Kılıçdaroğlu saldırısında ucuz atlatılan gerçek tehlike

Hürriyet yazarı Selvi köşesinde kaleme aldığı bir yazıda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Ankara'nın Akkuzulu köyünde uğradığı saldırı ile ilgili bir bilgiyi paylaştı ve saldırının yayılmasının ardından bazı bölgelerden saldırganlara destek vermek için kalabalık grupların harekete geçtiğini aktardı.

Kılıçdaroğlu saldırısında ucuz atlatılan gerçek tehlike

Hürriyet yazarı Selvi köşesinde kaleme aldığı bir yazıda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Ankara'nın Akkuzulu köyünde uğradığı saldırı ile ilgili bir bilgiyi paylaştı ve saldırının yayılmasının ardından bazı bölgelerden saldırganlara destek vermek için kalabalık grupların harekete geçtiğini aktardı.

Selvi'nin bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle

Kılıçdaroğlu daha büyük bir tehlike atlatmış dememin bir nedeni var.

Kılıçdaroğlu evde tutulurken, Akkuzulu Köyü Muhtarı Halil Kökmen, ’Kemal Bey’i köyden çıkarmamız lazım. Kalabalıklar geliyor, Pursaklar’dan gelenler varmış’ diyor. Tehlikenin büyüdüğü uyarısında bulunuyor. Kılıçdaroğlu’nun saldırıya uğradığı haberi birilerine ulaştırılmış olmalı ki saldırganlara destek vermek için birileri organize olup harekete geçmiş. 

Kimi zaman saldırı organize olur, kimi zaman saldırıdan sonra organize olunur.

Bunun üzerine muhtar, eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Ankara Emniyet Müdürü Servet Avcı ve Özel Harekât Şube Müdürü Eraslan Er, Kapaklı köyü istikametinden bir çıkış planı yapıp Kılıçdaroğlu’nu tahliye ediyorlar. Tahliye sürecini yöneten isimlerden birisi de Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya...

Bu tür süreçler kırılma anıdır. Biz karanlık dönemlerin içine bir günde itilmedik. O nedenle bu sürecin yönetimi çok önemli. Eğer bir kırılma olursa, derin güçler harekete geçer, uyuyan hücreler uyanır, bir de bakmışız ki ülke bir kaosun içine itilmiş.

Dün bu olayların yaşandığı köyün muhtarı Halil Kökmen’le konuştum. ’Dünden beri tehdit telefonları alıyorum’ dedi. İrkildim. ’Kılıçdaroğlu’na bunu nasıl yaparsınız. Bunun hesabını soracağız’diye tehdit ediliyormuş. Emniyet birimlerine iletmiş. Ancak bu ülke Madımak’tan 3 gün sonra Başbağlar katliamını yaşadı. Birileri, Başbağlar için ’Madımak’ın rövanşı’ demişti.

Oysa her iki katliamı planlayan el, aynı eldi."