Erdoğan neyin sonunu hazırlıyor?

23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul seçimini CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'nun yüzde 10 farkla kazanmasının yankıları sürüyor. Seçim sonucu AKP'de de ciddi bir tartışmaya neden olurken, Alibabacan-Gül kanadı ile Davutoğlu'nun yeni parti çalışmaları da hızlandı. 

Erdoğan neyin sonunu hazırlıyor?

23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul seçimini CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'nun yüzde 10 farkla kazanmasının yankıları sürüyor. Seçim sonucu AKP'de de ciddi bir tartışmaya neden olurken, Alibabacan-Gül kanadı ile Davutoğlu'nun yeni parti çalışmaları da hızlandı. 

Ankara'da siyasi kulisler hareketli. 

Yeniçağ yazarı Ahmet Takan bugünkü yazısına "Bugün "hayal mi yoksa gerçek mi" dedirtecek bomba bir haber vereceğim" diye başlıyor.

Takan, bunun ne kabine  ne de AKP vitrini değişikliği ile alakalı olduğunu yazdı.

Ahmet Takan, önceki günkü AKP'nin grup toplantısında, gözler Binali Yıldırım, Berat Albayrak ve Süleyman Soylu'ya çevriliyken, Erdoğan'ın konuşmasında çok kritik bir değerlendirme yaptığını aktarıyor:

"Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yeni yönetim sisteminin bir yıllık uygulama sonuçları, eksikleri, aksaklıkları ve geliştirilmesi gereken yönleriyle ilgili kapsamlı çalışma başlattık. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın başkanlığında bakanlıklarımızın, kurumlarımızın, akademisyenlerimizin, medya mensuplarının ve ilgili tüm kesimlerin katılımıyla bu değerlendirme çalışmasını gerçekleştireceğiz. Sonuçları da milletimizle paylaşacağız."

"Tabii ki gözler ve kulaklar magazin haberlerde olduğu için Erdoğan'ın bu sözleri üzerinde kimse durmadı" diyen Takan, şöyle devam ediyor: 

"Saray'daki kaynaklarıma "Ne oluyor?" diye sorduğumda beni hayrete düşüren cevaplar aldım. Kısmi ambargolu anlatılanlardan özet:

İki çalışma yapılıyor saray bünyesinde, İlki, "rasyonel parlamenter sistem" diye adlandırılıyor.  Bu çalışmanın tam ortasında TBMM'yi güçlendirmek bulunuyor. Cumhurbaşkanının yetkilerinin de "biraz kısıtlanması" öngörülüyor. Ancak, üniversitelere atamalar, diğer kritik bürokrasiye atama yapmak Cumhurbaşkanına bağlı olacak. Resmiyette partisiyle olan bağı da kesilecek. Böylelikle Cumhurbaşkanı yine güçlü olacak ama yetkilerinin bir kısmını TBMM'ye verecek, milletvekillerinin istifa etmeden Bakanlar Kurulu'na girebilmesi de düşünceler arasında. İkincisi, yarı başkanlık sistemi. Bu sistemde yine Cumhurbaşkanını halk seçecek ama TBMM ve hükümet güçlü olacak."

Takan'a göre bu iki çalışma tekrarlanan İstanbul seçimin ardından hızlandırıldı.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz