Kılıçdaroğlu 'istifa' sorusunu yanıtladı: 10 cephede yara alsam da devam

CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisine yapılan istifa çağrıları ile ilgili olarak "10 cephede yara almış bir komutan savaşa devam eder mi? Evet eder" açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu 'istifa' sorusunu yanıtladı: 10 cephede yara alsam da devam

14 Mayıs seçimleri sonrası CHP’de “değişim” tartışması başlamış, Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevi bırakması yönünde çağrılar yapılmıştı.

Hürriyet yazarlarının sorularını yanıtladı Kılıçdaroğlu, istifa edip etmemesine ilişkin “Dünyanın hiçbir yerinde 10 kez üst üste yenilgi almış teknik direktör 11’inci maça çıkmaz. İstifa çağrılarına ne diyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Ben Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor teknik direktörü olarak birinin diğerini yenmesini sağlamaya çalışmıyorum; tam tersine taraftarları birleştirmeye çalışıyorum.

Rakip taraftarların el ele tutuşmasını, helalleşmesini, derbileri el ele izlemesini sağlamaya çalışıyorum. Ve bunları yaparken karşımda sermaye, medya gücü, profesyonel sosyal medya ajanları, sahte montaj ekipleri vs. olan bir yapıyla savaşıyorum.

10 cephede yara almış bir komutan savaşa devam eder mi? Evet, eder/etmelidir. CHP Genel Başkanı olmasam da mücadeleyi asla bırakmam.”

Öte yandan kendisine istifa çağrısında bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na kızgın olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kendisine güvenip oy veren İstanbulluları fazlasıyla memnun etti. Haliyle CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda bir aday arayışı yoktur; adayımız Sayın İmamoğlu'dur" dedi.

“Bir hatamız olduğunu düşünmüyorum”

“Şimdi geride bıraktığımız milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarına baktığınızda, seçim sürecinde izlediğiniz stratejide, taktiklerde hangi hataları yaptığınızı değerlendiriyorsunuz? Bu sonuçlardan yola çıkarak neyi farklı yapardınız?” sorusuna ise Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şöyle oldu:

“Kampanyanın diline, üslubuna, ahlaklı ve namuslu iletişime ilişkin bir hatamız olduğunu düşünmüyorum. Ancak şunu samimiyetle söyleyebilirim ki yıllar öncesinden başlattığımız ve bize oldukça değerli, önemli kazanımlar sağlayan kanaat önderleri toplantılarını sayıca daha fazla yapmalıydık.

Özellikle de siyasi iktidarın kendisi aleyhine ortaya çıkabilecek bir seçim sonucunu, Darbe girişimi olarak nitelendirmesiyle birlikte benim Kentli modern muhafazakârlar olanak nitelendirdiğim toplumsal kesimde bir korku yaşandı. Biz, onların yaşadığı bu korkuyu, onlarla daha sıkı bir ilişki kurarak giderebilirdik. Ancak bu seçim kampanyasının seyri içinde yeteri düzeyde mümkün olmadı.”