HAK-PAR Başkanı Epözdemir: Kürtler için mesele şahıslar değil, sistemdir

HAK-PAR Genel Başkanı Latif Epözdemir, Türkiye’de Kürt sorununun çözümü için şahıs veya iktidar partilerinin değil, sistemin değişmesi gerektiğini söyledi. Epözdemir, “Kürtler artık aktör değil, faktör olmalı. 15 milyon Kürt seçmen var. Kendileri için siyaset yapmalı” dedi.

HAK-PAR Başkanı Epözdemir: Kürtler için mesele şahıslar değil, sistemdir

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Latif Epözdemir, Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen seminerde, Türkiye gündemi, ekonomi, yeni anayasa, seçim ve süreç hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin mevcut gündeminin ekonomik kriz olduğunu vurgulayan Epözdemir, anketlerde de katılımcıların çoğunun Türkiye’nin en temel sorununu ekonomik kriz, işsizlik ve pahalılık olarak gördüğünü söyledi.

Epözdemir, “İlginçtir ki Türkiye’de yaşayan Kürtlerin belli bir çoğunluğu da bu görüşte. Oysa Türkiye’nin en temel problemi Kürt sorunudur. Dünyanın her yerinde dönem dönem bu tür şeyler oluyor. Yani güncel sorunlar temel siyasi sorunları perde arkasına çekiyor. Fakat ne kadar saklamaya çalışsalar da bunu örtbas edemezler. Türkiye kendi deyimleri ile atılım yapmak istiyor ama yapamıyor. Biz bu atılımın neden yapılamadığının nedenini biliyoruz. Sebep Kürt sorununun çözülmemesidir. Yani son 40 yılda Türkiye PKK ile mücadele için 800 milyar dolar harcadı. Bu para ile Türkiye yeniden inşa edilebilirdi. Bu sorunu barışçıl yollarla çözmüş olsaydı, bu para ile işsizlik sorununu çözebilirdi. Halkın yaşadığı ekonomik sorunların büyük çoğunu da çözebilirdi” dedi.

“Şimdi eskisi gibi şiddetli bir savaş ve çatışma yok. Fakat savaş politikası değişmemiş durumda” diyen Latif Epözdemir, “Fakat devlet sanki büyük bir savaş varmış, devletin en büyük sorunu da terörmüş gibi yansıtıyor. Her gün burada bu kadar operasyon oldu, bu kadar bombardıman oldu propagandası ile kendi yandaşlarını enforme ediyor. 10 yıldır Kandil’i bombalıyorum diyor. Peki ne oldu bu Kandil de bu kadar bombalanıyor? Halka, ‘sizin huzurunuz, güvenliğiniz için koruyorum’ dediği için buna devam ediyor ve ne yazık ki halk da buna inanıyor” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu güne kadar dört anayasa yazıldığını hatırlatan HAK-PAR lideri Epözdemir, 1921’deki Teşkilât-ı Esasîye Kanunu’nda Kürtlere otonomi sözü verildiğini, Meclis’in ortak olduğunu söyledi.

1924’te yazılan anayasa ile birlikte Türkiye’de yaşayan tüm halkların ve Kürtlerin hayatının değiştiğini söyleyen Latif Epözdermir, artık herkesin Türk olarak sayıldığı, tekçi bir sisteme, Kürtlerin inkarını savunan bir sisteme geçildiğini belirtti.

Konuşmaya geldiğinde “biz Osmanlı torunuyuz, Mustafa Kemal’in evlatlarıyız” diyenlerin, Osmanlı tarihine ve Mustafa Kemal’in Kürler hakkındaki sözlerininin aksine bugün “Kürt” ve “Kürdistan” dediği için insanları cezalandırdığını belirten Epözdemir, ardından çıkarılan tüm yasaların Kürt kimliğinin inkarı için hazırlandığını, bu yasaların da Türk siyasetine asimilasyon için büyük imkanlar sunduğunu anlattı.  

“Kürt meselesi konusunda AKP ile CHP arasında bir fark yok”

Türkiye’de bugün yeni anayasaya ilişkin tartışmalar olduğunu ifade eden HAK-PAR lideri, şunları dile getirdi:

“Kürt sorunu konusunda AKP ile CHP arasında hiçbir fark yok. İki taraf da yazmayı düşündüğü anayasada Kürt sorununun çözümüne yer vermeye hazır değil. Yani yeni anayasa bu sorunu çözmeyecek ise eski anayasa ile bir farkı kalmaz. Biz bu konudaki görüşlerimizi onlara da aktardık, yeni anayasada neler olmalı konusundaki görüşlerimizi belirttik.”

HDP ve HÜDA-PAR’la da ilişkilerimiz var

HDP ve HÜDA-PAR ile farklı görüşleri savunan partiler olduklarını vurgulayan Latif Epözdemir, “Özellikle de Kürtlerin talepleri konusunda biz bir birimizden ayrıyız. Bizim Kürtler için istediğimizi onlar istemiyor. Biz Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorununun adil, eşit ve demokratik bir federasyon temelinde çözülmesi gerektiğini savunuyoruz. Fakat onlar biz Türkiye partisiyiz diyor ve Kürtler için bir statü talebinde bulunmuyorlar. Ama bu farklılık bir araya gelemeyeceğimiz, bir birimize selam vermeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bazen görüşmelerimiz de oluyor ve o zaman da biz eleştirilerimizi yöneltiyoruz. HÜDA-PAR ile de şu ana kadar bir ortak çalışmamız olmadı. Ancak kendileri gelip yeni anayasa hakkında görüşlerimizi sordu” dedi.

“Kürtler aktör değil faktör olmalı”

Erken seçimin konusunda görüşlerini dile getiren Epözdemir, erken seçim iki yolu olduğunu, bunlardan birinin cumhurbaşkanı kararı, diğerinin ise Meclis’in 401 vekilin imzası ve kararı ile olabileceğini belirtti.

Epözdemir, “Muhalefetin böyle bir gücü yok. Kalıyor Cumhurbaşkanı kararı. Ama Cumhurbaşkanı da neden bu durumda ülkenin durumu aşağı doğru gidiyorken erken seçim kararı alsın ki?” diye sordu.  

Yasa değişikliği ve referandum ile seçim kararı alınmasının da uzun zaman alacağına ve bunun için de zaman kalmadığına dikkat çeken HAK-PAR lideri, “Kaldı ki Kürtler için mesele erken seçim değil, sistem meselesidir. Sistem değişmedikten sonra Erdoğan’ın yerine başka biri gelse de Kürtler için durum değişmeyecek. Önemli olan Kürtlerin iradesini kimseye teslim etmemektir. Seçimler yaklaştığında Türk siyaseti Kürtleri aktör olarak görüyorlar. Aktörü çıkar rolünü oynar sonra sahneden iner. Ama Kürtler artık faktör olmalı. 15 milyon Kürt seçmen var. Bu yüzden kendileri için siyaset yapmalı. Neden kendileri için bir talebi olmayan, bir statü önermeyen bir partiye oy versinler ki. Biz Kürtlere Cumhur veya Millet ittifakına oy versinler demiyoruz. HAK-PAR olarak biz bu sistemden razı değiliz. Biz sistem değişsin diyoruz, onlar şahıs değişsin istiyor” ifadelerini kullandı.

“Yeni bir çözüm süreci ihtimali var”

Türkiye’de yeni bir “çözüm süreci” ihtimali olduğunu söyleyen Epözdemir, şöyle devam etti:

“Böyle bir ihtimal var, yeni anayasa çalışması var. Ama MHP bunu istemiyor, bunun önünde engeldir. Tayyip Erdoğan da şimdi MHP ile ittifakını bozmak istemiyor. Ama bu şartlarda bu gün de olsa, bir yıl sonra da olsa seçime gitmeden önce elinde bir şeyler olmalı ki seçmenlerden oy alsın. Özellikle de Kürtlerden oy alabilmesi, Kürtlerin gönlünü alabilmesi için bazı adımlar atmalı. İkincisi halkın ekonomik durumunu düzeltmeli ki tekrar oy alabilsin. Fakat Tayyip Erdoğan’ın büyük bri avantajı da var. 20 yıllık iktidarı döneminde kendisini destekleyen büyük bir kitleye sahip. İkincisi devletin bazı kilit kurumları elinde. Örneğin Merkez Bankası. Bakın bu süreçte kaç tane Merkez Bankası başkanı değiştirdi. Maliye bakanı değiştirdi. Yani kafasındaki projeye uygun hareket etmeyeni görevden alıyor. Yeni bir süreç için de ihtimal var. Anayasanın ilk dört maddesinden söz ediliyor. Anayasanın dördüncü maddesi çok ilginçtir. Bu maddede, ilk üç maddenin değişmeyeceğine vurgu yapılıyor. Eski Meclis Başkanı ki kendisi de bir AKP’liydi, bu maddelerin neden değişmesin dedi. Ama CHP karşı çıktı. Yine okullarda çocuklara okutulan ant vardı. AKP bunu kaldırdı, CHP ise bunu geri getireceğini söylüyor. Geçtiğimiz günlerde Kılıçdaroğlu, Kürdistan kelimesinden çok rahatsız olduğunu dile getirdi. Siyaset böyle yürüyor.”

“Türkiye’de her kes Kürtler üzerine hesaplar yapıyor” diyen HAK-PAR Genel Başkanı, “Gerçekte Gelecek Partisi ve DEVA da AKP’nin versiyonlarıdır. Fakat insanlar biraz AKP’den küsmüş, Kürtler de küsmüş. AKP bu durumda onları kazanmak için bazı adımlar atmak istiyor” dedi./Rudaw