Michael Rubin: 'Asıl soru, Türkiye'yle nasıl iyi dost oluruz değil, Türkiye'nin çöküşünü nasıl yöneteceğiz'

Michael Rubin: 'Asıl soru, Türkiye'yle nasıl iyi dost oluruz değil, Türkiye'nin çöküşünü nasıl yöneteceğiz'

Eski Pentagon yetkilisi ve Neo-Con ABD'li yazar Michael Rubin,  yazısında Türkiye'ye ilişkin sıradışı açıklamalarda bulundu. Michael Rubin, Beyaz Saray’ın düşünmesi gereken sorunun 'Türkiye'yle nasıl iyi dost oluruz değil, Türkiye'nin çöküşünü nasıl yöneteceğiz' olması gerektiğini söyleyerek, “Bu uçurumdan Türkiye tek parça kurtulamayabilir” iddiasında bulundu.

Michael Rubin, Odatv'de yayınlanan Şıvan Okçuoğlu tarafından çevrilmiş yazısında şöyle yazdı: "Türkiye'nin demokrasi konusundaki taahhüdü ve Avrupa Birliği'ne üyelik olasılığı konusundaki soruları daha acil bir sorgu ile değiştirdi: Türkiye'nin bulunduğu yol kaosa, çöküşe ve devletin yıkımına mı uzanıyor? Ne yazık ki, cevap 'evet' olabilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürüklediği uçurumdan Türkiye tek parça kurtulamayabilir."

'Ucu ucuna kazandığı galibiyet'

Erdoğan'ın, yazı ile ilgili suç duyurusunda bulunduğu Rubin'e göre, "16 Nisan'da yapılan anayasa referandumunun ardından Erdoğan muazzam bir zafer iddia etti. 'Tarihimizdeki en önemli devlet reformunu gerçekleştiriyoruz,' diyerek kendisini destekleyen binlerce kişiyi selamladı. Ucu ucuna kazandığı galibiyetle – ki seçime karışan şaibe Güvenlik Örgütü ve Avrupa İşbirliği gibi uluslararası gözlemciler tarafından adil ve özgür bir seçim olmadığı dikkate alınmış bulunan – gücünün bir kısmını kaybetmiş olmasına rağmen Erdoğan'a yargı ve bürokrasi üzerinde süresiz ve olağanüstü bir kontrole sahip olarak kararnamelerle muhaliflerini mahkum edebilme yetkisi kazandı."

'Türk istihbaratı radikallere yardımcı oldu'

Rubin, yazısında Türkiye'nin İslamcı radikalleri de desteklediğini iddia ederek "Bir zamanlar Türk güvenlik birimleri bu saldırıları durdurabilirdi, ancak artık bu mümkün olmayabilir. Sorun, niyet ve yeterliliktir. 30 yılı aşkın süredir teröristler Türkiye'yi hedef alıyorlar, ancak Türk istihbaratı çoğunu sınırda durdurmayı başarmıştır. Şimdi ise, bazı önde gelen Türk gazetecileri bu gerçeği belgelediklerinde hapse atılırken, Türk istihbarat servisi İslamcı radikallerin sınırı geçmelerine yardımcı oluyordu." dedi.

'Erdoğan, Suriye'de ateşe benzin döktü'

Rubin, Türkiye'nin Suriye politikasını da sert bir eleştirdi: "Bu arada, güçlerini Suriye'ye göndererek – çoğunlukla IŞİD'le değil de Suriye Kürtleri ile savaşmak için – Erdoğan ateşe benzin attı. 1980 ve 1990'lardaki terörle mücadele operasyonları sırasında Türk ordusu, Kürtlerin çoğunlukta olduğu Güneydoğu'daki yüzlerce Kürt kasabasını ve köyünü yerle bir etti. Yerinden olmuş Kürtler Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük ve orta büyüklükteki şehirlere kaçtı. Dolayısıyla, bugün etnik şiddet patlak verdiğinde, Türkiye'nin ekonomik, kültürel ve turistik merkezlerini doğrudan etkiliyor. Suriye'de bir çıkış stratejisinin olmaması nedeniyle uzun vadede Türkiye güvenlik ve ekonomi konularında bir bataklığa batabilir."

‘İstikrarlı görünümün altı çürük’

"Türkiye bugün istikrarlı gibi görünebilir ancak bunun altı çürüktür. Yaklaşık 15 yıldır iktidarda kalan Erdoğan'ın mirası, Türkiye'nin istikrarının temelini attı. Ve iktidarın konsolide edilmesi ile, ölmesi ya da görevden ayrılması durumunda onun yerini almaya hazır hiç kimseyi bırakmadı. Erdoğan'ın gürlemesi gücüyle ters orantılıdır. Tabanını sağlamlaştırmak için Amerikan karşıtlığı yapıyor. Beyaz Saray'ın ve Pentagon'un düşünmesi gereken soru, Türkiye'yle nasıl iyi dost oluruz değil, Türkiye'nin çöküşünü nasıl yöneteceğiz olmalıdır."