Özerk Yönetim'den Uluslararası Topluma 'Güvenli Bölge' çağrısı

Güvenli Bölge konusunda Türkiye’nin “kendimiz adım atarız” şeklindeki açıklamalarından sonra Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Sözcü Lokman Ehme, bugün Kamışlo’da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası topluma çağrıda bulundu.

Özerk Yönetim Sözcüsü Lokman Ehmê, bugün Kamışlo’da bulunan Dış İlişkiler Bürosu’nda bir basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.

Açıklamada, Türkiye’nin tehditlerinin bölgede IŞİD tehlikesini canlandıracağını ifade eden Ehme, “Bu tehditler bölgede ve Suriye’de barışçıl çözümün ve BM’nin 2254 sayılı kararının önündeki temel engeldir” dedi.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi olarak; tüm dünya kamuoyuna, Suriye kamuoyuna, Suriye’de demokratik çözüm ve istikrar yanlısı tüm kesimlere, DAİŞ’in sona ermesini isteyen herkese, bölgemizde huzur ve barışı korumak isteyenlere, Suriye toplumunun ve coğrafyasının parçalanmasına karşı olanlara Türkiye’nin saldırılarının önünü almaları ve sorumlulukla hareket etmeleri çağrısı yapıyoruz.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bileşenleri DAİŞ örgütüne karşı kendilerini savunmuş, DAİŞ’e karşı Uluslararası Koasliyon’un desteğiyle kazanmış, bu zaferle tüm bölge ve dünya halkları için barış ve güvenliği tesis etmiştir.

İçinden geçilen süreçte tüm çabaların terörü sona erdirme ve Suriye krizinin demokratik çözümü odaklı olması gerekmektedir. Bu süreç, DAİŞ’e karşı savaşmış ve şu anda da hücre yapılanmalarına karşı mücadele edenlerin bulunduğu bir bölgeye askeri bir saldırının gerçekleştirileceği süreç değildir. Bu bölgelerde binlerce DAİŞ’linin aileleri ve çocuklarının kaldığı kamplar bulunmakta; ayrıca cezaevlerinde binlerce DAİŞ’li terörist tutuklu kalmakta, güçlerimiz de güvenlik ve gözlem nöbeti tutmaktadır. Bu bölgelerde yaklaşık 5 milyon sivil yaşamakta, aralarında Suriye’nin başka bölgelerinden göç etmek zorunda kalarak güvenli bir bölge arayan ve buraya sığınan çok sayıda kişi bulunmaktadır.

Özgür halklardan talebimiz odur ki, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halklarına yönelik saldırganlığına karşı dursunlar ve insani sorumluluklarını yerine getirsinler.”