Neçirvan Barzani’den Türkiye-PKK ve İsrail-Hamas sorularına yanıt

MERI Forumu’nda konuşan Başkan Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölgesi’nin komşularının güvenliğine tehdit oluşturmak için kullanılmaması gerektiğini belirterek, “PKK Kürdistan Bölgesi için büyük bir sorun. Çünkü Kürdistan Bölgesi’nin kurumsal yapısına hiç saygı duymuyor. PKK’nin yaklaşımı böyle olduğu müddetçe kimse Türkiye’nin hiçbir şey yapmayacağı konusunda garanti veremez” dedi.

Neçirvan Barzani’den Türkiye-PKK ve İsrail-Hamas sorularına yanıt

Meselenin silahla çözülemeyeceğini belirten Barzani, halihazırda Türkiye ile PKK arasında silahları susturmak için uygun zemin bulunmadığını söyledi.

Neçirvan Barzani Hamas-İsrail çatışmasına ilişkin ise "savaşın çözüm olmadığını" vurgulayarak, Filistin'in kendi devletine sahip olması gerektiğini dile getirdi.

Rûdaw Medya Grubu’nun sponsorluğunu yaptığı yıllık Ortadoğu Araştırma Enstitüsü (MERI) Forumu başkent Erbil’de düzenleniyor.

Kürdistan Bölgesi ile Irak’tan liderler, politikacılar, akademisyenler, kanaat önderleri, sivil toplum aktivistleri, gazeteciler ve diplomatların buluştuğu MERI Forumu kapsamında bugünkü son oturumun konuğu Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani oldu.

Barzani, gazeteci Hiwa Osman’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde, KDP-KYB ilişkileri, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunlar, İran ile Irak arasındaki güvenlik anlaşması, Peşmerge’nin birleştirilmesi süreci, Türkiye ile PKK arasında Kürdistan Bölgesi topraklarında süren çatışmalar, İsrail-Filistin meselesi ve daha bir çok konuda açıklamalarda bulundu.

KDP ile KYB ilişkileri

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki ilişkilere değinen Barzani, merhum Celal Talabani ve  Başkan Mesud Barzani’nin çabaları ilen geçmişte Kürdistan ve Irak halkı adına bir çok kazanım elde edildiğini anımsattı.

Barzani, "KYB ile KDP arasındaki ilişkiler önemlidir, hepimiz bu ilişkinin sorunsuz olması için çalışmalıyız. KYB ile KDP arasındaki sorunlar  bizim çözemeyeceğimiz kadar kötü değil. KYB, merhum Mam Celal'den sonra bir geçiş dönemi yaşadı. Mam Celal’in vefatı ve ardından içerde yaşanan bazı durumlardan sonra şimdi özellikle bu kongreden sonra kendi içinde daha fazla istikrara ulaştıklarını hissediyoruz" dedi.

Mevcut durumda KDP ve KYB’nin birlikte çalışma konusunda hemfikir olduğunu belirten Barzani, “Şimdi bunun için uygun mekanizma bulmak için çalışmalıyız. Her iki taraf da bu ilişkinin geleceğinin nasıl olması gerektiği konusunda fikir birliğine varmalı. Kürdistan’daki yeni koşullarda KYB ile ülkenin yönetimi konusunda yeni bir anlaşma ve anlayışa ihtiyacımız var” diye ekledi.

Bağdat’la yaşanan sorunlar

Erbil ile Bağdat arasındaki sorunlara ilişkin Neçirvan Barzani, “Bağdat ile Erbil arasında her şeyden önce çözülmesi gereken temel bir sorun var. Irak Anayasasına göre biz federal sisteme sahibiz. Irak federal bir sistemdir ancak özünde çok güçlü bir merkeziyetçilik vardır. Irak’ta federalizm bugüne kadar da yerli yerine oturtulmamış, uygulanmamıştır” şeklide konuştu.

Bunun bir şikayet veya yakınma olmadığının altını çizen Barzani, şöyle devam etti:

“2003’ten bugüne kadar bir geçiş sürecinin içindeyiz. Biz Irak’la bu meseleyi açığa kavuşturmadan, yani ‘federal sistem mi merkezi sistem mi’ sorusunu netleştirmeden diğer sorunlarımızı da çözemeyiz. Sorunun özü buradadır. Mesela Irak’ın siyasi ve ekonomik istikrara kavuşmasını istiyorsak Bağdat’taki kardeşlerimizin bu konuyu çok ciddi bir karar almaları gerekiyor. Buna karşıyım demiyorum ama her iki tarafın da bugüne kadar bir masada oturup çekişme olmadan sorunu çözmeye hazır olmadığını söylüyorum. Kürdistan Bölgesi’nde yaptığımız bazı şeyler federal sisteme uymayabilir ama Bağdat’ın da bazı konularda Kürdistan Bölgesi’ne yaklaşımı federalizmin dışında her şeydir.”

Bu nedenle iki tarafında oturup federal sistemi tartışması gerektiğini vurgulayan Barzani, bunun tüm Irak’ın çıkarına olacağını vurguladı.

“Kim güçlü, kim değil” mantığının Irak’a zarar vereceğinin altını çizen Neçirvan Barzani, mevcut hükümetle bir yol haritası çizildiğini söyledi.

Başkan Neçirvan Barzani, “2003’ten sonra Iraklı kardeşlerimizle birlikte yeni Irak devletinin temellerini attık. Biz bu devletin bir parçasıyız ve öyle de kalacağız. Çoğu zaman tekrar ediyorum. Kürdistan Bölgesinin ilişkilerinin stratejik derinliği Bağdat’tadır. Başka yer değildir. Dolayısıyla sorunlar Bağdat ile çözülmeli. Biz IŞİD’i birlikte yendik. Şehit verdik, kanlarımız bu ülkenin savunması ve ortak hedef için döküldü. Dolayısıyla aramızdaki sorunlar çok rahat çözülmeli. Bugüne kadar da Kürdistan Bölgesi’ne maaş maaş verilmeli mi verilmemeli mi diye tartışılması makul mudur? Kürdistan Bölgesi’ndeki çalışanları Irak vatandaşları değil mi?” ifadelerini kullandı.

Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin bugüne kadar şeffaf yaklaştığını vurgulayan Barzani, “Oysa Bağdat’ıun Kürdistan Bölgesi halkının mali haklarını savunması gerekiyor. Maaş meselesi bu halkın en meşru ve en temel hakkıdır. Bu iltizam uygulanmalıdır. Bu mesele bu şekilde devam edemez” dedi.

Kürdistan Bölgesi için sorunların çözüm adresinin Tahran değil Bağdat olduğunu anlatan Neçirvan Barzani, “Biz ev sahibiyiz yabancı değil. Biz kendimizi ev sahibi gördüğümüz için Bağdat’taki kardeşlerimiz ile oturup sorunlarımızı birlikte çözmeliyiz.

İran ile güvenlik anlaşması ve Rojhılatlı Kürt partiler

İran ile Irak arasındaki güvenlik anlaşması ve Rojhılatlı Kürt partilerin sınırdan uzak bölgelere çekilmesi konusunda gelen soruyu yanıtlayan Barzani, “İlke olarak uluslararası hukuka göre Irak hiç bir komşularına tehdit unsuru olmamalı. Uluslararası kanunlar da hiç bir ülkeye kendi topraklarını komşularına muhalif olan taraflara güvenli bir bölge haline getirmesine, gidip o ülkelerde askeri eylemler düzenleyerek geri dönmelerine müsaade etmez” dedi.

“Bağdat ile Tahran bir güvenlik anlaşması imzaladı. Biz Irak’ın bir parçası olarak bu anlaşmayı bağlı kalmakla yükümlüyüz” diyen Başkan Neçirvan Barzani, “Bugüne kadar da yaptığımız bu anlaşmaya uymak oldu. Kürdistan Bölgesi İran İslam Cumhuriyeti için tehdit kaynağı değildir. İran bizim için önemli bir komşudur. İran’la uzun sınırlara sahibiz ve bu sorunların diyalog yolu ile çözülmesini istiyoruz. Bildiğim kadarıyla İran da atılan adımlardan memnun kaldı” şeklinde değerlendirdi.

Barzani, Kürt partilerin tutumuna ilişkin ise “Onlar bu konuda özellikle Kürdistan Bölgesi’nin hassasiyetlerini gözetme konusunda çok ama çok iyi bir anlayış sergiledi. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Kendileri ile defalarca görüştüm, hepsi de Kürdistan Bölgesi’nin hiç bir sorun yaşanmaması konusunda oldukça duyarlı davrandılar” diye konuştu.

Türkiye ve Irak ve Kürdistan petrolü

Neçirvan Barzani, Kürdistan’dan Ceyhan’a petrol akışının yeniden başlaması konusunda Türkiye’nin “biz hazırız” dediğini hatırlattı.

Mevcut durumda iki petrol ihracatının başlamamasının iki nedeni olduğunu anlatan Barzani, bunlardan birinin petrol satışından elde edilen petrolün Bağdat ile petrol üreten şirketler arasında yaşanan mali haklar olduğunu söyledi.

Kürdistan Bölgesi’nin geçmişte petrol şirketleri ile üretim ve ihracat için ortaklık hususuna göre anlaştığını dile getiren Barzani, bunun Irak’ın diğer şirketlerle yaptığı anlaşmalara uymadığını belirtti.

Barzani, diğer meselenin ise Irak Devlet Pazarla Şirketi’nin (SOMO) bu şirketlerle yapacağı anlaşma olduğunu, sorunlar çözüldüğünde petrol ihracatının başlayacağını vurgulayarak, “Sorun Türkiye tarafında değil, Bağdat’ta” dedi.

Türkiye ve PKK meselesi

Başkan Neçirvan Barzani, Türkiye ile PKK arasındaki meselenin silahla değil, siyasetle çözülecek bir mesele olduğunu söyledi.

İran için dile getirdiği ilkenin Türkiye için de geçerli olduğuna işaret eden Barzani, şöyle devam etti:

“Kürdistan Bölgesi komşularının güvenliğine tehdit kaynağı olamaz. Bu ilke önemli bir komşumuz olan Türkiye için de geçerlidir. PKK Kürdistan Bölgesi için de büyük bir sorundur. PKK Kürdistan Bölgesi’nin statüsüne ve kurumsal yapısına hiç saygı duymuyor. PKK’nin yaklaşımı bu olduğu müddetçe biz Türkiye’nin hiç bir şey yapmamasının garantisini veremeyiz.

Surunun çözümü için geçmişte merhum Celal Talabani ve Başkan Barzani rol üstlendi. Bu konuda belli bir mesafe de kaydedildi. Ama şu an için böyle bir imkan bulunabilir mi diye sorarsanız; her şekilde çözüm için bir fırsat olsun ve rol alalım istiyoruz ama mevcut koşullarda belirsizdir.”

İran ile yapılan güvenlik anlaşmasının bir benzerinin Türkiye ile de yapılıp yapılamayacağı şeklindeki soruyu yanıtlayan Başkan Neçirvan Barzani, “İkisi bir birinden farklı. Farkı şurada, İran muhalefeti PKK’den daha fazla Kürdistan Bölgesi’ne saygı duyuyor. Kürdistan için sorun oluşturmamak için çok duyarlı yaklaşıyorlar. Ama PKK’nin tutumu böyle değil, tersine Irak ve Kürdistan Bölgesi için de büyük bir baş ağrısı oluşturuyorlar” yorumunu yaptı.

Neçirvan Barzani, Türkiye’den Süleymaniye’ye uçak seferlerinin yeniden başlaması konusunda görüşmeler yaptıklarını ancak Ankara’nın bazı kaygılarının giderilmesi gerektiğini söyledi.

ABD’nin desteği

Tarihsel olarak ABD’nin Kürdistan Bölgesi ile müttefik olduğunu Washington yönetiminin “uçuşa yasak bölge” oluşturma konusunda önemli bir rol üstlendiğini belirten Barzani, “O dönemde Kürdistan Bölgesi'ni destekleyen ABD, İngiltere, Fransa ve diğer müttefiklerdi. ABD ve Avrupa'daki diğer müttefikler, IŞİD'e karşı mücadelede Kürdistan Bölgesi'ne ve Irak'a yardım etmeseydi ne olacağı belli olmayacaktı. Şu anda Kürdistan Bölgesi Irak'ın bir parçası ve ABD stratejik anlaşması var” dedi.

Barzani, ABD'nin şu ana kadar da Erbil ile Bağdat arasında yaşanan sorunların çözümü konusunda teşvik edici olduğunu söyledi.

Neçirvan Barzani, “ABD'nin Peşmerge güçlerinin birleştirilmesi konusunda KYB ve KDP'ye eleştirileri yerindedir. Onlar Peşmerge'nin birleştirilmesi sürecinin daha iyi ve hızlı ilerlemesini istiyor. Ama bu hiç adım atılmadığı manasına gelmiyor" diye konuştu.

Peşmerge Bakanlığı bünyesindeki reformların bir süreç olduğunu vurgulayan Barzani, önemli adımlar atıldığını ancak henüz “müttefiklerin istediği aşamaya gelmediğini” söyledi.

İsrail-Hamas çatışması

Ardından konukların sorularını yanıtlayan Barzani, Hamas’ın İsrail’e saldırısı ile yaşanan savaş ve Kürdistan Bölgesi’ne etkileri hakkındaki soruyu da yanıtladı.

Barzani, “Biz Kürdistan ve Irak halkı olarak savaşın ve yıkımın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. İlke olarak her zaman şunu vurguluyoruz. Bu tür sorunlar savaşla değil, barışla çözülür, diyalogla çözülür. Filistin halkının kendi devletine sahip olma hakkı vardır. Filistinlilerin kendi devletlerine sahip olarak bölgede barış içinde yaşamaya hakkı vardır” dedi.

Bugün Gazze’de yaşanan ablukanın herkesi çok üzdüğünü vurgulayan Barzani, “40 kilometre uzunluğunda, 10 kilometre genişliğinde bir bölgede 2 milyon 300 bin kişi yaşıyor. Bu abluka büyük bir insani felakete yol açar. Umarım bu savaş en kısa zamanda biter. Ne Irak ne de başka bir ülkenin yakasına yapışır” ifadelerini kullandı.

Başka bir soru üzerine Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin kararlarından rahatsız olduklarını vurgulayan Barzani, bu konuda da çözümü Bağdat ile diyalogda bulduklarını söyledi.

Neçirvan Barzani, Halepçe’nin vilayet statüsüne kavuşturulması konusunda Irak Parlamentosu’nda devam eden sürecin takipçileri olmaya devam edeceklerini belirtti. /Rudaw