8 muhalefet partisinden 'Can Atalay' için ortak bildiri

Yargıtay’ın Can Atalay kararının ardından Meclis Başkanı Kurtulmuş ile görüşen 8 muhalefet partisi ortak bir bildiri yayımladı.

8 muhalefet partisinden 'Can Atalay' için ortak bildiri

Gezi Davası'ndan tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iki kez "hak ihlali" kararı vermesi ve kararın Yargıtay tarafından reddedilmesinin ardından yargı kriz yaşanmıştı.

Muhalefet partileri, krizi görüşmek amacıyla tatilde olan Meclis'in olağanüstü toplanması çağrısı yaptı. Ancak bu talep, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından reddedildi.

Bunun ardından muhalefet partileri bugün Kurtulmuş'a bir ziyarette bulundu.

Görüşmenin ardından, olağanüstü toplantı talebinde bulunan 8 parti ortak bildiri yayınlarken CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ile parti temsilcileri TBMM'de basın açıklaması düzenledi.

Can Atalay için olağanüstü toplantı çağrısı

Günaydın'ın açıklamasından satır başları şu şekilde:

"Mustafa Şentop'un başkanlığında benzer durumda Meclis toplanmıştır. O gün toplayıp bugün toplamamak halkın iradesine karşı çıkmaktır.

Bu eğer bir içtihat haline gelirse,Türkiye'nin en önemli olaylarında Meclis'in gücünü geri çekecektir.

Kurtulmuş, görüşlerini tekrar etti. Biz hukuken veya siyaseten doğru bulmuyoruz. Değer atfetmiyoruz.TBMM'nin toplanmamasına yönelik kararı protesto ediyoruz."

“Derin bir demokrasi krizi”

CHP, TİP, DEM Parti, Emek Partisi, Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti milletvekillerinin imzasıyla yayınlanan ortak bildiride şu ifadeler yer aldı:

"Anayasa'nın 153 üncü maddesinin açık hükmüne rağmen Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamakta direnen Yargıtay 3 üncü Ceza Dairesi'nin tutumu çerçevesinde gelişen olaylar ve açıklamalar nedeniyle, süreç bir yargı krizi olmaktan çıkmış ve derin bir demokrasi krizine dönüşmüştür.

14 Mayıs 2023 günü halkın iradesi ile milletvekili seçilen Can Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin hakkında verdiği iki karara rağmen Silivri Cezaevi'ndedir. Ortaya çıkan bu durum, yargının yasama erkine müdahalesi olmakla kalmayıp, aslında Türkiye'de yaşanan politik gerçekliğin bir görünümü olarak, yürütmenin ve tek adam rejiminin tahakkümü ile erkler ayrılığının ortadan kaldırılması, tüm yurttaşlarımız için kişi güvenliği hakkının yasal güvencelerinin keyfi uygulamalara açık hale getirilmesi anlamını taşımaktadır.

“Meclis teamüllerine aykırı olarak talebimiz reddedildi”

Yukarıda tanımlanan olayların ele alınarak görüşülmesi ve kendi gündemine hakim olan TBMM'nin tutumunun belirlenmesi amacıyla, sekiz partinin temsilcilerinin yeter sayıda imzalarıyla, Meclis'in olağanüstü toplanması istemiyle hazırlanan dilekçe, 5 Ocak 2024 günü TBMM Başkanlığı'na sunulmuştur. Buna karşın Meclis Başkanı imzasıyla 9 Ocak 2024 günü tarafımıza ulaşan yazıda, Anayasa, İç Tüzük ve Meclis teamüllerine aykırı olarak, talebimiz reddedilmiştir.

Bilindiği üzere, TBMM 2023 yılında son mesaisini 27 Aralık 2023 gününde tamamlamış ve çalışmalarına 16 Ocak 2024 tarihine kadar ara vermiştir. Bu fiili duruma karşılık, Meclis'in tatil ya da ara verme kararının bulunmadığı yönünde bir görüş ileri sürülerek Meclis'in toplanmasının reddedilmesi, her şeyden önce hukukun genel ilkelerine ve iyi niyet kuralına aykırıdır. Dahası, 2 Ocak 2020 tarihinde benzer bir durumda TBMM, dönemin Meclis Başkanı tarafından toplantıya çağrılmış ve toplantı gerçekleştirilmiştir.

TBMM'de temsil edilen sekiz siyasi partinin grup başkanları, grup başkan vekilleri ve yeter sayıda milletvekillerinin imzasıyla verilen söz konusu talebimiz karşısında, Meclis Başkanı'nın takdir yetkisi değil, bağlı yetkisi bulunmaktadır. Buna karşın Meclis Başkanı'nın bu talebimizi reddetmesi, Anayasa'nın 93, İç Tüzüğün 7 inci maddelerinin ihlali yanında, TBMM teamüllerinin çiğnenmesi ve bu alana tümüyle keyfiyetin hakim kılınması anlamını taşımaktadır. Somut durumdan çok öte, Meclis Başkanı'nın ortaya koyduğu bu tutumla, bundan böyle ülkemizin karşılaşacağı önemli gelişmeler karşısında, TBMM'nin olağanüstü toplanarak ülke gündemine müdahale gücü tartışmalı bir hale getirilmektedir.

“Meclis'i etkisizleştirme ve işlevsiz kılma”

Bizzat Başkanı tarafından Meclis'in etkisizleştirme ve işlevsiz kılınma çabalarının, mevcut iktidarın tutumundan ayrı değerlendirilemeyeceğinin farkındayız. Bu bağlamda ifade etmek isteriz ki, Meclis Başkanı; haklı, hukuka ve kamu yararına uyarlı taleplerimiz üzerinden siyasi karşıtlık kurma durumundan kendisini çıkarmalı ve Meclis'in hukukunu korumalıdır.

Aşağıda imzası bulunan ve farklı siyasi müktesebatlara sahip olan sekiz siyasi partinin temsilcileri olarak, bu açık hukuksuzluğa ve keyfiliğe sessiz kalmayacağımızı ve hukuki-demokratik tepkilerimizi her tü platformda seslendirme kararında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz."