Can Ataklı: Yıldırım-İmamoğlu ortak yayınında 'çok ciddi bir tuzak' var

Mazbatası elinden alınan CHP adayı Ekrem İmamoğlu ile AKP adayı Binali Yıldırım, Türkiye siyasetinde AKP iktidarı ile yok olan canlı yayında tartışma geleneğini bir kez daha gerçekleştirecek.

Can Ataklı: Yıldırım-İmamoğlu ortak yayınında 'çok ciddi bir tuzak' var

Mazbatası elinden alınan CHP adayı Ekrem İmamoğlu ile AKP adayı Binali Yıldırım, Türkiye siyasetinde AKP iktidarı ile yok olan canlı yayında tartışma geleneğini bir kez daha gerçekleştirecek.

16 Haziran’da tüm kanalların ortak yayını ile ekranlara gelecek olan düelloya ilişkin farklı yorumlar yapılıyor.

Sözcü yazarı Can Ataklı, ortak canlı yayın işinde “çok ciddi bir tuzak” olduğunu savunuyor.

Muhalefetin, özellikle Ekrem İmamoğlu'nun çok dikkatli olması gerektiğini söyleyen Ataklı, canlı yayının logosuz biçimde isteyen bütün kanallara açık olacağını hatırlatarak, “İlk anda ‘müthiş’ gibi geliyor insana. Oysa şunu asla unutmamak gerekiyor ki, eğer bu iktidar partisi bir konuda son derece munis davranıyorsa altında mutlaka kimsenin aklına gelmeyen bir oyun vardır” görüşünü dile getiriyor.

“Ortaya yayın yapılmamalı, yayın gününden önce bir protokol imzalanmalı, önerisini sunmak istiyorum” diyen yazar, “Keyfekeder yayın olmaz. Eğer ikili tartışmaya çok önem veriliyorsa, televizyon kanalları bunu belli kurallar içinde yayınlayacaklarına söz vermelidirler. Aksi takdirde neredeyse yüzde 95'i yandaş olan medya bir anda yayından çıkabilir” ifadesini kullanıyor.

Ataklı, tezini şu görüşlerle besliyor:

“Örneğin Binali Yıldırım konuşurken yayında olan TV'ler sıra İmamoğlu'na geldiğinde ‘reklam bahanesi’ ile yayından uzaklaşabilir. Bunun çözümü imzalanacak protokoldedir. CHP bana göre, ‘Bunu bütün televizyonlar yayınlar’ düşüncesi ile belki detayları düşünmedi bile. Örneğin, yayına katılacak bütün kanalların imzalayacakları protokol, reklam vereni de rahatlatacaktır. Yayının başlangıcı, süresi, reklam araları önceden belirlenir ve bütün kanallar da buna uyacaklarını belirtirlerse, reklam verenler de buna göre hareket edecektir. Elbette bu önerilerime ‘Kimse yayından çıkmaz. Çıkan olursa oradaki seyirce yayına devam eden televizyonlara yönelir, ayrıca yayını kesmek aleyhte bir durum yaratır’ eleştirileri gelebilir. Bu eleştiri haklı gibi görünse de yandaş tetikçi kanalları izlemeye çok alışmış olanlar için pek fark etmez. Muhalif olanlar zaten nerede olsa izleyeceklerdir. Benim protokol imzalamasını önermemin asıl nedeni, başta TRT olmak üzere yandaş kanalları önceden bağlamaktır. Herkesin bu konuda ciddi olmasını sağlamaktır. Şu anda herkes TRT'nin de, aHaber'in de, CNN, NTV, Habertürk gibi kanalların da bu tartışmayı yayınlayacağını varsayıyor. Ancak bu kanallar saraydan gelecek bir emirle yayına hiç bağlanmayabilir. Sürekli dizileri, yarışmaları veya yandaş tetikçi haber kanallarını izleyenlerin haberi bile olmaz büyük tartışmadan. Muhalefet bu öneriyi bir düşünsün isterim.”