Başak Demirtaş: Selahatin tutuklanmasaydı Erdoğan cumhurbaşkanı olamayacaktı

Başak Demirtaş, Panorama News’e verdiği özel demeçte, eşi Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kendilerinden 1700 kilometre uzaklıkta yüksek güvenlikli bir cezaevinde yaklaşık 5 yıldır, 12 metrekare bir hücrede tutuklu olduğunu söyledi.

Demirtaş, “Selahattin’i bizlerden bu kadar uzağa götürerek hem sevenlerine hem de ailesine bir şekilde işkence yapmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

Selahattin Demirtaş’ın “demokratik bir ülke için” mücadele ettiğini belirten Başak Demiştaş, “Ben Selahattin’i 26 yıldır tanıyorum. 20 yıldır da hem hayat arkadaşım hem yoldaşım. Tanıdığım günden itibaren insanlar arasında hiçbir dil, din etkin köken ayırmadan insanların barış içinde yaşaması eşitçe yaşaması daha demokratik bir ülkede yaşaması için mücadele etti” ifadelerini kullandı.

“Selahattin’in cezaevinden söylediği çok sevdiğim iki sözü var” diyen Başak Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cesaret bulaşıcıdır. İkincisi ise en karamsam olduğunuz anlarda bile ayak ucunuza değil ufuka bakın orda umudu göreceksiniz mutlaka. Bende çok zorlandığım zamanlar oluyor. İnsanız sonuçta. Çok zor zamanlarda Selahattin’in bu sözleri geliyor aklıma. Tekrardan moralim yerime geliyor. Kendimi daha cesur hissediyorum.”

Başak Demirtaş, “Aslında Selahattin’in siyasi bir rehine olarak tutuklandığını ilk günden beri söyledik. Çünkü o hukuken tutuklanmadı. Yasalara göre tutuklanmadı. Siyasi nedenlerle tutuklandı. Ondan dolayı biz hep siyasi rehine tanımını durumu öyle tanımladık. Ve nihayetinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında da tescillendi. Yani AİHM kararı ile birlikte Selahattin’in siyasi rehine olduğunu bütün dünya gördü” ifadelerini kullandı.

“Selahattin 4 Kasım 2016’da tutuklandı. Bundan çok kısa bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti rejim değişikliği yapıldı” diyen Demirtaş, “Selahattin dışarıda olsaydı belki de Erdoğan cumhurbaşkanı olamayacaktı” yorumunda bulundu.

Başak Demirtaş sözlerini, “Özellikle Avrupa’dan daha etkin bir pozisyon almasını almasını istiyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesi için ve Avrupa kriterlerine dönmesi için. Daha etkin olmaları gerekir. En azından Türkiye’nin AİHM kararlarına uyması konusunda  bir hukuk devleti olması gerektiği konusunda etkin bir pozisyon almalarını bekliyoruz” şeklinde tamamladı.