutulan Tamjidi ve Rajabi’nin başvuruları kabul edilmedi. Antalya’dan Ağrı’ya gönderilen İranlı mülteciler oradaki geri gönderme merkezinde bir süre tutularak 28 Aralık’ta İranlı diğer mültecilerle birlikte sınır dışı edildi. Antalya’da Tamjidi ve Rajabi’nin uluslararası koruma başvurularına dair nasıl bir sürecin işletildiği bilinmiyor ama Tamjidi ve Rajabi’nin avukatı ve İranlı mülteci hakları savunucuları tüm belgelerin Antalya İl Göç İdaresi’nde olduğunu dile getiriyor.

Mülteci Medyası’na açıklamada bulunan İranlı mülteci hakları savunucuları her ikisinin de Türkiye’de mültecilik yaptığı başvuruların Göç İdaresi tarafından dikkate alınmadığını iddia etti. Tamjidi ve Rajabi ilk olarak Ankara’da İl Göç İdaresi’ne başvuruda bulundu ama Ankara’nın kayıtlara kapalı olduğunu belirtilerek Antalya’ya gönderildiler. Antalya’ya girişleri sırasında polis tarafından gözaltına alınan İranlı mülteciler Tamjidi ve Rajabi, İl Göç İdaresi Müdürlüğünde, İran’da hayatlarının tehlikede olduğunu ve iltica başvurusunda bulunmak istediklerini dile getirdiler.

Antalya’daki geri gönderme merkezinde yaklaşık iki hafta tutulan Tamjidi ve Rajabi’nin başvuruları kabul edilmedi. Antalya’dan Ağrı’ya gönderilen İranlı mülteciler oradaki geri gönderme merkezinde bir süre tutularak 28 Aralık’ta İranlı diğer mültecilerle birlikte sınır dışı edildi. Antalya’da Tamjidi ve Rajabi’nin uluslararası koruma başvurularına dair nasıl bir sürecin işletildiği bilinmiyor ama Tamjidi ve Rajabi’nin avukatı ve İranlı mülteci hakları savunucuları tüm belgelerin Antalya İl Göç İdaresi’nde olduğunu dile getiriyor.

Mohammad Rajabi ve Saeed Tamjidi ile birlikte Amirhossein Moradi cezaevinde gördükleri işkencelerden dolayı yalan ifadeye vermeye zorlandılar ve adil olmayan bir yargılama süreci sonunda mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırıldılar. Geçtiğimiz basına yansıyan haberlere göre üç İranlı genç hakkında verilen ölüm cezası bir üst mahkeme tarafından onandı. Ölüm cezalarının geri çekilmesi için sosyal medyada kampanya başlatıldı.

Uluslararası Af Örgütü de Saeed Tamjidi, Amir Hossein Moradi ve Mohammad Rajabi’nin ölüm cezalarını bozulması ve sanıkların avukatlarının huzurunda adil yargılanmak üzere derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuştu.

İranlı mülteci hakları savunucuları, iltica başvurusunu takip etmeden mültecileri İran’a teslik etmesinden dolayı Türkiye’nin Mültecilerin Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’ne uymadığını dile getiriyor. Mülteciler, Türkiye’nin İran hükümeti ile olan ilişkileri nedeniyle Türkiye’yi kendileri için güvenli bir sığınak olmadığını ve bir an önce güvenli başka bir ülkeye gönderilmeyi talep ediyor.

Birleşmişler Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Ekim 2018’de yaptığı açıklama ile sığınmacıların kayıt altına alınması ve mülteci statüsünün belirlenmesi iş ve işlemlerini yapma görevini, tümüyle Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne devrettiğini duyurmuştu. Mülteciler yetki devrinden sonra yaşadıkları hak ihlallerinin arttığını dile getiriyorlar