ABD Kongresinde Türkiye için kritik haftalar

ABD Kongresinde Türkiye için kritik haftalar

ABD Kongresinde bu hafta Türkiye'ye yönelik ambargo paketleri ile Ermeni Soykırımını tanıma tasarılarının birlikte hızla ilerleyebileceği belirtiliyor. Bazı Kongre kaynaklarının verdiği bilgilere göre şu an için kurallar komitesinde bulunan hem 1915 yılındaki olayları Ermeni Soykırımı kabul etme ve anma günü kararının hem de bazı ambargo paketlerinin önümüzdeki hafta Komiteye taşınmadan doğrudan Genel Kurula getirilerek oylanabilecek.

Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesi başkanı Demokrat Eliot Engel ile Cumhuriyetçi kıdemli üyesi Michael MacCaul tarafından hazırlanan ambargo paketinin de Komite'de oylanmadan doğrudan Genel Kurula getirilme ihtimalinin olduğu öğrenildi. Bu durumda Genel Kurul'da iki partinin de desteğini alan bu karar ve yasa tasarısının hızlıca kabul edilmesi ve Senato'ya bu yönde paralel karar ve yasa tasarılarının geçirmesi için baskıya sokabileceği görülüyor.

Engel ve McCaul ambargo yasasında Türk Savunma Bakanı, Genelkurmay başkanı, Kara Kuvvetler Komutanı ve Ekonomi bakanına ambargolar öngörülüyor. Türk ordusunun Suriye'deki güçlerine silah transferini, Suriye'deki Türk güçlerine silah transfer eden üçüncü parti ve Türk finansal kurumlarına ambargo öngörüyor.

Halkbankası doğrudan referans verilen ve ambargoya uğraması istenen kurumların başında geliyor. Yasa tasarısı Erdoğan'ın ve ailesinin malvarlığı üzerine ayrıntılı bir rapor da talep ediyor. Erdoğan'ın ABD'deki malvarlığı ve ABD vatandaşları ile ilgili malvarlıklarını dondurma, vizelerin ret edilmesine, olan vizelerin iptal edilmesini öngörüyor.

Bilindiği gibi Erdoğan'ın Kasım 13'ü için planlanmış bir ABD ziyareti bulunuyor. Bu ziyaretten önce Kongre'nin hareket etmek istediği de görülüyor.

Bu iki Kongre faaliyetinin de bu hafta Komitelerden atlatılarak doğrudan Genel Kurul'a getirilmesi Meclis Başkanı Demokrat Nancy Pelosi'nin iradesi ile mümkün ve Pelosi'nin bu iki faaliyeti de desteklediği biliniyor.

Bu durumun farkına varan Türkiye'nin Washington'daki Büyükelçisi, Kongre üyelerine yönelik yazdığı mektupta, HR. 296 sayılı ABD'nin Ermeni Soykırımını tanıdığını ilan eden tasarının engellenmesini istedi.

Büyükelçi Serdar Kılıç, yazdığı mektubunda agresif dille böyle bir tasarının geçmesinin iki ülke arasındaki ilişkiler kritik bir süreçte zehirleneceğini hatırlatıyor. Kılıç, başkentte agresif dil kullandığı tweetleri ve mesajları ile biliniyor.

2010 yılında Genel Kurul değil Kongre'nin bir alt komitesinde benzer bir yasa tasarısının geçmesi sonucu zamanın Türkiye Büyükelçisi Namık Tan'ı geri çeken Erdoğan'ın bu tür bir tanımanın bu kez Genel Kurulda geçmesi halinde nasıl bir tepki verebileceği henüz bilinmiyor.

Kongre'deki gelişmeler bunlarla sınırlı değil.

Cumhuriyetçi Liz Cheney'in öncülük ettiği ve Türkiye'ye ambargoları öngören bir başka yasa tasarısına şimdiden 90'ı aşkın Cumhuriyetçi desteğini açıkladı. Görüldüğü gibi iktidardaki ve Temsilciler Meclisinde ise azınlıktaki Cumhuriyetçi Parti de, Meclis'te çoğunluk, Senato'da azınlık olan Demokrat Parti de Türkiye'nin cezalandırılması konusunda mutabık.

Ambargo yasalarının bir de Senato ayağı var. Senato lideri Mitch McConnel Türkiye'ye yaptırımların hafif olmasından yana olduğunu açıklamıştı. Bu fikrin dayandığı nokta ise sık sık Türkiye'yi daha fazla Rusya'nın kucağına itmemek olarak açıklanıyor. Buna rağmen McConnel, aynı zamanda Erdoğan'ın Washington davetinin iptal edilmesi için de bir çağrıyı destekliyor.

Kürtlere sahip çıkma, Suriye'den geri çekilme konularında da Trump'ın karşısında yer alanlar yine Trump'ın partisinden olan Cumhuriyetçiler.

Senato'da bir taraftan Cumhuriyetçi Lindsey Graham ve Demokrat Chris Van Hollen'un öncülük ettiği bir partilerüstü ambargo yasası var. Diğer taraftan ise Senato Dışilişkiler Komitesi başkanı Cumhuriyetçi Jim Risch ve Demokratların kıdemli üyesi Bob Menendez'in öncülük ettiği bir başka yasa tasarısı var.

Ahval bu hafta Kongre'de bazı görüşmeler yaptı. Ahval ile konuşan Kongre'de çalışan kıdemli bir dış politika yetkilisi, Graham-Van Hollen'ın yasasının çok ağır şartlara sahip olduğu ve bunun Türkiye'nin ekonomisine saldırı şeklinde nitelendirilebilmesinin mümkün olduğundan dolayı, o tasarıdan ziyade Risch-Menendez yaptırım paketinin ise daha spesifik ve geçme ihtimalinin ciddi olduğunu ifade etti. Bu görüşe herkesin katılmadığını eklemek gerekir.

Richs-Menendez yasasında ABD Başkanından, uluslararası kurumlardan Türk hükümetinin işine yarayacak kredilere karşı çıkılması talep ediliyor. Türk ordusunun Suriye'de operasyon yapan güçlerine transfer edilebilecek silahların engellenmesi de talep ediliyor.

Bu yasa tasarısında da Türk Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve 2. Ordu Komutanı ve ekonomi bakanlarının malvarlığını dondurması söz konusu. Ayrıca Suriye operasyonunda yer alan Türk savunma bakanlığındaki kıdemli yetkililer, DSG'ye saldırıda rol alan Türk yetkililer ve benzeri kıdem ve rolleri oynayan diğer kıdemli yetkililere ambargolar öneriliyor.

Bu yasa tasarısında da Temsilciler Meclisinde olduğu gibi Erdoğan'ın ailesinin malvarlığı hakkında derinlemesine bir rapor hazırlanması talep ediliyor. Bununla birlikte bu rapor sonucunda bulgularla ne yapılacağı söylenmiyor.

Bu ambargo yasalarından en serti olarak tanımlanan Graham-Van Hollen ambargo yasasında ek olarak Türk Hava Güçlerine, Türk liderlerine vize engeline yer veriyor.

Erdoğan halen 13'ünde Washington'a gelmek üzere planlarını yapıyor. O şehre inmeden önce Kongre'nin kendisine karşı artık 'nefret' olarak nitelendirilen duygusunu nasıl ve hangi şiddette dışa vurucağı henüz bilinmiyor. Yukarıda tartışılan ihtimallerden biri veya fazlasının oluşması ilişkinin tansiyonunu daha da artırabilir.