CHP'den Kürt sorunu atağı: Artık sadece Türkiye meselesi değil!

CHP'den Kürt sorunu atağı: Artık sadece Türkiye meselesi değil!

Gerek 31 Mart yerel seçimlerinde gerek 23 Haziran'da yenilenen İstanbul seçiminde uyguladığı stratejiyle Türkiye'nin mevcut en büyük şehirlerini kazan CHP'de yeni süreçle ilgili yoğun tartışmalar yaşanıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta belediye başkanları toplantısıyla ilk adımını attı.

BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın haberine göre, yerel seçimden çıkan sonuç, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana parti açısından "ilk büyük başarı" olarak nitelendiriliyor.

CHP'nin ilk kez son yerel seçimlerinde farklı parti tabanlarından oy aldığı, iktidar partisi AK Parti'nin toplumu yönlendirme ve algı oluşturmaya dönük çıkışlarının da ilk kez halkta karşılık bulmadığına dikkat çekiliyor.

Bunda başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'lilerin AK Parti'den gelen sert çıkışlar ve polemiğe çekme çabalarının karşılıksız bırakmalarının etkili olduğu yorumu yapılıyor.

CHP'li bir kaynak seçim sürecinde izledikleri tavrı, şöyle değerlendiriyor: 

"Öcalan'ın mektubunun etkisi"

"Derviş sabrı gösterdik, partimize, genel başkanımıza ağza alınmayacak sözler söylendiği halde, derviş sabrı gösterdik, sonunda kazanan biz olduk. Bu sadece partimize yönelik saldırılar konusunda olmadı. Abdullah Öcalan'ın mektubu konusunda da, konuşmama kararı alındı ve bunun olumlu yansımasını 23 Haziran'da gördük. Bahçeli topa girdi ve açıklama yaptı. Öcalan mektubunun sahiplenilmesi, devlet ajansı tarafından servis edilmesine en büyük tepki MHP tabanından geldi."

Habere göre, buna örnek olarak da, partinin saha analizlerine göre 31 Mart'ta CHP'ye oy vermemiş, ancak 23 Haziran'da vermeyi düşünen MHP'li seçmen oranı yüzde 22,5 iken, Öcalan mektubu açıklamalarının hemen ertesi günü yapılan saha çalışmasında bu oranın yüzde 50'ye çıkması gösteriliyor.

23 Haziran'da tepkili MHP seçmeninin tamamı Ekrem İmamoğlu'na oy vermese de en az yüzde 30'unun CHP adayına oy verdiği, yüzde 15'inin de sandığa gitmeyerek tepkisini ortaya koyduğu tahmini yapılıyor.

CHP'nin ölçümlerine göre, Öcalan mektubunun açıklanmasının ardından HDP'de ise herhangi bir oy kayması ya da tavır değişikliği kaydedilmedi. Yerel seçimlerde CHP adaylarının AKP'den MHP'ye kadar, ittifak yapılan ya da dayanışma gösterilen tüm parti tabanlarından oy aldığı hesaplanıyor.

Ancak parti yönetiminin asıl kafa yorduğu mesele bu seçmenin nasıl kalıcı hale getirileceği konusunda. Seçmenin şu anda, CHP'li belediyeleri izleme halinde olduğu ve asıl notunu henüz vermediği görüşü yaygın. Bu konuda CHP'li belediyelerin başarısı ve izleyecekleri rotanın önemli bir kriter olacağı ifade ediliyor.

Belediyelerde kayırmacılık, usulsüzlük, savurganlık konusunda ödün verilmemesi, yurttaşlara hizmetin yanı sıra yaşamlarını kolaylaştıracak "küçük dokunuşların" seçmeni partide tutacak ve CHP'yi Türkiye iktidarına taşıyacak temel etkenler olacağı düşünülüyor.

CHP yöneticileri, belediyelerdeki en küçük aksaklık, usulsüzlük ya da etik dışı davranışa müdahale etme konusunda da kararlı olduklarını vurguluyorlar.

CHP yönetimi, yeniden bir "1989 travması yaşanmaması" için ise bu kez işi sıkı tutmayı planlıyor. Bu kapsamda, genel merkezde, yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un koordinasyonunda bir "yerel yönetimleri izleme kurulu" oluşturulması kararlaştırıldı.

Bunun için profesyonel anket firmaları ile çalışılacak ve belediye başkanlarının performansı altı ayda bir ölçülecek, sorunlu görülen belediyelerde bu süre daha da erkene çekilebilecek.

Ölçümde temel kriterler ise belediye gelirlerini artırıp artıramadığı, bütçe kaynaklarını verimli kullanıp kullanmadığı, personel rejimi, yurttaşın beklentisine uygun yatırımları ne ölçüde gerçekleştirdiği, yurttaşların şikayetlerini gidermedeki başarısı olacak.

"Kürt sorunu artık sadece Türkiye meselesi olmaktan da çıktı"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, belediye başkanları toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Kürt sorununun çözümü konusunda yeni bir hazırlıktan söz etti. Partinin yaklaşık 4-5 yıl önce, "çözüm süreci" döneminde hazırlanan "Kürt sorunu konusunda 22 soru 22 cevap" kitapçığının yapılacak bir çalışmayla güncelleneceğini söyledi.

CHP'nin Kürt sorunu ile ilgili görüşlerini içeren bu kitapçıkla ilgili güncelleme çalışmasının önümüzdeki günlerde başlayacağı belirtiliyor. Parti içinde bu çalışmaya neden gereksinim duyulduğu konusunda ise parti kaynakları şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Kürt sorununu çözme iddiası olmayan partiler artık statükocu, güvenlik bürokrasisine sıkışmış, başkaları tarafından yönlendirilmeye açık demektir ki, bizim böyle bir niyetimiz yok. Biz iktidar olmak istiyoruz. Bu iktidarın birinci aşaması demokrasiyi tesis etmek. Başkanlık yarışını, geniş ittifak ilişkisiyle kazanmak. Kürt sorunu bu ülkenin en yakıcı meselesi ki artık sadece Türkiye meselesi olmaktan da çıktı.

Biz bu meseleyi Türkiyenin kendi çerçevesi içinde çözemezsek, Türkiye o zaman daha ağır bedeller öder. HDP'li olan ya da olmayan Kürt vatandaşlar bizi biliyor, biz de onları biliyoruz. 

Kriterimiz şu; senin Diyarbakırlı Kürt olarak elde edeceğin hak, benim herhangi bir Türk vatandaşımdan daha az olmayacak, biz bunu garanti edeceğiz."

Seçim döneminde yapılan işbirliği ile genç kuşak HDP seçmeninin ilk kez partili adaylara oy vererek CHP'ye kredi açtığının değerlendirildiği partide, yapılan işbirliği ile yakalanan diyaloğun sorunun çözümünde önemli rol oynayacağına dikkat çekiyorlar.