HDP'den 'cezaevi intiharları' açıklaması

HDP, DBP, HDK ve DTK temsilcileri hapishanelerde yaşamlarına son verme eylemlerine atfen “Gelin zulme karşı yaşamı savunarak mücadele edelim” derken, kamuoyuna da tecride karşı daha güçlü ses çıkarma çağrısında bulundu

HDP'den 'cezaevi intiharları' açıklaması

HDP, DBP, HDK ve DTK temsilcileri hapishanelerde yaşamlarına son verme eylemlerine atfen “Gelin zulme karşı yaşamı savunarak mücadele edelim” derken, kamuoyuna da tecride karşı daha güçlü ses çıkarma çağrısında bulundu.

Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle hapishanelerde açlık grevleri yapan mahpuslara yaşamlarına son veren mahpuslar da eklenirken; HDP, DBP, HDK ve DTK’den ortak bir açıklama geldi.

HDP eş başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, DBP Eş Başkanı Mehmet Aslan, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ve DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk’ün katıldığı toplantıda metni Buldan okudu.

Abdullah Öcalan’a yönelik ulusal ve uluslararası sözleşmelere aykırı tecridin 1460 günü bulduğunu, açlık grevinde Leyla Güven’in 139, hapishanelerdeki mahpusların ise 101 günü geride bıraktığını hatırlatan Buldan, “Bu aymazlık ve umursamazlık insanların sabrını son derece zorlamaktadır” dedi.

Ölümü değil yaşamı savunduklarını, nedeni ne olursa olsun kendi yaşamına son vermeyi doğru bulmadıklarını belirten Buldan, bu tip eylemlerle ilgili “Bu tarz eylemlerin devam etmemesi için herkese açık çağrımızı yapıyoruz: Gelin zulme karşı yaşamı savunarak mücadele edelim” dedi.

İktidarın hapishanelerde yaşamlarını yitiren mahpusların cenazeleri karşısındaki tutumunun hem hukuk ve inanç hem de insani ve ahlaki açılardan kabul edilemez olduğunu kaydeden Buldan, açıklamalarını kamuoyuna dönük şu çağrıyla bitirdi:

Bugün bir kez daha tüm kamuoyuna, halka, demokrat ve vicdan sahibi tüm yurttaşlarımıza, sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere, derneklere, sendikalara, meslek birliklerine çağrı yapıyoruz: Sessiz kalmayın, bu konuda bir tek kişinin bile canını ve sağlığını kaybetmemesi için çabalarımıza destek olun. Dayanışma gösterin. Bugün yaşananların yarın daha da olumsuz sonuçlara yol açmaması için sesinizi yükseltin.

Bu süreci hep beraber, tüm toplumun ve halkın sahiplenmesi ile aşabiliriz. Hukuk ve insanlık değerleri açısından İmralı’da aile ve avukat görüşünün bir an önce yapılması gereklidir.

İktidara, bir kez daha çağrı yapıyoruz. Hukuki ve yasal hakların kullanılmasını engellemeyin, 4 yıldır süren mutlak ve ağırlaştırılmış tecridi sonlandırın.