Macar Bakan: Kürdistan’da kalmaya devam

IŞİD’le savaşta koalisyon güçleri içinde yer alan Macaristan, Kürdistan Bölgesi’ne 150 asker göndermişti.
 
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, bölgedeki asker sayısını 200’e çıkartacaklarını söyledi.
 
Peter Szijjarto, “Ülkemiz peşmergeye silah ve patlayıcı gönderip, yaralı peşmergelerin de tedavisini üstlendi. Hiç şüphe yok ki yardımlarımız devam edecektir” dedi.
 
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, gündeme ilişkin Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
 
IŞİD’le savaşta iki yıldan fazladır Kürdistan Bölgesi’ne ve Irak’a yardım ediyorsunuz. Musul alındıktan sonra yardımlarınız devam edecek mi?
 
IŞİD’le mücadelede koalisyon güçleri içinde yer alıyoruz. Savunma birliği çerçevesinde şimdiye kadar Erbil’de 150 askerimiz yerleşti. Güçlerimiz askeri eğitim uzmanı olarak da görev yaptı. Bölgedeki asker sayısını 200’e çıkartılmasını istiyoruz. 
 
Bununla birlikte askeri danışmanlığı da genişletmeyi hedefliyoruz. Diğer anlamda daha fazla katılım sağlamak istiyoruz. Bilindiği gibi ülkemiz peşmergeye silah ve patlayıcı gönderip, yaralı peşmergelerin de tedavisini üstlendi. Hiç şüphe yok ki yardımlarımız devam edecektir.
 
Peşmerge Güçleri’ne gönderdiğiniz askeri mühimmatları doğrudan mı yoksa Bağdat yoluyla mı gönderdiniz?
 
Biz Irak Hükümeti ile anlaşma yapıyoruz. Çünkü sorun çıkartmak istemiyoruz. Hassas bir durum olduğunu biliyoruz. Umarız Bağdat ile Erbil arasında barışçıl ve iki taraflı anlaşma olur.
 
Macaristan Başbakanı 2 yıl önce Kürdistan’ın bağımsızlığına destek vereceğini söylemişti. Ülkeniz hala aynı görüşte mi?
 
Mümkün olduğu kadar ülkelerin içişlerine müdahaleden uzak kalmaya çalışıyoruz. Bölgedeki istikrarın bozulmasını ve sorun yaşanmasını istiyoruz. Umarım bu konuda Kürtler ile Iraklılar kendi aralarında anlaşmaya varır.
 
Kürtler bağımsızlık için referanduma gitme kararı aldı...
 
Spor ve siyasette “eğer” ile başlayan cümleler her zaman anlamsızdır. Bu nedenle de böyle bir durumdan uzak durmaya çalışıyorum. Çünkü sorun hassas. Merkezi hükümet ve Irak Cumhurbaşkanı ile ilişkilerimiz iyi. Gördüğüm kardarıyla Erbil ve Bağdat’ta barışçıl çözümden yana. Bu önemli bir tavırdır. Diyaloğun temelini oluşturarak fayda sağlanabilir.
 
 
ABD bölgeden çekildiği için IŞİD’in ortaya çıktığını savunanlar var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
 
Uluslararası toplumda, son birkaç yıldır Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşananlara yönelik istenmeyen kararlar alındı. Farklı kültür, farklı miras, farklı din ve geleneklerin olduğunu anlamamız gerekiyor. Bir kıyasın hepsini kapsamadığının farkında olunması gerekiyor.
 
Uluslararası kararlarda neticelerin dikkate alınması lazım. Bir yere güç göndermek bir aşamaya kadar kolay. Fakat barışın ve istikrarın kalıcı olması ayrı bir sorun. Obama yönetimi, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da büyük politik hatalar yaptı. 
 
Ne gibi hatalar?
 
ABD Başkanı ve Rusya arasında pratikte başarılı ya da dostane bir ilişki olması lazım. Böyle konuştuğumuzda uluslararası medya kurumları bizi Putin’nin ajanı olmakla suçluyor. Biz taraf tutmuyoruz. Kendi ülkemizin çıkarlarını düşünüyoruz.
 
Macaristan’ın çıkarları Avrupa’nın da çıkarıdır. Bu nedenle de Rusya ve ABD arasında düşmanlığın olmasını istemiyoruz. Tarihte Batı ve Doğu arasında yaşanan uyuşmazlıklarda Orta Avrupa’nın kırılan taraf olduğunu gösteriyor. Biz kırılan taraf olmak istemiyoruz.
 
Donald Trump’ın siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Savunduğu yönteme katılıyoruz. Tek bir kıyasın yapılmasına karşı. Asayiş ve huzura yönelik duruşunu kalpten savunuyoruz. Özellikle “Amerika her şeyden öncedir” deyişi.ABD Başkanı’nın bunu söylemesi gerekiyor. Bizim için de “Macaristan her şeyden öncedir.” ABD ile bu konuda hemfikiriz.
 
Avrupa Parlamentosu, Macaristan’a göçmen yasasını değiştirmeyi önerdi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
 
Bunu açık bir şekilde belirttik. Biz tek bir kişinin yasadışı yollarla ülkemize gelmesine izin vermiyoruz. Duruşumuz AP ile uyuşmuyor çünkü yasalarına aykırı. Biz bunu yöntemi uygulamıyoruz ve ahlaki de bulmuyoruz.
 
Rusya, Türkiye ve İran Suriye’de güvenli bölge konusunda anlaştı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Suriye’de çözüme yönelik tüm kararları olumlu karşılıyoruz. Barışa yakınlaşarak, Suriye halkının huzurlu bir ortamda yaşaması önemli. Güvenli bölgelerin oluşturulması oldukça önemli bir karar.